Türkiye’de Katarlı şirketler liman işletemezler mi?

Türkiye'de birçok inşaat faaliyeti sadece yabancı ortaklar ile yapılabiliyor. Katarlı şirketler de yatırım yapıyor ve işletmelere ortak olmaya devam ediyor. Peki Katarlıların işletme ortağı olduğu Antalya limanı ile ilgili spekülasyonların amacı ne?

HAKSÖZ HABER

Türkiye’de yabancı düşmanlığı ile nefreti farklı ve kendine has yapısıyla utanç duyulası bir garabeti doğuruyor.

Suriyeliler, Afganlar, Kırgızlar, Afrikalılar, Katarlılar Türkiye’de yabancı düşmanlığı ve nefretine muhatap kalırken, İngilizler, Ruslar, Ukraynalılar, Fransızlar ve diğer birçok Avrupa ülkesinin mensuplarından Türkiye’deki kimi kesimler bırakın nefreti, övgüyle bahsederler!

Türkiye’de yapımı sona eren ve halihazırda devam eden birçok köprü ve metro inşaat faaliyetinde Uzakdoğulular görev aldı. 'Marmaray' projesinin yürütmesini Japonlar büyük çoğunluğu kendi işçilerinden oluşan ekiplerle gerçekleştirdi. 'Ankara-İstanbul Hızlı Tren' çalışmalarında Çinliler, Çinli işçilerden faydalandı. 'Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün çalışmalarını Güney Koreli firmalar bulabildikleri kadarıyla kendi işçileriyle nihayete erdirdi.

Velev ki bu işleri yürüten ülkeler, Ortadoğu veya Müslüman ülkeler ile yer değiştirseydi Türkiye’de neler olurdu?

Birileri, tabiri caizse aylardır yaptığı gibi “kıyameti koparmaya çalışırdı.” Çünkü Türkiye’de Kemalist, solcu ve bilumum seküler muhalifler Araplar, Ortadoğulular, Kafkas ülkelerinden gelen insanları birkaç sebeple sevmezler. O sebeplerden belki en büyüğü açıkça çoğu zaman dile getirilmez, ırkçılık ile dile getirilerek üstü örtülmeye çalışılır. Amaç düşmanlığını toplumun tamamına değilmiş gibi lanse ettirmeyi içerir.

Örneğin, “Katar’a yönelik nefretin mantıklı bir izahı var mı?” diye sorulduğunda siyasiler şöyle diyordu, “Fabrikalarımız, işletmelerimiz, limanlarımız Katarlılara peşkeş çekiliyor!” Peşkeş kelimesinin anlamı bize mantıklı cevabı getirmek zorunda olduğu için Türk Dil Kurumu’na bakıp cevabı ve mantıklı izahı bulmaya çalışıyoruz. TDK’ya göre, “Peşkeş çekmek: Başkasının malını bir başkasına bağışlamak” ve “verilmemesi gereken bir şeyi uygunsuz bir amaçla ya da yersiz olarak birine vermek” anlamlarına geliyor.

Katarlılara verilen yersiz, bedava, uygunsuz amaçlı işletmeler neler? Böyle bir gayeyi bir iktidar kendisine neden layık görsün?

Hem daha önce de bu konuda birçok çalışma yapılmış ve bugün yeniden gündem edilen “manipülatif içeriklerin” gerçeği tam olarak yansıtmadığı kanıtlanmıştı.

Bugün de kimi basın kuruluşları ve özel kişiler şöyle yazarak gerçekle alakası olmayan ifadeleri tekrar meşru ve doğruymuş gibi sundu.

Örneğin medya bugün, “AKP’nin torba teklifi: Antalya Limanı’nı 2047’ye kadar Katar işletecek, kıyılar bedelsiz devredilecek”, “AKP'nin Katar sevdası bitmiyor: 'Antalya Limanı verilecek, kıyılar bedelsiz devredilecek...” ifadelerine başvurdu.

Torba yasa içerisinde yer alan bir tasarı kabul oyu alırken, çıkarıldığı sonra tekrar içine atıldığı ardından da limanların bedelsiz devredildiği ifadeleri ile adeta gerçekle alay edildi.

Bahsi geçen Antalya Limanı’nın işletmesi Türkiye Denizcilik İşletmeleri Genel Müdürlüğü verilerine göre, İşletme Hakkı Devir Yöntemi ile Özelleşen Limanlar arasında yer alıyor. Global Ports Holding tarafından kiralanan liman, %27 Türk ve %73 yabancı sermayeli bir girişim olarak faaliyette bulunuyor.

Türkiye Denizcilik İşletmeleri Genel Müdürlüğü verilerine göre limanlar ve işletmelerini yapanlar,

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!