Tuz gerçekten kokmadı mı, Kadir bey?

Ali İhsan Karahasanoğlu

Bir taraf diyor ki; “Suçluluğu ortada olan, yargılanan sanıklar ile ilgili uygun hâkim ve savcı arayışı yapıldığı yorumlarına HSYK’nın imkân ve zemin vermemesi lazım.

Bu kilitlenme neyse açıklayın. Adalet Bakanı da açıklasın. Maalesef millette tuzun koktuğu gibi bir anlayışa neden oluyor.”
Diğer taraf da cevap veriyor: “Yargıyı yargıya bırakmalarını istiyorum. Lütfen ‘tuzun koktuğundan’ bahsedebilecek derecede ağır ithamlarda bulunmasınlar. Hak etmediğimiz isnatlara maruz bırakılıyoruz.”
Gelin siz de hakem olun, bu konuyu çözelim..
İlk paragraftaki cümlelerin sahibi, AKParti GrupBaşkanvekili, kendisi de hukukçu olan Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ..
Cevabı veren ise, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanvekili Kadir Özbek..
Bekir beyin eleştirisinin kaynağını biliyorsunuz.
HSYK’da üye olan bir hakimin, yakın tarihte, birden fazla görüntü ile, Ergenekon davasının sanıkları ile yemek yediği, toplantıya katıldığı ispatlandı..
Ama bu HSYK üyesi, sanki hiçbir şey olmamış gibi, HSYK toplantılarına katılıyor;Ergenekon savcı ve hakimlerinin de gündemde olduğu tayin görüşmelerine katılıp, teklifler sunuyor..
Bu konuda, eleştirilen HSYK üyesi hakim, iddialara bir cevap verebiliyor mu?
Hayır.
“Bana kimse bir şey yapamaz. Beni buradaki görevden alacak mekanizmanın işlemesi mümkün değil. Ben de kanundaki bu boşluğu kullanır, sizi muhatap bile almadan, inadına inadına istediğim yolda yürürüm” çizgisinde herkese meydan okuyor!
Toplantı bir gün ertelenir anlarız.İki gün ertelenir anlarız.Ama Bekir beyin söylediği gibi; bir ayı aşkın süredir, HSYKtoplantısı uzayıp duruyor ise, her gün televizyonlarda bu konu tartışılıyor ise, “Tuz; hâlâ kokmamış mıdır sizce, sayın HSYKBaşkanvekili?”
Sanık ile hakimin aynı masada otururken görüntülendiğinin anlaşıldığı gün, hemen o üyeyi HSYK’dan atmanız gerekirken, sanıklarla yemek yiyen hakim görüntüsünü kabullenen ve bir şey yokmuş gibi yoluna devam eden bir HSYK yapısı, “tuz koktu” sözünü haklı çıkarmıyor da, daha hangi davranış haklı çıkaracak?!
Tuz koktu sayın Başkanvekili.. Çoktan koktu tuz!
Bahsettiğimiz hakim, yerel mahkeme hakimi değil. Bir yüksek hakim.. Yargıtay üyesi o..
Sadece Yargıtay üyesi de değil..
250 Yargıtay üyesi içinden, tüm hakimlere örnek olması gereken, HSYKüyesi bir hakim o..
Dahası var; yılda iki defa yapılan yer değiştirmelerin gündemde olduğu bir dönemdeyiz şimdi.. 2000’e yakın hakim-savcının görev yapacağı yer, 7 HSYK üyesinin takdirinde şimdi..
Böyle bir dönemde, bir HSYKüyesi, çok önemli bir davanın sanığı ile aynı karede nasıl görünür?
Ne işi var bir HSYK üyesinin, bir sanıkla aynı masada!
Hani “Bir hakim, mesleğinden olmayan kişilerle ne diye dışarıda yemek yer” diyeceğim ama.. Tuzun koktuğunu o üye de biliyor olmalı ki, “Ne var, bunda? Herkes yiyor. Ben de yiyorum” deyip, sanıkla oturmuş masaya..
Ama el insaf.
Bir de o sanığın isteği doğrultusunda, HSYK’da teklifler gündeme getirirsen, tuzun kokmasını da aştık demektir..
Bu iş bitti artık demektir.
Git sanıkla yemek ye. Sonra gel, sanığı yargılayan hakimi cezalandır.
Sanıkla oturup konuşmalar yap. Gel; sanığı sorguya çeken savcıyı bulunduğu yerden başka yere sür!
Böyle rezalet olur mu?
Buna hukuk devleti denir mi?
Bunun daha nesini konuşacaksınız? “Pazartesi, Salı”sı yok bu işin..
Ne karar alırsanız alınız, önce “Sanıkla yemek yiyen hakimin, o kurulda oy kullanma hakkı olmadığı”nı kararlaştırın siz!
Karar verecek noktadaki hakimlerin, her türlü iddiadan, her türlü şüpheden uzak olması gerekirken, sanıklarla yemek yiyen hakimlerin, “hakim atamalarında söz sahibi olduğu görüntüyü” düzeltin siz!
Yoksa, “tuz koktu” sözü de hafif kalır Kadir bey.. Bu rezaleti, o “söz” de tanımlamaz!

VAKİT