“Bana bir Büyük Kumandan gerek. Çabuk tarafından ve iyi bir Büyük Kumandan. Örneklerinizi gösterin. Bu olmaz. Dört yanı meşaleli Büyük Kumandan’a belediyemizin gücü yetmiyor. İki yanında meşale yananına da gücümüz yetmiyor. Bizim büyük kumandan tek elinde bir meşale tutsun. Bu büyük boy Büyük Kumandan kaça? Olmadı. Bize göre değil. Öyleyse büyük tam boy Büyük Kumandan yerine küçük tam boy bir Büyük Kumandan...”
Türkiye’nin romanları ve hikâyelerindeki politik meydan okumanın değerini henüz anlamadığı Adalet Ağaoğlu, 1978 yılında yayımladığı Sessizliğin İlk Sesi adlı hikâye kitabındaki “Sen Ey Kutsal Işık” hikâyesinde yeni açılacak meydana bir Atatürk heykeli dikmeye çalışan bir belediye başkanının başına gelenleri anlatır.
1978 için bir hayli cesur olan hikâyenin benzerleri yıllardır bu ülkede yaşanıyor.
İşte hepsi yaşanmış Türkiye’nin en ucube Atatürk heykeli hikâyeleri:
1) Gömülen Atatürk heykeli
Afyon Emirdağ’daki Atatürk Anıtı yıpranmıştır. Peki, Atatürk heykeli yerinden nasıl kaldırılacak ve daha da önemlisi ne yapılacaktır? 2005 yılının temmuz ayında Emirdağ’daki devlet büyüklerinin en büyük derdi bu olmuştur. Kaymakam ve Belediye Başkanı arasındaki bir dizi resmî yazışmadan sonra çare bulunur. Bir Atatürk heykelini İmha Komisyonu kurulur. Komisyon İlçe Milli Eğitim Müdürü, İl Özel İdare Müdürü, Belediye Fen İşleri Müdürü’nden oluşur. Ekinde altı adet resim olan imha tutanağında yazanlar bu işin ne kadar tehlikeli olduğunun ispatı: “Komisyon 22-07- 2005 tarihinde saat 14:00’te Emirdağ Belediye Meclis Salonu’nda toplanmıştır. Heykeli incelemek üzere, halen heykelin muhafaza edildiği Emirdağ Belediyesi İtfaiye Amirliği binasına gidilmiştir. Yapılan inceleme sonunda.... Heykelin bu haliyle orada kalmasının Yüce Atatürk’ün manevi şahsiyetine uygun düşmeyeceği anlaşıldığından, bahse konu heykelin, muhafaza edildiği Emirdağ Belediyesi İtfaiye Amirliği binası arazisine, büyük bir çukur kazılarak gömülmek suretiyle imha edilmesine...”
2) Denizden heykel çıkarsa...
2002 tarihinde Antalya Serikli balıkçılar sahile vurmuş sapasağlam bir Atatürk heykeli bulurlar. Heykel aslında 10 gün önce yaşanan selde Mersin Kızkalesi İlçesi’nin meydanından kopmuştur. Fiberglastan yapıldığı için batmadan Serik sahillerine ulaşan heykel iki ilçeyi birbirine düşürür. Oya Armutçu’nun haberini Hürriyet arşivinden bulabilirsiniz.
Birkaç açıklamayla yetinelim:
“NECATİ KALE (Kızkalesi Belediye Başkanı): Bir yıla yakın zamandır heykelimiz kayıp. Sel sırasında Cumhuriyet Meydanımız yok oldu. Ne kadar aradık biliyor musunuz? Dalgıç getirdim, arattım sel felaketi yaşadık, keşke imkânımız olsa da yenisini yaptırsak, onu da o okula hediye etsek, ama yok ki. Vermezlerse dava açmayı düşünmüyorum, onların vicdanına kalmış.”
“MEHMET AYDIN (Serik Kaymakamı): Deniz hukuku, denizde bulunan bizimdir, der. Geri veremeyiz. Okul müdürüyle konuştum, öğrencileri Kızkalesi’ne götürecek, teşekkür edecekler. O beldeyle kardeş olmamıza vesile olacak bu olay.”
“SÜLEYMAN AKYÜZ (Antalya Milli Eğitim Müdürü): Allah Atatürk’ü koruma görevini bize verdi. Ne isterseniz ona ulaşırsınız. Demek ki bizim de içimizden böyle bir şey geçmiş, deniz onu bize gönderdi. Geri vermeye niyetimiz yok. Gerekirse yenisini yaptırırız, bunu vermeyiz.”
