Türkiye’de de Kurban ateşkesi olsun

Kurtuluş Tayiz

 

Suriye’de Kurban ateşkesi sağlanması için Türkiye ciddi bir diplomasi yürüttü. Türkiye, İran ve Birleşmiş Milletler’in (BM) baskısıyla Esed yönetimi ile muhalifleri bir ateşkeste uzlaştırdı ve bayram süresince tarafların silahları susturması bekleniyor.

Kurban ateşkesine aslında bizim de çok ihtiyacımız var; Güneydoğu’da önceki gün 20 PKK’lı ve altı güvenlik görevlisi hayatını kaybetti. Bu sayı son 10 günde 100’ü buluyor. Ancak ne hükümet, ne muhalefet, ne doğrudan bu meselenin bir tarafı olan BDP ve ne de sivil toplum örgütleri Kurban ateşkesi için çaba gösteriyor. Ateşkes girişiminde bulunmak bir yana bu konuda bir temenni kırıntısı bile ortada yok.

PKK cephesinde de sessizlik sürüyor; örgüt, Bayram ateşkesine şimdilik yanaşmıyor.

Oysa Kurban ateşkesi, Türkiye’deki bu sert havayı yumuşatabilir ve yeni bir barış döneminin kapılarını açabilir.

Kurban ateşkesi Türkiye’de iç barışın sağlanmasının başlangıcı olabilir.

Kamuoyu buna hazır.

İmralı’yla görüşme için açık çek veren hükümet de bence buna hazır.

Bunun için Kandil’in bir Kurban ateşkesi ilan etmesi gerekiyor. Ya da böyle bir ateşkese ikna edilmesi...

Ateşkesle birlikte askerî operasyonlar devam edemez, durur.

Kilitli olan bütün kapıları ancak böyle bir ateşkes açabilir.

Tıkanan görüşmeler yeniden başlayabilir.

Demokrasi tekrardan güç kazanır.

Bayram ateşkesi kimseye bir şey kaybettirmez.

Herkes kazanır.

PKK da kaybetmez.

Şimdi anladığım kadarıyla PKK son aylarda geliştirdiği etkili saldırılarla yakaladığı psikolojik “üstünlüğü” ateşkes ilan ederse kaybedeceğini sanıyor. Bu yüzden de ateşkes tekliflerine soğuk bakıyor. Örgüt, hükümetin köşeye sıkıştığını düşünerek silahları susturmaya yanaşmıyor. Bunun bir yanılgı olduğunu belirtmeye sanırım gerek bile yok.

Başbakan Erdoğan’ın “İmralı’yla gerekirse görüşürüz”, “Yeni Oslo da olabilir” sözlerini ciddi bir zayıflık olarak değerlendiriyorlar.

BDP ve Kürt sivil toplum kuruluşları da şimdiye kadar Kandil üzerinde bir ateşkes baskısı oluşturamadı.

Bu Kandil’in, bölgenin talep ve ihtiyaçlarını daha rahat görmezden gelmesine neden oluyor.

Kurban ateşkesi konusunda hükümetin de girişimci olduğu söylenemez. Esed rejiminin meşruiyetini tanımayan Ankara’nın, PKK’ya silahları sustur çağrısı yapması bence örgüte fazladan bir meşruiyet atfetme anlamına gelmez. Eğer hükümeti sınırlayan gerekçe buysa, anlamsız. Tersine böyle bir çağrı, PKK şiddetini dizginlemek için çırpınan Ankara’nın elini daha fazla güçlendirir. Örgüte saldırılarına son vermesi, silahları susturması ve hiç olmazsa Kurban Bayramı’nda ateşkes ilan etmesi yönünde yapılacak bir çağrı şiddet yanlısı PKK’yı daha zor durumda bırakır. Ve iktidar, PKK’ya yönelik ateşkes çağrısıyla bir tabuyu daha yıkabilir; akan kanın durması için, barış için, anaların gözyaşının dinmesi için hükümet “terör örgütü”nü muhatap alabilir. Bırakın CHP veya MHP bu girişimi istismar etmeye kalksın, bundan oy devşirmeleri çok zor; çünkü kamuoyu artık barış adına bir söz söyleyenin, akan kanın durması adına bir adım atanın yanında olacaktır. Hükümet gençlerin toprağa düşmesini engelleyecek olan her cesur girişiminde kamuoyu desteğini yanında bulacaktır. Bence bu kaçınılmaz.

Kurban Bayramı vesilesiyle BDP’nin PKK’ya ateşkes çağrısında bulunmamasını da çok tuhaf karşılıyorum. BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, son haftalarda çok pozitif bir performans sergilese de, Bayram ateşkesi konusunda kendisini geri tutarak inandırıcılığını sarsmaktadır. Bir yanda hükümet İmralı’yla görüşmeye açık çek verirken BDP cephesinin barış için pasif davranması, PKK’ya “Artık yeter, bu saldırıları durdur” dememesi, BDP’nin barışçı kimliğine gölge düşürüyor.

Başbakan Erdoğan’ın “İmralı’yla görüşürüz, yeni Oslo her an başlayabilir” türünden açıklamaları, kuşkusuz bir politika değişikliği anlamına geliyor. Erdoğan askerî seçenek yerine örgüt liderini muhatap almaktan ve örgütle konuşmaktan bahsediyor. Bu açıklamalar neye yorulursa yorulsun, Başbakan’ın sözlerinin arkasında hangi hesap kitap olursa olsun eğer iktidar yeni bir diyalog iradesi ortaya koyuyorsa masadan kimse kaçamaz. Kürt hareketi silahları susturup masaya gelmek zorundadır. Yoksa barış sözünü dilinden düşürmeyen Kürt siyasetçilerin tutarlılığı kalmaz.

Siyasal iktidar bugün “konuşmaktan” yana olduğunu açıklamış durumda; Başbakan bunu çok açık biçimde, toplum önünde beyan etti; Kürt hareketi ise şu âna kadar bu çağrıya açıktan karşılık vermiş değil; en iyi karşılık bence Kurban ateşkesi ilan ederek verilebilir. Bayramda sınanan ateşkes kalıcı bir barış sürecine de dönüşebilir. Bunu denemeden öğrenmemizin imkânı yok. Hükümetin PKK’ya silahları susturma çağrısı yapması da yeni bir dönemin kapısını aralayabilir. Bu Kurban Bayramı’nın beni heyecanlandıran başka bir yanı da yok; Güneydoğu’da gençler toprağa düştüğü sürece bayramlar bu ülkenin kara bayramı olmaya mahkûmdur.

kurtulustayiz@gmail.com

TARAF