Türkiye’den Almanya’ya iltica başvuruları artarken, kabul oranı düşüyor

Deutsche Welle Türkçe Türkiye’den Almanya’ya yönelik itica başvurularının son yıllardaki değişim seyrini incelediği haberinde iltica taleplerinin arttığını ifade ediyor.

Türkiye'den Almanya'ya sığınanların sayısı son iki yılda rekor derecede artış kaydettiğinin vurgulandığı ayrıntılı haberde şu bilgiler aktarılıyor:

Almanya'ya Türk vatandaşlarının 2021 yılında yaptığı iltica başvurusu 7 bin 67'yken bu rakam 2022'de üç kattan fazla artarak 23 bin 938 oldu.

Temmuz ayında Türkiye Afganistan'ı geçti

Türkiye'den Almanya'ya 2022 yılında toplamda 23 bin 938 iltica başvurusu yapılmıştı. Bu yılın ilk yedi ayında (Ocak-Temmuz) Türk vatandaşlarının Almanya'ya iltica başvuruları ise şimdiden 23 bin 82 oldu.

Türkiye, Almanya'ya son yıllarda yapılan iltica başvurularında onlarca yıldır savaş ve krizlerin damgasını vurduğu Suriye ve Afganistan'ın ardından üçüncü sırada yer alıyor. Temmuz 2023'te ise 3 bin 791 başvuru ile Türkiye ilk kez Afganistan'ı da geride bırakarak Suriye'nin ardından en çok iltica başvurusu gelen ikinci ülke oldu.

İltica edenlerin sayısı artarken Almanya'nın başvurulara kabul oranı ise giderek azalıyor. Almanya Göç ve Mülteciler Dairesi (BAMF), bu sene Ocak-Temmuz döneminde Türk vatandaşlarının yaptığı başvuruların yüzde 15'ine onay verildiğini açıkladı. Bu oran geçen yıl yüzde 27,8, 2021'de de yüzde 37,2 olmuştu.

İltica edenlerin yüzde 80'den fazlası Kürtler

BAMF'ın DW Türkçe'ye verdiği bilgiye göre, 2021'de Türk vatandaşlarının yaptığı toplam 7 bin 67 iltica başvurusundan 3 bin 878'ini Kürtler oluşturdu. Geçen yıl Türkiye'den yapılan 23 binden fazla iltica başvurusunun 19 bin 500'ü, yani yüzde 81'den fazlası da yine Kürtler'den oluştu.

Bu yıl Ocak-Temmuz döneminde iltica etmek isteyen 23 binden fazla kişiden 19 bin 220'si de Alman makamlarına Kürt olduğunu beyan etti.

Almanya'ya yapılan iltica başvurularını DW Türkçe'ye değerlendiren Almanya Kürt Toplumu Genel Sekreteri Cahit Başar, "Pek çok kuruluş gibi biz de iktidarın seçimleri yeniden kazanması halinde ilticalarda artış bekliyorduk" dedi. "Etnik ve dini azınlık mensupları ile demokratlar için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim zaferinin sadece hayal kırıklığı olmadığını, aynı zamanda daha çok baskı, kısıtlama ve takibat anlamına geldiğini" iddia ediyor.

Almanya'da ilticacılara yardım eden bir sivil toplum örgütü olan Pro Asly'ün Aşağı Saksonya Eyalet Yönetim Kurulu Üyesi ve avukat Dündar Kelloğlu da "Erdoğan'ı seçmeyen yüzde 50 şu dönem büyük bir depresyon içinde" ifadelerini kullandı. Almanya'ya gelen ve iltica edenler arasında bunu yoğun biçimde gözlemlediklerini söyleyen Kelloğlu sözlerini "Şu dönem hakim olan karamsar ve kötümser hava 1980 askeri darbesi sonrasında bile yoktu" şeklinde sürdürdü.

Almanya Bilim ve Siyaset Vakfı (SWP) uzmanlarından Dr. Yaşar Aydın da mevcut siyasi havaya ilaveten ekonomideki kötümser gidişatın yurt dışına çıkışlarda etkili olduğu kanısında. "Giderek artan ekonomik kriz yüzünden daha da çok şeyden vazgeçmek zorunda kalınacağını ve mevcut refahlarından daha da çok şey kaybedeceklerini görüyorlar" diyen Aydın, özellikle eğitimli kesimin geleceğe gün geçtikçe daha da kötümser baktığını, Türkiye'de kendisine güvenli bir yarın göremediği için ülkesini terkettiğini ve Almanya gibi ülkelere gittiğini dile getirdi.

Kürtlerin ilticalarında rekor ret

Türkiye, 2016'da yaşanan darbe girişimine kadar uzun yıllar Almanya'ya yapılan iltica başvurularında ortalama bin 500 ile geri sıralardaydı. Ancak 15 Temmuz darbe girişimi sonrası 2017'te başvurular katlanarak önce 8 bin 27'ye, 2018'de 10 bin 160'a, 2019'da da 10 bin 784'e yükseldi. Bu tarihlerde dikkat çeken ise iltica eden Türk vatandaşları arasında Türk olduğunu söyleyenlerin sayılarındaki rekor artış oldu. Avukat Kelloğlu, Türk olduğunu söyleyenlerin çoğunun Gülen Hareketi üyesi olmakla suçlananlar olduğu gözlemlediklerine dikkat çekti.

