İtiraf Ediyorum: Korkuyorum
İlhami Işık / Star
Korkuyorum, hem de çok!
Kendime bile söyleyemiyorum!
Yüreğim delik deşik. Irak’tan gelen her haber beni paramparça ediyor. Kerkük’ün bir günde düşürülmesi beni dehşete düşürdü. İçimdeki devasa dehşetin nedeni, Haşdi Şabi zebanilerinin Kerkük’te yaptıkları ya da yapacakları değil. Yok; hayır bu değil korku ve endişelerimin kaynağı. Benim içimde kök salan korkunun nedeni, Kerkük’ün düşürülme biçimi ve onun arkasındaki büyük plandır.
Daha doğru bir ifadeyle Kerkük’ü düşüren soğukkanlı zihniyete Türkiye’nin de destek vermesidir. Aslında bu cümleler ve bu kelimeler derdimi anlatmakta yetersiz kalıyor. Hissettiğim ve Kerkük’ün kolayca, öyle bir saniyede düşürülmesinin ortaya çıkardığı gerçek, uykularımı kaçırıyor.
Benim kafamı öteden beri karıştıran konulardan biri, Türkiye’nin son anda fikir değiştirip referandum meselesinde İran ile ittifak yapmasıydı. Açıkça itiraf ediyorum; ben bu kararın Suriye meselesiyle ilgili olduğunu ve Suriye’de yapılacak bir takım şeyler için, oradaki ihtiyaçlara binaen yapıldığını düşünmüştüm. Ama yanılmışım. Kerkük senaryosu bütün düşüncelerini darmadağın etti.
Kendini koruma ile ahlaki üstünlüğün yan yana var olamayacağını bilecek kadar tecrübe edindim. Kendini koruma, kendi çıkarlarını güvence altına alma bahsinde ahlak, pek sevimli bir figür gibi durmaz. Haydi diyelim ki bu durumu da anlayabiliyorum.
Peki söyler misiniz, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde KDP ve YNK’yi birbirine düşürmek ya da YNK’yi ihanetçi pozisyona sokmak kime ne fayda sağlayabilir? Bu siyaset “güven” duygularını toptan dinamitlemek demek değil mi? Bu siyasetin ölümcül olduğu bilinmiyor mu? Bu siyasetin Kürdistan bölgesini ikiye ayırmak olduğu idrak edilmiyor mu? Süleymaniye, Halepçe ve Kerkük ekseninde bölünmüş bir Kürdistan nasıl olur da Türkiye’nin stratejik çıkarlarına hizmet eder? Erbil ve Süleymaniye olarak bölünmüş Kürtler ne yaparlar? Nasıl yeniden var olmanın siyasetini “rasyonel” olarak inşa edebilirler?
Erbil ve Süleymaniye olarak ikiye bölünmüş Kürtler, mecburen bölgesel ve yerel düşünmekten vazgeçerler. Bunun kaçınılmaz sonucu tek ve büyük Kürdistan projesine angaje olmaktır. Bu KDP’yi mecburen PKK’nin kucağına itmektir.
Şimdi söyleyin bana bu mu yeni Türkiye’nin yeni ve büyük çıkarı?
Bu plan sadece İran’ın işine yarayacaktır. Çünkü Irak’ta merkezi iktidarı elinde bulunduran güç ancak bölünmüş, parçalanmış bir Kürdistan ister. “Böl ve yönet” politikası ancak onların işine yarar. Bu planlama Türkiye’ye büyük zarar verir. Bu planlama daha radikal bir Kürt siyasetini sahneye davet eder. Bu planlama akılcı değil. Bu planlama “doğru” değil.
Şunu çok iyi biliyorum. Hile, entrika ve ihanetlerle Kürt meselesi asla çözülemez.
Korkularımın gerçek nedeni Kürtleri kaybediyor oluşumuzdur. Kürtleri altın tepside İran’a teslim ediyor oluşumuzdur. Bu durum ödümü kopartıyor. Uykularımı kaçırıyor.