Türkiye’de ilginç şeyler oluyor..

Abdurrahman Dilipak

30 Ağustos’a tamı tamamına 2 hafta kaldı..

YAŞ bitti. HSYK’yı tartışıyoruz. Bir de Andıç soruşturması var..
HERON konusunda henüz bir açıklama yok, ama herkesin kulağına karsuyu kaçtı..
PKK’da da ilginç gelişmeler yaşanıyor. PKK sürpriz bir şekilde ateşkes ilan etti..
Aslında biraz gerilere gidip, hatırlamamız gerek: Mavi Marmara operasyonu gerçekleştiği gün, İskenderun’da Deniz Kuvvetleri’ne ait tesislere bir saldırı gerçekleştirilmişti. Ardından Dörtyol’daki olaylar yaşandı.. Dikkatler hemen PKK, BDP, MHP, Jandarma’ya çevrildi ama, bütün bunlar bir şekilde işin içinde olsa bile, görünmeyen bir elin bu farklı unsurları bir araya getirerek bu işi becermiş olması mümkün.
Bu arada MOSSAD’ın adının da sıkça duyulmaya başladığını hatırlayalım..
İddiaya göre, MOSSAD, PKK adına eylemler yapmak üzere devreye girmişti.. ABD’nin şahinleri de bu işe el altından destek veriyordu. Bir de Almanya.. Hatta Fransa’nın da MOSSAD’ın planına destek verdiği iddiaları atıldı ortaya..
PKK’nın arkasında iki istihbarat örgütü olduğuna ilişkin Adalet Bakanı’nın açıklamaları bu iki ülkeyi, bir de 3.’sünü, yani İsrail’i getirdi akıllara.. Aslında 3. dediğimiz 1. konumda..
Bir iddiaya göre MOSSAD ajanları, 28 Şubat’tan hemen sonra yapılan gizli bir anlaşmayla Türkiye’de resmen ruhsatlı silah taşıyorlar..
Türkiye’deki bu Ergenekon takımı, darbecilerin, darbe sürecinde işbirliği yapmayı planladıkları derneklerin başında Mason Locaları, Lions ve Rotary kulüpleri geliyor..
Aslında İsrail’in Türkiye’deki bütün faaliyetleri, ilişkileri, bağlantıları biliniyor olsa gerek. Adım adım izlendikleri de muhakkak.. Giderek faaliyet alanları daraltılsa da, yine de aktifler, etkililer.
İsrail Türkiye’ye, AB ülkelerine ve ABD’ye karşı emrivaki politikası uyguluyor.. Kendilerine dokunulamayacağı, hesap sorulamayacağı, feda edilemeyecekleri konusunda bir kanaatleri var. Bu konuda Ergenekon liderlerine çok benziyorlar..
PKK içinde fraksiyonlar giderek artıyor ve bu fraksiyonlar başka ülkeler ve istihbarat örgütleri ile de temasa geçiyor anlaşılan.. Bu arada Ergenekon yapılanmasının PKK içindeki uzantıları da deşifre olmaya başladı.. ABD, İngiltere ve Rusya arasında da bu konuda bir zımmi mutabakat da sanki sağlanmış gibi..
Apo’nun durup dururken bu yönde bir karar alması boşuna değil.. Eğer bu işler devam edecek olsa idi, Kürt Ergenekonu ile ilgili yeni ifşaatlar gündeme gelebilirdi.. HERON ile ilgili iddialar herkesin kafasını karıştırdı.. Sadece TSK’ya karşı güven zedelenmedi, BDP açısından da aynı durum söz konusu.. Eski PKK ve JİTEM itirafçısı Abdülkadir Aygan, Nasmane’ye verdiği röportajda PKK, JİTEM, CHP ve BDP ile ilgili çarpıcı iddialarda bulundu ve Aygan, Doğu’da yaşanan çatışmalı ortamdan faydalanarak servet sahibi olanların bulunduğunu söyledi. JİTEM’in, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a yüklü miktarda para