Türkiye'deki kemikleşmiş İslam düşmanlığı...

Mehmed Göktaş, ittifak siyasetlerinin değiştiremediği bazı gerçekleri hatırlatırken Müslümanların İslam düşmanlarının kim olduğunu unutmamaları gerektiğinin altını çiziyor.

Mehmed Göktaş / Doğruhaber

Hey dindarlar, Laikçiler sizi asla sevmeyecek!

İttifakların nasıl neticeleneceği hâlâ netlik kazanmadı ve bugünlerin en çok merak edilen konusudur.

Fakat bundan daha önemlisi, tabandaki müttefiklerin kendi aralarındaki daha sonraki durumlarıdır.

Diyelim ki partilerin yönetimleri büyük uğraşlar sonucu bir ittifak oluşturdular ve zor da olsa sürdürüyorlar, hatta bu ittifakla seçime girdiler ve kendilerince bir başarı elde ettiler.

Bence mesele burada bitmeyecek, hatta asıl mesele bundan sonra başlayacak. Çünkü müttefiklerin hayat tarzları ve inandıkları değerler birbirlerinden çok farklıdır.

Mesela Millet İttifakını ele alalım. Göründüğü kadarıyla sadece bugünkü iktidarı ve özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı oradan indirme konusunda ittifak etmiş durumdalar. Millet İttifakının bir kanadını oluşturan sol, seküler ve laik çevrelerin düşmanlığı ve karşıtlığı kalıcıdır, hiç değişmez.

Fakat bu ittifakın muhafazakâr kesimi için aynı şeyi söyleyebilir misiniz, onların düşmanlığı da ebedi midir, değişmez mi?

Daha da önemli bir soru; Erdoğan karşıtlığında ittifak eden azgın Kemalistler ve laikçiler, sapkın oluşumların ve HDP ile sol marjinal oluşumların yandaşı yapıların mensupları İslam’a ve dindar insanlara olan düşmanlıklarına artık son verecekler mi?

Mesela bu azgınlar günlük hayatta karşılaştıkları dindarlara, özellikle tesettürlü bayanlara;

“Bunların bizim müttefiklerimizden olma ihtimali var, dikkatli ve saygılı olmalıyız. Bizimle bir olup Erdoğan’ı düşürmek için çırpınanlardan olabilirler…”

Türkiye’de kemikleşmiş öyle bir İslam düşmanı cephe vardır ki, bunlar hiçbir zaman dindarları sevmeyeceklerdir. Çünkü onların varlık sebebi İslam düşmanlığıdır, onun için yaşamaktadırlar.

Durum böyle olunca her ne kadar seçim sürecinde bu azgınlıklarını şimdilik öne çıkarmamaya çalışsalar da normal zamana geçtiklerinde fıtratlarının gereği neyse onu yapmaya kaldıkları yerden devam edeceklerdir.

“Bu örtülü bayanların, şu sakallı gençlerin bizim müttefikimiz olan Saadet Partisi’nden, Deva’dan, Gelecek’ten, Süleymancılardan veya nurcuların bizi destekleyen kesiminden olma ihtimali vardır” demeyecekler.

Velhasıl hiçbir zaman sevilmeyeceksiniz.

Gelelim Cumhur İttifakının müttefiklerine. O kadar olmasa da onlar da bu anlamda yunmuş arınmış durumda değiller. İnşaallah bu konuyu ayrı bir yazıda ele almaya çalışacağım.

Yorum Analiz Haberleri

Cuma hutbelerindeki prangalar kırılsın
Batı destekli spor projeleri neye hizmet ediyor?
Kemalizm’e has bu Laiklik Fransa’da bile yok!
İşgal edilen zihinler
AK Parti ve MHP’nin gençlik teşkilatları Filistin davasının neresinde?