HAKSÖZ HABER
Haber Global'de Senem Toluay Ilgaz'ın hazırlayıp sunduğu “Neden?” programına Kenan Alpay, Prof. Dr. Selami Kuran, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Bahadır Erdem ve CHP İstanbul MV Turan Aydoğan katıldı.
Haksöz Haber Yazı İşleri Müdürü Kenan Alpay, CHP Milletvekili Turan Aydoğan’ın aşılama işlemi hakkında rakamları farklı yansıtmasına tepki gösterdi. Bunun üzerine Aydoğan sinirlerine hakim olamayarak Kenan Alpay’ın sözünü kesmeye çalıştı. “Belki sehvendir. Turan bey unutmuş olabilir. '3,5 milyon insan ancak aşılandı' dedi. Yalnız rakamlar ortada. Birinci doz aşı 8,5 milyondu. İkinci doz aşı 6,5 milyondu. Turan beyin ortaya koyduğu rakamlar ise yaklaşık olarak yarı yarıya az."
Sonrasında söze ‘dalan’ Turan Aydoğan, siyasi tarihimizde yeni bir yönelim açacak olan müthiş bir söz sarf ediyor: “63 milyon olması gereken, 6 milyon olsa ne olur, 3 milyon olsa ne olur?”
Evet, rakamları yarıya az veya çok gösterebilen bir insan için çok fark etmez ama işin en değerli kısmı olan hakikat payına dikkat edilirse bu 6 ile 3 arasındaki fark önemli bir durum haline gelir. Bu sayede tutarlılık ve sözün doğruluğu bahsi de tartışmaya açılmaz. Topluma ve insanlığa faydalı işler yapmak isteyenler bir yanlışı -kendilerince- eleştirirken hatalı sözler söylerlerse kim onlara itimat eder? Aydoğan’ın mantığına göre Türkiye’nin dış borcu neyse onu da yarısı olarak zikredelim o halde. 8 olmuş veya 4 olmuş ne fark eder ki?!
CHP İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan'ın hemen bütün sözleri kesip buyurgan cümleler kurması üzerine Kenan Alpay şöyle karşılık verdi: "Ben polemik yapmayı seven birisi değilim. Sürekli olarak benim söylediklerimi kötü niyetle sorgularsanız o zaman bizim burada bir araya gelmemizin bir anlamı olmaz." Ne varki Turan Aydoğan "fırsatın kazası olmaz" mantığıyla hiç bir sıkıntı, utanma emaresi göstermeden itham edici nutuklar çekmekte ne kadar inatçı olduğunu ispat sadedinde şöyle cümleler kurdu: "Sözlerinizin arasına kötü niyeti saklayarak iyi niyetli, tavra girmeyin." Nihayet Kenan Alpay'ın verdiği şu cevap final niteliği taşıyordu: "Turan bey işi gücü bırakmış, beni konuşturmamaya azmetmiş. Ne diyelim mübarek olsun. Turan bey lütfen provokasyon yapmayalım. Bunları size yakıştıramıyorum. Doğru değil bunlar, milletvekilisiniz, hukukçusunuz."
Muhatabını konuşturmamak için elinden geleni yapıp konuyu bağlamından saptırmaya çalışan Aydoğan, yılın en itici siyasetçisi olmaya da aday. Alpay’ın ‘belki sehvendir’ diyerek cümleye girmesine rağmen saldırgan bir üslupla konuşan Aydoğan aslında derdinin konuşmak değil bir şekilde siyasi kâr elde etmek olduğunu da gösteriyor. Ne diyelim zor bir şey olsa gerek böyleleri ile tartışmaya çalışmak!
Kenan Alpay’ı ‘muhalefet dövücülüğü yapmakla’ itham eden Aydoğan’ın, Alpay’ı ve sitemizi takip etmediği çok belli. İktidar cenahına yakın bazı müptezeller tarafından da ‘muhalif’ olmakla itham edilen Alpay’ın, aslında kendisini ‘bir şey olmakla’ itham edenlerin kimliklerine bakıldığında nerede durduğu anlaşılacaktır.
Kenan Alpay, Aydoğan’ın tüm kışkırtmalarına rağmen sözlerini şu ifadelerle bitiriyor: "Rakamlar üzerinde oynamak psikolojik harbe dönüşürse bunun zararını bütün toplum çeker. Rakamlar üzerinde oynanmasın. Olan ne ise olduğu gibi telaffuz edilsin. Bir yanlışlık olursa o zaman düzeltilir. Ama siz bir sağlık sistemini baştan aşağı mahkûm ederseniz, bunun iyi niyetle bir alakası olmaz. Evet, eksikler var ama bu millet hastaneye gittiği zaman orada ilaç da var, doktor da var, yardım da var. Yani sokaklarda cesetleri gömecek insan aranıyormuş gibi bir tablo çizmenin doğru olmadığını düşünüyorum."