Abdurrahman Güner / HAKSÖZ HABER
Her inanın başında ve her inandan önce Türklüğe iman edeceksiniz... Türk'e inanmayan Türk değildir. "
Bu sözler Türkiye Cumhuriyeti’nin en meşhur Milli Eğitim Bakanları’ndan Hasan Ali Yücel’e ait. Daha ziyade yabancı klasiklerin Türkçeye tercüme edilmesine dönük çalışmalarıyla tanınan Yücel milli eğitimin ruhunu “her şeyden önce Türklüğe iman edeceksiniz” sözleriyle özetliyordu.
Türk kavramı muhtevasında birçok özelliği barındırıyor. Etnik, dini, kültürel çağrışımlarıyla bu kavramın Türkiye’de ne anlamlara geldiğini düşünmek Türkiye’nin esaslı meseleleri de irdelemek anlamına geliyor. Ancak Türkiye’de bazı şeyleri konuşmak gerçek anlamda imkansız. Türk ve Türkiyeliliği tartışırken konuyu tartışmanın ilk yıllarına Cumhuriyetin kuruluşu ve kuruluş mantığına getirdiğiniz zaman birileri hemen parmak sallamaya başlıyor!
Gelin görün ki Türk ve Türkiye kavramlarının bugün anlaşılma şekillerinin inşa edildiği yılları konuşmadan işin içinden çıkmak mümkün değil. Kemalizm açısından konunun önemi Osmanlı’nın yıkılışı sonrasında inşa edilecek topluma yeni bir anlam ve gaye aramakla ilişkiliydi. Çok kültürlü ve çok farklı etnisitelerden oluşan bir devletten geriye kalan Türkiye Cumhuriyeti, Türklüğü tartışmasız bir noktaya koyarak tüm sorunlara çözüm bulmaya çalıştı.