Türkiye’yi MHP ile Birlikte Yönetmek

Karar gazetesinde Mehmet Ocaktan MHP’li Celal Adan’ın Türkiye’yi AK Parti ve MHP kadrolarının birlikte yöneteceğine dair sözleri üzerinden AK Parti iktidarının kendisini MHP’ye mahkum etmesini irdelemiş.

Mehmet Ocaktan’ın Karar’daki köşesinde yayınlanan konuyla alakalı bugünkü (18 Haziran 2018) yazısı şöyle:

Bence de Türkiye MHP’siz Yönetilemez!

MHP İstanbul milletvekili Celal Adan seçim çalışmaları vesilesiyle yaptığı bir değerlendirmede demiş ki, “Türkiye artık MHP’siz yönetilemez. 24 Haziran’daki seçimlerden sonra Cumhur İttifakı kazanacak ve sayın cumhurbaşkanının dile getirdiği gibi Türkiye devletini ve yönetimini Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi kadroları yönetecektir.”

Celal Adan çok haklı, bence de artık Türkiye MHP’siz yönetilemez. Zira belli bir süredir devletin önemli kurumları zaten MHP’li bürokratlar tarafından yönetiliyor. Adan aslında hem verili durumu tespit ediyor hem de seçim sonrasında MHP’nin kafasındaki koalisyon haritasını ortaya koymuş oluyor.

***

Başkaları AK Parti-MHP ittifakını siyaseten nasıl tarif eder bilemem, bana göre bu işin siyasi literatürdeki anlamı rehin koalisyonudur. Daha somut olarak ifade etmek gerekirse, en azından şimdilik siyaseten katma değeri yüksek olan MHP, AK Parti’yi rehin almıştır.

Her ne kadar anketler MHP’nin tabanının önemli bir bölümünü İYİ Parti’ye kaptırdığına işaret ediyorsa da, eğer sandıktan çıkacak sonuç AK Parti’nin ancak MHP ile Meclis’te çoğunluğu sağlayabileceği bir tabloyu ortaya koyarsa, işte o zaman iktidar gerçekten MHP’siz Türkiye’yi asla yönetemez. Muhtemelen MHP de şimdiden bütün hesaplarını böyle bir sonuca göre yapmaktadır.

Gerçi haksızlık etmemek lazım, özellikle son 5 yılda siyasi derinliğini kaybeden AK parti yeni yeni keşfettiği ‘aşırı milliyetçi’ söylemlerle MHP’yi bile kavmiyetçilikte sollamış bulunuyor. AK Parti artık demokratik hayallerin değil, bütün cephelerde düşman kovalayan, cenklerin ve zaferlerin partisi... Dolayısıyla AK parti ile MHP’nin hedefleri arasında çok büyük farklılıklar kalmadı.

İşte tam da bu yüzden kurulduğu günden bu yana demokratik değerleri, hukukun üstünlüğünü ve 80 milyonu kucaklamayı ilkeselleştiren AK Parti’ye gönül veren insanlar, partilerindeki yeni aşırı milliyetçi dalgadan çok da mutlu değiller.

Şu günlerde sahada MHP ile AK Parti arasında yaşanan küçük çaplı krizlerin temelinde de aslında çok derinlerde var olan kan uyuşmazlığının yattığı kanaatindeyim.

Derinlerdeki kan uyuşmazlığının yanında, sahada yaşanan sıkıntı ve gerilimlerin daha çok iki partinin birbirinin tabanından oy almaya yönelik çabalardan kaynaklandığı anlaşılıyor. Özellikle AK Parti İç Anadolu ve Karadeniz’in bazı bölgelerinde tabanını MHP’ye kaptırmaktan endişeli. Bu yüzden de AK Parti ile MHP arasında özellikle vekil adayları üzerinden gerilimler yaşanıyor.

***

Celal Adan muhtemelen mevcut siyasi tablodan hareketle, AK Parti’nin MHP dışında bir ortak bulmasının mümkün olmadığını görüyor ve bu yüzden de daha cömert iktidar hayalleri kuruyor. Çünkü vaziyet ortada... İktidarının ilk yıllarında evrensel ölçekte önüne çok önemli hedefler koyan AK Parti aynen şunları söylüyordu: “Toplumumuzda kısır çekişmelere yol açan, din , mezhep, cinsiyet, etnik ayırımcılık konularındaki tartışmalı uygulamaların temelinde, hak ve özgürlükler konusundaki eksiklikler yatmaktadır. Demokrasimizi evrensel düzeye taşıyacak ‘insan haklarına dayanan’ devlet anlayışının yerleşmesiyle bu kısır çekişmeler sona erecektir. Amacımız toplumumuzu korkunun olmadığı bir barış toplumu haline getirmektir.” Ama ne yazık ki bugün AK Parti’nin aynı hedeflerin peşinde olduğunu söylemek pek mümkün değil.

Dolayısıyla şimdilerde bambaşka bir iklimde seyreden AK Parti’nin birlikte yürüyebileceği tek parti MHP’dir. Eğer seçim sonuçları bu ittifakı teyit ederse, gerçekten MHP’siz Türkiye yönetilemez.

 

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!