3) Atatürk gülemez
“28 Şubat’ın ardından Sincan’da Kaymakamlık, İşadamları Derneği ve ADD ilçenin Kudüs Gecesi’yle ‘bozulan’ imajını tamir için bir Atatürk heykeli yaptırmaya karar verir ve sanatçı Burhan Alkar’a başvurur. Anıt ihtiyaca binaen tasarlanır. Atatürk kendisine ilçenin simgesi olan lale veren küçük bir kızı sevgiyle kucaklamaktadır. Ama sevgiyle kucaklama işi biraz abartılmış, Atatürk güldürülmüştür. Kaymakam Ali Gün ‘Biz toplumda genelgeçer kabul edilmiş bir Atatürk heykeli istiyoruz’ diye heykeli hazırlanan kaideye koymayı reddeder. Taraflar davalık olur. Akademik titrleri olan üç heykeltıraş bilirkişi olarak raporlarını veririler: Heykeldeki imaj halkın bilincindeki Atatürk imajına benzememektedir. Dava 12 yıl sürer. Sonunda mahkeme işin içinden çıkamayıp görevsizlik kararı verir.” (Hikâyenin detaylarını, Atatürk’ün gülüp gülemeyeceği üzerine bilirkişi raporlarını Aylin Tekiner’in İletişim Yayınları’ndan çıkan Atatürk Heykelleri: Kült Estetik Siyaset kitabında bulabilirsiniz.)
4) Evinde süslü Atatürk heykeli bulunan çocuk
“Denizli Buldan’ın Tarakçı parkındaki alçıdan Atatürk heykelini kıran 14 yaşındaki Cengiz Demiray sevk edildiği suçüstü mahkemesinde sorgusunu müteakip tevkif edilerek cezaevinde konmuştur. Demir ‘Parkta oynarken arkadaşlar ile büstün canlı olup olmadığı konusunda bahse girip taş atarak heykelin kırılmasına sebep olduğunu’ söylemiştir. Denizli Valisi de gazetecilere yaptığı bir açıklamada Cengiz’in zaman zaman şehrin elektrik lambalarını da kırdığını, bu yüzden belediyece sık sık cezalandırıldığını belirtmiştir. İlkokuldan ayrılmış olan Cengiz’in evinde yapılan aramada süslenmiş halde iki Atatürk büstü bulunmuştur.” (21 Mayıs 1966, Milliyet)
5) Çöpçü Atatürk’ü temizlemeye çalışırken
“Bakırköy’de Atatürk heykeli kaidesinde bulunan mermer plakanın kırılmasıyla ilgili gözaltına alınan üç çöpçü, törenlere hazırlamak için büstü temizlerken plakayı kırdıkları tesbit edilip iki gün sonra serbest bırakıldılar” (25 Nisan 1969, Milliyet)
6) Üstüme gelmeyin Atatürk’ü vururum
“Bingöl’de kredi bulamayınca bunalıma giren Salih Bozağaç Vilayet Binası önündeki, Atatürk heykeline çıkıp ‘Üstüme gelmeyin yoksa Atatürk’ü vururum’ diye bağırmaya başladı. Etkisiz hale getirilen Bozağaç ertesi gün bir demet çiçek bıraktığı Atatürk anıtı önünde, ‘Atam senden çok özür diliyorum, yaptığıma çok pişmanım’ dedi.” (11 Temmuz 2002, Hürriyet)
***
En ucube beş...
Bir heykele kim ucube diyebilir? Başbakan’ın diyemeyeceğini hafta boyunca anladık. Mesela Mimar Sinan Üniversitesi Heykel Bölüm Başkanı Prof. Dr. Vedat Somay diyebilir mi? 2005 yılında Vatan gazetesine konuşan Somay “Memleketteki Atatürk heykellerinin yüzde 80’i ucube” demiş bile. İşte bugün Başbakan dâhil kimsenin diyemediğini cesaretle söyleyen Somay’a göre Türkiye’nin en ucube beş heykeli:
1) Bayrampaşa Belediyesi önündeki Atatürk anıtı
2) Sarıyer Meydanı’ndaki Atatürk heykeli
3) Tekirdağ Malkara’daki Namık Kemal heykeli
4) Harbiye’deki Uğur Mumcu heykeli (kaldırıldı)
5) Bebek Parkı’ndaki Fuzuli heykeli.
TARAF