verdiğini ileri süren Aygan, şunları söyledi: “Şu an BDP başkanı olan şahsın, evlilik safhasında kardeşi vasıtasıyla JİTEM’ci Abdulhekim Güven’den yüklü miktarda para yardımı aldığı bilgim dahilindedir. Bu olayı bizzat kendisinin ağzından duydum. Diyarbakır Orduevi bitişiğindeki sinemanın teras katındaki içkili restoranda bana anlattı. Yanımızda Selahattin Demirtaş’ın kardeşi olarak tanıttığı bir şahıs da vardı. Şahıs lavaboya gidince Abdulhekim bunları bana anlattı. Hepsi yaşıyor, yalan ise çıkıp söylesinler” dedi.
Apo’nun Kesire ile evliliği hep öteden beri tartışılıyordu zaten..
Son olarak referandum konusunda CHP-MHP yakınlaşması da bu iddialar üzerine tüy dikti..
Darbe planlarında şehid aileleri ve kuvayı milliyet grublarının halkı sokağa çekmek için kullanılması planları yapılıyordu, bugün bu iki grub da TSK’dan iddiaların hesabının sorulması noktasına geldiler..
Bana kalırsa PKK’nın derin sırrı ‘Kozmik Oda’da gizli.. TSK içindeki darbecilerin, PKK ile yolları bir yerlerde bir şekilde kesişiyor.. Faili meçhuller, kayıtdışı ekonomi ve kayıtdışı siyaset işte o noktada kendini gösteriyor.. Sanırım Cumartesi anneleri de işin farkına varmışlardır..
TSK ile PKK vuruşurken, olan bize oluyor.. Bir oğlunu askere, bir oğlunu dağa vermiş bir ananın yüreği yanıyor bu arada. Ama birileri bu insanların kanları ve gözyaşları üzerine kendilerine iktidar ve servet üretmeye çalışıyorlar.. Yeni komuta kademesi, şimdi, lâiklik, şeriat nutuklarına boğulmadan önümüzdeki bu sorulara bir cevap vermeli. Bu iddialar “kağıt parçası”ndan ibaret değil. Bu bulunan silahlar da “boru” değil..
Bana kalırsa PKK’nın derin gerçeği deşifre edilirse, CHP’nin de, MHP’nin de daha bir sürü politikacı, işadamı, bürokrat, parti, vakıf, dernek, sendika yöneticisinin ipi pazara çıkar..
Bu arada gelişmeler referandumda ‘Evet’in şansını artırırken, CHP ve MHP inandırıcılık ve ciddiyetini kaybederken, AK Parti puan toplamaya devam ediyor. CHP’deki iç tartışmalar bir hesaplaşmaya dönüşürken, Kılıçdaroğlu büyüsünü kaybetti, hatta sıkıcı gelmeye başladı. Bu arada Baykal dosyasının Ergenekon dosyasında yer alması ve parti içinden servis edildiği kuşkusu partiyi bölünme noktasına getirdi. 30-40 arası milletvekilinin CHP’den ayrılarak DSP’ye geçeceği konuşuluyor artık. Baykal’ın “Ergenekon’un avukatlığı”nın şantaja boyun eğme sonucu ortaya çıkan bir durum olup olmadığı konuşuluyor artık insanlar arasında.. BDP ise “boykot”u artık çok da telaffuz etmiyor..
Evet, iki hafta sonra Ağustos bitiyor ve yeni komuta kademesi göreve başlıyor. 3 hafta sonra da referandum var. Geri sayım devam ediyor..
5-6 Eylül gecesi Kadir gecesi.. Ardından bayram, ardından referandum.
Şu HSYK, HERON, Dörtyol, Andıç soruşturması bile süreci öylesine etkiledi ki.. Tartışmalar sinir bozucu olsa bile, bu süreçte yaşananlar toplumun bazı gerçeklerin farkına varması için tarihi bir fırsat değeri taşıyor.
Selam ve dua ile..

VAKİT