HAKSÖZ HABER
15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümü darbeciliği inşa eden mantık üzerine düşünmeye vesile olabilir. Türkiye’de askeri eğitimin kendisi askerlere ülkenin tek sahipleri olma iddiasını aşıladığı için darbecilik askeriye içerisinde bir gelenek. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni asker kökenli isimlerin kurduğu da düşünüldüğünde askeriyenin nasıl bir gücü temsil ettiğini görmek gerekiyor.
TSK’nın kendi içerisinde komitacılık ve darbecilikle mücadele etmesi ihtimali oldukça tartışmalıyken darbeci mantığı var eden Kemalist ideoloji esas sorunu teşkil ediyor. Tüm darbeler aynı mantıkla gerçekleştirildi. Darbeciler hep "Atatürk ilke ve inkılapları, laiklik" diyerek hükümetleri devirdiler. Bugün Türkiye’de hala -özellikle 27 Mayıs ve 28 Şubat söz konusu olduğunda- darbelere meşruiyet atfeden kesimlerin var olduğu tartışma gerektirmeyen bir gerçek!
Türkiye’de darbelere meşruiyet atfedenler bir kenara darbe karşıtı çağrı yapan imam ve müezzinlere fiziksel şiddet uygulayacak kadar hadsiz kimseler dahi var. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Türkiye genelinde sala okuyan 60'tan fazla din görevlisi saldırıya uğramıştı. İzmir'in Narlıdere ilçesindeki Kutlu Yalvaç Camii Müezzini Mehmet Kuzgun'a saldıran CHP'li Urla Belediye Meclis Üyesi Lütfi Özbey'in oğlu Hasan Özbey'in dahil olmak üzere pek çok kişi ise ilerleyen süreçte serbest bırakılmıştı.
Kuzgun yaşananları şöyle aktarmıştı:
"İzmir Narlıdere, Kutlu Yalvaç Camisi'nde görev yapıyordum. Sala okumaya davet edildik. Bunun üzerine camiye giderek, sala okudum. Saat 01.40'ta sala verdiğim sırada 2'si kadın 3 kişi camiye gelerek 'Neden sala veriyorsunuz?' dedi. Darbe olduğu için sala verdiğimizi söyledim. Bunun üzerine 'Bu sala verilmeyecek, bu darbe gerçekleşecek' diyerek, ağza alınmayacak küfürler ettiler.
Darbe severlikle İslam düşmanlığı birleşince sala okuyan müezzine saldıracak kadar gözü dönen alçakların varlığı tehlikenin boyutlarını gösteriyor! Türkiye’deki darbe gerçeğiyle yüzleşmek içinse çok köklü değişikliklere ihtiyaç duyulmakta. Darbe sevdalılarını var eden eğitim sistemi başta olmak üzere Kemalist ideolojiden kurtulmadan Türkiye’nin darbelerden kurtulması da mümkün değil!
Darp edilen din görevlilerin isimlerinden bazıları:
Ankara Keçiören Cami İmamı İbrahim Tıpırdamaz, Bolu Göynük Hacı Mehmet Ericek Cami İmamı Metin Şener, Kırklareli Merkez Dolhan Köyü Vekil İmamı Hasan Süngü, Kırklareli Karıncak Köyü Camii İmamı Hamza Er, Kırklareli Kapaklı Köyü Camii İmamı H. Hüseyin Ayboğan, Kırklareli B. Mandıra 15 Temmuz Demokrasi ve Şehitler Camii İmamı Kadir Altıntaş, Kırklareli Vize Merkez Camii Müezzini Murat Şahin, Kocaeli Cebeci Mahallesi Camii İmamı Mustafa Aydın, Kocaeli Teksen Mah. Düzköy Camii İmamı Hasan Ergin, Konya Kutburun Cami İmamı Ali Güleş, Kütahya Arife Adem Camii Müezzini Hüseyin Aydoğdu, Mersin Davultepe Merkez Camii İmamı Ali Koçak, Muğla Turgut Reis Akyarlar Camii İmamı Memduh Emek, Sivas Sızır Merkez Camii İmamı Mustafa Ceylan, Tekirdağ Çorlu Seyit Ali Camii İmamı Mehmet Ali Sarı, Tekirdağ Ergene Vakıflar Mahallesi Yukarı Camii İmamı Nurettin Uçar, Tekirdağ Süleymanpaşa Gazi Murat Cami İmamı Recai Hatipoğlu, Zonguldak Perşembe Beldesi Merkez Camii İmamı Reşit Bayraktar, Zonguldak Çaycuma Güzelkaya Köyü Yeşiltepe Camii İmamı Hamza Baş, Manisa Akhisar Kayalıoğlu Camii İmamı Hüseyin Dirgi, Manisa Arıgöl Aşağıkoçaklar Camii İmamı Ahmet Pala, Şanlıurfa Suruç Regaip Camii Müezzini Necmettin Demirel, Suruç İsa Yavuz Camii İmamı Ömer Yağmurlu sala okuduğu için hakarete maruz kalarak darp edildi. Ayrıca Bornova İmamı Halil Karabıyık 3 kişilik bir grup tarafından darp edildi. Yine Bornova'da Yusuf Dağ isimli İmam 15-20 kişilik bir grubun sataşmasına maruz kalırken, Urla'daki Zeytinalan Camii İmamı M. Hadi Beskisiz bir şahsın tokatlı saldırısına uğradı.