Türkiye’nin Koronavirüs Tedavi Süreci

Türkiye’nin koronavirüs kapsamında aldığı erken önlemlerin önemine değinen Mehmet Acet, tedavide sağlanan başarıyı yorumluyor.

Yeni Şafak / Mehmet Acet

Türkiye’nin korona tedavisinde elde ettiği başarının sırrı ne?

11 Nisan Cumartesi akşamının Kovid-19 tablosunda, “Haydi inşallah” dedirten bir veri ilk defa karşımıza çıktı.

(Yazıyı 12 Nisan verileri açıklanmadan önce teslim etmemiz gerektiği için bir gün önceki verilerden söz edebiliyoruz)

Yoğun bakımda tutulan hasta sayısında ‘oran’ olarak günlerdir devam eden azalma, ilk defa ‘sayı’ olarak azalma biçiminde kendisini göstermişti.

10 Nisan akşamı itibarıyla yoğun bakımdaki hasta sayısı 1667 iken, 24 saat sonra bu sayı 41 eksilerek 1626’ya geriledi.

Bu tablonun okumasını yapmadan önce Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın 11 Nisan verileriyle ilgili kendi değerlendirmesini yansıtan sözlerini aktaralım:

“Son bir hafta, 10 gündür daha net görüyorduk. Yatan hasta, yoğun bakıma giren hasta ve entübe edilen hastadaki artış hızı, düşme eğilimindeydi. Bugün ilk defa yoğun bakıma giren ve entübe olan hasta sayısal olarak eksiğe düştü. Yani yüzde 3- 3,5 oranında bir düşüş söz konusu oldu. Bu son derece önemli, her geçen gün yoğun bakımda yatan hastanın yatış gün sayısının da azaldığını görüyoruz.”

Şimdi de birazdan yapacağımız karşılaştırmada kullanacağımız ikinci bir veriyi paylaşalım:

Yine 11 Nisan itibarıyla Türkiye, 5138 yeni vaka açıkladı.

Bu rakam Türkiye’yi söz konusu tarih itibarıyla ABD ve İngiltere’den sonra en fazla günlük vaka açıklayan ülke konumuna getirmişti.

Günlük test yapabilme kapasitesi 30 binleri aşınca, vaka sayıları da kabaca 1/6 oranında artış göstermeye başladı.

Şimdi…

Tespiti yapılan vakaların çoğalmasıyla yoğun bakımdaki hastaların oran ve sayılarındaki azalmaları yan yana getirip “Buradan anlamlı bir çıkarım yapılabilir mi” diye sorduğumuz takdirde, karşımıza Türkiye’nin korona tedavisindeki başarısına dair anlatılacak iyi bir hikaye çıkıyor.

TÜRKİYE ERKEN DAVRANMANIN BİR BAŞKA AVANTAJINI DAHA YAŞIYOR

Önce yine Sağlık Bakanı Koca’nın Salı günü yaptığı basın açıklamasına dikkatlerinizi çekeyim.

Koca o açıklamasında bir ilaçtan söz etmiş, bu ilaçtan bir milyon kutunun daha vakalar görülmeden önce depolandığını ve bu ilaç sayesinde tedavide ciddi başarılar elde edildiğini duyurmuştu.

Vaka sayısındaki artış hızlanırken yoğun bakımdaki hastaların azalmasının sırrı buradaydı.

Bakanın açıklamalarını son derece ilgi çekici ve ileriye dönük umut verici bulduğum için konuyu biraz daha araştırdım. Sağlık Bakanlığı’nda görevli, süreç yönetiminin içinde yer alan bir kaynağa sordum.

“HASTALIĞIN ZATÜRREEYE DÖNÜŞME ORANINI CİDDİ ŞEKİLDE DÜŞÜRDÜK”

Bakan Koca’nın sözünü ettiği ilacın adı daha önce de gündeme gelen Hidroksiklorokin.

Tıp diline aşina olmayanlar Klorokin diye kısaltarak söz ediyor bu ilaçtan.

Peki, daha vakalar başlamadan önce 1 milyon kutusu depolanan bu ilaç ne işe yarıyor?

Bu soruyu sorduğum kaynaktan gelen yanıt şöyle oldu:

“Hastalarda erken dönemde kullanıma başlanırsa, ki biz öyle yapıyoruz, oldukça etkisi oluyor. Hastalığın zatürreeye dönüşme oranını ciddi şekilde düşürdük. Farklı ilaçların kombinleri de kullanılıyor.

İyi bakım ve hastane koşulları da önemli tabii.”

Erken dönemde kullanılan bu ilacın tedaviye ciddi katkı sağladığını, virüsün akciğerde tahribat yapmasını engellediğini anlamış olduk böylece.

Bir de korona tedavisinde kullanılabileceği düşünülen bir ilacın daha vakalar görülmeden önce eczanelerden toplatılarak depolanmasını akletmenin ne kadar değerli olduğunu.

TEDAVİDE SAĞLANAN BAŞARI ÖLÜM ORANLARINA NASIL YANSIDI?

Korona salgının ülkeler arasındaki yayılımını gösteren grafiklere baktığımızda tedavide sağlanan bu başarı rahatça görülebiliyor.

Birçok ülkede ölüm oranlarının vaka sayısı ile karşılaştırmasında yüzde 10’ları geçen rakamlar olmasına rağmen, Türkiye’de bu rakam yüzde 2,2 seviyelerinde.

Ve bu rakam, sadece Almanya ile Türkiye arasında bir oransal yakınlık ilişkisi kurmaya imkân sağlıyor.

Almanya’nın yaygın test uygulamasında daha başarılı olması, Türkiye’nin ise sağlık kapasitesinin daha güçlü olması iki ülke arasında bu oranlama bakımından bir dengeleme sağlamış görünüyor.

Önümüzdeki günler içerisinde yoğun bakım hasta sayısı/vaka sayısı oranlamasında makas daha da açılırsa, yüzde 2,2’ler seviyesindeki oran daha da gerileyebilir.

“Haydi inşallah” diyelim.

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!