Türkiye’de faşist Batı’da hümanist!

Salgın sebebiyle yaşanan ekonomik problemlerden mültecileri sorumlu tutarak faşist söylemlerde bulunan CHP’nin, 2016’da Avrupa ülkelerine yönelik hazırladığı Mülteci Raporu’nda ise adeta mülteci dostu kesildiği ortaya çıktı.

Mülteci, göçmen muhacirler üzerinden düşmanca bir üslup kullanarak mazlumlara nefret kusan CHP, gaye Avrupa’ya yönelik imaj çalışması olunca politikasını 180 derece farklılaştırıyor. Göçmenleri ülkelerine göndermeyi iktidar vaadi olarak dillendiren Kılıçdaroğlu CHP’sinin Avrupalı dostlarına hitaben 2016’da hazırladığı Mülteci Raporu’nda Suriyelilerin Türkiye’de kalıcı olduklarının kabul edilmesi, mültecilerin kayıt içi ekonomiye entegre edilmesi, Göç Bakanlığı kurulması gibi öneriler sunulduğu ortaya çıktı.

CHP’nin CHP’lilerden gizlediği rapor

Türkiye kamuoyuna yönelik “İktidara gelirsek 2 yılda Suriyelileri ülkelerine göndereceğiz” söylemini üreten, belediye başkanlarına “Mültecilere 10 kat fazla fatura keseceğiz” dedirten CHP’nin Batılı dostlarına yönelik bahse konu raporu Haziran 2016 tarihli. “Sınırlar Arasında; İnsanlık Dramından İnsanlık Sınavına” başlıklı raporda, olası CHP iktidarında mültecilere yönelik hangi icraatların gerçekleştirileceği sıralanıyor. CHP Göç ve Göçmen Sorunlarını İnceleme Komisyonu tarafından hazırlanan raporda kayıt dışı istihdamdan eğitime, hukuki destekten mülteci vasfının kazandırılmasına, mültecilere özel bakanlık kurulmasından Suriyelilerin kalıcı olması gerektiği hususunda birçok kritik maddeye yer veriliyor. Ayrıca Sınırlar Arasında - İnsanlık Dramından İnsanlık Sınavına ismiyle kitaplaştırılan raporda, CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, Muğla Milletvekili Nurettin Demir, İstanbul Milletvekili Selina Doğan, Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, İzmir Milletvekili Özcan Purçu ve Adana Milletvekili Elif Doğan Türkmen’in imzası bulunuyor.

CHP’nin raporu: Suriyeliler Türkiye’de kalıcı

CHP’nin Mülteci Raporu’nun öne çıkan maddeleri şöyle:

l Ülkemizde, ilk aşamada misafir olarak kabul edilen ama daha sonra geçici koruma statüsü verilen Suriyeli mültecilerin büyük bir kısmının ülkemizde kalıcı oldukları kabul edilmelidir. Ancak, Suriye krizi sona erdikten sonra ülkelerine dönmek isteyenlere de yardımcı olunmalıdır.

l Türkiye, 1951 tarihli Cenevre Sözleşmesi’ne koyduğu coğrafi çekinceyi kaldırmalıdır. Ülkemizdeki “mülteciler” hukuken de mülteci statüsünde olmalı ve uluslararası hukukun mültecilere verdiği bütün haklara sahip olmalıdırlar.

l Türkiye’deki mültecilerin işgücü piyasalarına entegre edilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Mülteciler kayıt içi ekonomiye çekilmeli ve ucuz işgücü olarak sömürülmelerinin önüne geçilmelidir.

Suriyelilere eğitim, sağlık, hukuki yardım...

l Mülteci çocuklar eğitime devam edememekte, kapsamlı sağlık hizmetleri verilmemekte, barınma gibi asgari olarak sağlanması gereken insan hakları sağlanmamaktadır. Kayıt, hukuki yardım, tercüme, eğitim ve sağlık hizmetleri daha etkin bir şekilde sağlanmalı; çocuklar, kadınlar ve özel yardıma ihtiyaç duyan gruplar başta olmak üzere konu bazlı mekanizmalar oluşturulmalıdır. Ayrıca, mültecilere sağlanan hizmetlerin koordinasyonu ve gelişimi için hizmetler haritalandırılmalıdır.

Göç bakanlığı teklifi

Göç ve Entegrasyon Bakanlığı kurularak mülteci ve sığınmacıların toplumsal yaşama uyumunu sağlamak üzere makro politikalar geliştirilmeli ve uygulanmalıdır. Çünkü kamu kurum ve kuruluşlarının göç konusunda makro ve mikro düzeylerde yapabilecekleri ve imkânları farklılık göstermektedir. Ülkemizdeki göç olgusunun ulaştığı hacim Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ve AFAD’ın kapasitesini aşmaktadır.

Güvenlik kuvvetleri yabancı düşmanlığı konusunda eğitilmeli, terörizm ve sığınmacı göçünün birbirinden farklı olgular oldukları konusunda bilinçlendirilmeli.

Haber Haberleri

DEM Partili Kızıltepe Belediye Başkanı Zeyni İpek istifa etti
Emevi Camii halılarının yenilenmesine Gaziantep talip oldu
"Çarşı"ın Gezi davasında tüm sanıklar beraat etti
Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı