HAKSÖZ HABER
Türkiye’nin deprem kuşağında olduğu ilkokul eğitiminden itibaren ezberletilen kalıp bir cümledir. Ancak ne yazık ki ezber mantığının bir sonucu olsa gerek bu tespiti yapmanın yüklediği sorumluluklar bir türlü tam anlamıyla yerine getirilmez.
Geçmişe nazaran bugün depremlere acil müdahale noktasında çok daha iyi bir yerde olunduğu aşikar. Deprem bölgesinde yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi noktasında çok daha yoğun bir çaba gösteriliyor. Bunların yanı sıra artık daha etkin bir toplumsal davranış bilincinin oluşması için başta eğitim politikalara olmak üzere yeni adımlara ihtiyacımız yok mu?
Deprem psikolojisinin yıkıcı etkisi kısa ve uzun vadede çok zor durumların yaşanmasına sebebiyet verebilir. Büyük küçük fark etmeksizin deprem felaketini yaşayan herkesin şahit olduğu bu durumlara karşı toplumsal reflekslerimizi geliştirmemiz lazım geliyor. Öncelikle her konuda olduğu gibi bu konuda da ahlak merkezli yaklaşım tarzına ihtiyacımız olduğunu unutmamak gerekiyor.
Sosyal medyanın laçka ve lümpen ilişki tarzı acıyı ya hafife almakta ya da sömürmeye çalışmaktadır. Deprem sonrasında yapılan provokasyonlar gösteriyor ki toplumun ayrışma noktaları birileri tarafından böylesi felaketler vesile kılınarak derinleştirilme gayretine girişiliyor. Depremin yaşandığı bölgeden dolayı bir takım şişirme hesaplar üzerinden “intikam” vurgulu yapılan paylaşımlar alçak insanların sosyal medyada çokça mevzilendiğini göstermektedir. İlgi odaklı platformlar olan sosyal medya sitelerinde provokatif içeriklerin son bulmasını sağlayacak şey onları "ilgiden mahrum bırakmak" olacaktır.
En büyük felaketler bile farklı dünya görüşlerine ait insanların belirli bir hukuk etrafında ortaklaştıkları zeminlerin inşasına vesile olabilir. Müslümanların yardım faaliyetleri noktasında ortaya koydukları vizyon bu noktadan dolayı çok önemli bir yerde duruyor. Deprem bölgesinde yaşanabilecek sıkıntılara karşı görevlilerin uyarılarını dikkate alarak birbirimizle yardımlaşma bilincini artırmamız gerekmektedir. Bizler de bu vesileyle depremin yol açtığı sorunlardan dolayı geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. İnşallah can kaybına daha fazla artıracak yıkımlar yaşanmamıştır...
İlk 6 saat arama kurtarma için altın saatler
— Dr Kerem Kınık (@drkerem) October 30, 2020
Lütfen arama kurtarma yapılan binaların çevresini boşaltalım,mutlak sessizliğin sağlanması gereken anlar olacak
Mutlaka yakınlarımız için tedirginiz ama arama kurtarma ekiplerinin rahat çalışabileceği bir ortam oluşturmak çok önemli
Kamuoyuna saygıyla duyurulur #İzmir #deprem pic.twitter.com/KOWZo1B67Y
— A F A D (@AFADBaskanlik) October 30, 2020
İzmir'in Seferihisar ilçesinde meydana gelen depremin ardından 60 ilden 250 kişilik arama kurtarma ekibimiz deprem bölgesine hareket etti.
— İHH (@ihhinsaniyardim) October 30, 2020
Mobil aşevimiz erzak, battaniye, hijyen ve gıda malzemelerinden oluşan ilk yardım malzemeleriyle Reyhanlı’dan İzmir’e doğru hareket etti. Ayrıca İzmir’de geceyi dışarıda geçirecek vatandaşlarımız için ilk etapta 10 bin kişilik sıcak yemek hazırlanıyor. pic.twitter.com/lTnX6wUoS9
— İHH (@ihhinsaniyardim) October 30, 2020
İzmir’de yaşanan deprem nedeniyle evlerine giremeyen vatandaşlarımız, arzu etmeleri halinde din görevlilerimizin rehberliğinde uygun olan camilerimizde diledikleri kadar kalabilirler. #deprem
— Prof. Dr. Ali Erbaş (@DIBAliErbas) October 30, 2020