Ancak bu trend 2021'den itibaren tersine döndü ve iltica eden Türkiye vatandaşlarında Kürtlerin oranı, 90'lı yıllardaki gibi yine artış göstermeye başladı. Geçen yıl Kürt olduğunu belirtenlerin sayısı bir önceki yıla göre beş kattan fazla arttı.

Türk ve Kürt olduğunu beyan edenlerin başvurularının kabulune ilişkin makas da giderek açıldı. Almanya'ya 2021'de iltica edenken "Türküm" diyenlerin başvurularının yüzde 77'si kabul edilirken Kürt olduğunu söylenlerde bu oran sadece yüzde 10,7 oldu. Geçen yıl ise Türk olduğunu belirtenlerin başvurularının yüzde 73'üne yine onay verilirken Kürt olduğunu söyleyenlerde kabul oranı yüzde 8,2'ye düştü. Bu yılın ilk yedi ayında da "Türküm" diyen ilticacıların yüzde 59,8'ine olumlu cevap verildi, Kürtlere verilen kabul yanıtı ise neredeyse yarı yarıya azalarak yüzde 4,8 seviyesine indi.

"Türkiye'de durum değişmedi, ama BAMF tutum değiştirdi"

Türkiye'den iltica başvurularına kabul oranlarının neden düştüğü sorusuna BAMF yetkilileri "ilticanın tamamen bireysel bir olay olduğuna vurgu yaparak sığınmacıların geldikleri ülkelerdeki toplumsal ve siyasi gelişmeleri içeren raporların sık sık güncellendiğini ve bu raporlar sayesinde iltica başvurularının incelenip kabul veya ret verildiğini" aktarıyorlar.

Türkiye'de temel hak ve özgürlükler ile yargı bağımsızlığı konularında iyileşme olmaksızın BAMF'ın Türkiye'ye yönelik değerlendirmesini değiştirdiğini düşünen Kelloğlu ise "Eskiden siyasi görüşü nedeniyle takibata uğrayan veya hakkında yakalama kararı olan kabul alırdı, şimdi sadece cezası kesinleşmişlere kalma hakkı veriliyor. Biri aranıyorsa veya davası sürüyorsa ret veriyorlar" dedi. Almanya Kürt Toplumu Genel Sekreteri Başar da BAMF'ın "iltica bireyseldir" değerlendirmesini "uydurulmuş bir hukuki kılıf" şeklinde eleştirdi.

Deutsche Welle muhabirinin görüştüğü Türkiye vatandaşı bir Kürt olan Robin E.  İltica hikayesini şöyle anlatmış:

"Nereye iş başvurusu yapsam, hep olumlu cevap aldım, mülakatlar da iyi geçti. İş sabıka kaydına gelince Cumhurbaşkanı'na hakaretten, terör örgütü propagandasından ceza yemişim, yatmışım. 'Kusura bakma' dediler. Artık ya açıklıktan ölecektim ya da ülkeden çıkacaktım."

Robin E. Aralık 2022'de Türkiye'den ayrılmış. İnsan kaçakçıları aracılığıyla Sırbistan'a gidiş-dönüş uçak bileti alarak Belgrad'ta otel rezervasyonunu yaptırmış.

"Orada Subotica diye bir yer var, şebekeler oraya yönlendiriyor, herkes biliyor. Belgrad Havalimanı'ndaki taksiciler ezbere götürüyor. Ben de oraya gittim."

Sırbastan'a ulaştıktan sonra bir akşam, hava kararınca saatlerce ormanda yürüyerek sınıra ulaşmışlar, buradan da çitleri atlayıp Macaristan'a geçmişler. Robin, "İki araç bizi aldı ve Dresden'e götürdü. Sonra da Almanya'da iltica ettim" diye devam ediyor.

27 yaşındaki kamu yönetimi mezunu Mustafa S. de kendine Türkiye'de bir gelecek görmeyenlerden. Diyarbakır doğumlu Mustafa S. de iki ay önce Sırbistan'a uçakla gelip sonrasında kara yoluyla Almanya geçmiş. Kaçakçıların bıraktığı Bavyera'da bir otoyol kenarında polise yakalanmış, ardından iltica başvurusu yapmış. "Tahir Elçi anmasına katıldım diye hakkımda soruşturma açıldı, meslekten men edildim, iş başvurularım sabıka kaydı yüzünden hep retle sonuçlandı. Yaşam hakkı yok, bitelim isteniyor" diyen Mustafa, şimdi bir mülteci yurdunda kalıyor.

Dünya Haberleri

Almanya’da erken seçim yaklaşıyor: CDU liderliğe yakın, Olaf zorda
Fransa'da basketbol maçında Siyonist yahudiler Filistin bayraklı genci darbetti
DSÖ, 2014'ten bu yana 70 bin göçmenin öldüğünü bildirdi
İngiltere Başbakanı Starmer: Cani Esed rejiminin yıkılması memnuniyetle karşılanmalı
AB, üyelerine sıkı maliye politikası tavsiye etti