Türkiye’nin Tutumu Tescilli Amerikancıları Rahatsız Ediyor!

IŞİD’e karşı koalisyona mesafeli duran Türkiye’nin duruşu içerideki tescilli anti-İslamcıları ve Amerikancıları fena halde kızdırmış görünüyor.

HAKSÖZ-HABER

Obama’nın 10 Eylül’de Galler’de verdiği çekirdek koalisyon müjdesiyle nasıl da heyecanlanmışlardı! Ama bir türlü arkası gelmedi ve malum zevat bir türlü hükümet yetkililerinden bekledikleri açıklamayı duyamamanın hüznünü yaşıyorlar. Geçtiğimiz hafta önce ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel, ardından da Dışişleri Bakanı John Kerry’nin ziyaretleri de arzu edilen neticeyi ortaya çıkarmayınca hüzün yerini öfkeye bırakmış durumda.  

Türkiye bir anlamda tek yapabileceği şeyin sınırlarını daha sıkı kontrol etmek olacağını söylemekte. Bu Amerikan ittifakına çok düşük profilli bir katılımla durumun idare edileceği şeklinde yorumlanmaya müsait.  Oysa hem Amerikalı- Batılı çevrelerin hem de içerideki uzantılarının Türkiye’nin çok daha savaşkan bir rol üstlenmesini arzu ettikleri bir sır değil.

Wall Street Journal gazetesinde 13 Eylül tarihinde yayınlanan bir yorumda Türkiye’nin artık bir müttefik olmadığı vurgulanıyordu. ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone’nin ağzından yayınlanan yorumda Türkiye’nin el-Kaide uzantılı Cephet’un Nusra ile yakın ilişki içinde olduğu iddia ediliyordu.

Wall Street’in bu haber-yorumu bekleneceği üzere içerdeki müzmin AKP ve İslamcılık karşıtlarını heyecanlandırdı. Pek çok medya organında sevimli bir uyarı, bir tür kulak çekme tadında yer verilen bu haberi 14 Eylül tarihli Zaman gazetesinin manşetinde görmek hiç de şaşırtıcı olmadı.

Sadece IŞİD meselesiyle ilgili değil, Türkiye’nin Ortadoğu politikasının tepeden tırnağa yanlış olduğundan yakınan çevreler Türkiye’nin tavrının 49 rehineye indirgenemeyeceğini, ondan daha derinde yattığını iddia etmekteler.

Örneğin Cengiz Çandar, IŞİD karşıtı koalisyona ilişkin Türkiye’nin tutumunu düşük-profilli bir destek olarak tanımlamanın eksiklik olacağını, “iktidardaki İslamcı hükümetin NATO’ya mesafesinin, IŞİD’e mesafesinden çok daha fazla” olduğunu söylüyor.

Kadri Gürsel de IŞİD konusunda takınılan çekinceli tavrın iktidardaki AKP’nin ideolojik sıkışmışlığından kaynaklandığını iddia etmekte. Kadri Gürsel “AKP hükümeti ve medyası IŞİD’i asla ‘terörist bir örgüt’ olarak tanımlamıyor, ‘radikal bir unsur’ olarak görmekle yetiniyor” diyor.  

 

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu