Türkiye'de bir insanı öldürmenin yaptırımı nedir?

Ali Karahasanoğlu, Türkiye'de katil olmanın ciddi bir yaptırımı olmaması üzerine eleştirilerini dile getiriyor.

Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit

Adam öldürmenin cezası ne ki?

Fatih Camii imamı Galip Usta, bıçaklı saldırı sonucu, ölümle burun buruna kaldı..

Saldırgan yakalandı.. Tutuklandı.

Kilisede saldırı düzenlendi.. Bir kişi öldü..

Saldırganlar yakalandı, tutuklandı.

Diyarbakırlı Ramazan hoca adı ile bilinen Ramazan Pişkin bıçaklı saldırı sonucu öldürüldü.

Katil yakalandı.. Tutuklandı..

Bir taksici, tanımadığı ve yolda üşümesin diye aldığı bir yolcu tarafından hunharca öldürüldü..

Katil kısa sürede bulundu, tukuklandı..

Cinayetler, ardı ardına geliyor..

Gerçek sebebi henüz ortaya çıkarılamayan cinayetler bir yana.

Kadın cinayetleri ise, bir felaket..

Yıllarca aynı yastığa baş koymuş insanlar, küçük küçük ihtilafların sonucunda, biri katil oluyor, biri maktül.

Hatta eşi ile birlikte, eşinin yakınlarını öldürenler, belki çok daha vahimi kendi çocuklarını bile öldürenler oluyor.. 

Failler yakalansa da..

Cezaevine konulsa da..

Faillerin yakalanması, potansiyel katilleri caydırmıyor olmalı ki, cinayetler sürüyor.. 

Peki, cinayetin cezası ne ki, insanlar bu kadar rahat insan öldürüyor, yakalanacaklarını bildikleri halde, suç işlemekten vazgeçmiyorlar..

Mevcut beşeri sistemde, öldürme suçu Türk Ceza Kanunu’nda düzenleniyor..

Türk Ceza Kanunu, 81. maddesi, “Kasten öldürme” başlığı altında, cinayetin cezasını yazıyor..

Kanundaki ifade şu:

“Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.”

Diyeceksiniz ki, “Tamam işte. Ceza da öyle pek az değilmiş.. Müebbet hapis cezası imiş..”

Ama yanılıyorsunuz..

Olay hiç de, öyle değil..

Hemen başında belirtelim..

Cinayet suçunu işleyen kişilerin bir kısmı, yargılama sırasında “İyi yaptım. Şimdi olsun, bir daha öldürürüm” diyor.

Bu tavrı sergileyenle, “Pişmanım, keşke öldürmeseydim” diyen arasında, kanun bir fark görüyor ve TCK 62. maddesinde, cinayet işleyen kişinin pişman olması durumunda, cezasının müebbet hapis cezasından 25 yıla indirileceğini belirtiyor..

25 yıl ne ki?

Ortalama 60 yıllık ömrü olan insanları öldürüyorsunuz..

Aldığınız ceza, 25 yıl.. Bir de af, infaz kanunlarında değişiklikle, ceza kuşa dönüyor..

Bir cinayet işleyip, cezaevine girip çıkan. Sonra bir cinayet daha işleyip, tekrar cezaevinden çıkan insanlarla bile karşılaşabiliyoruz.

Ama gariplik bununla da sınırlı değil.

Kasten öldürme suçunun ağırlaştırılmış halleri de 82. maddede düzenleniyor..

Tasarlayarak öldürme sözkonusu ise.. Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme sözkonusu ise..

Kanunda yazılı diğer şıkları aktarmaya gerek yok..

Kanundaki gariplik daha ilk iki şıkta kendisini gösteriyor..

Tasarlayarak öldürene de.. Canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürmede de ceza aynı..

Oysa her canavarca hisle öldürmede, aslında tasarlama da vardır.. Her eziyet çektirerek öldürmede, tasarlama da vardır..

Boşverin siz, “Tasarlama önceden bir plan yapmayı gerektirir.. Bu en az, suçun işlenmesinden şu kadar önce olmalıdır” muhabbeti ile, tasarlama ile eziyet çektirerek öldürme arasında fark olduğunu anlatanların gerekçelerini..

Açıkça söylemeliyiz.. 

Beşeri kanun iflas etmiştir..

Ceza Kanunu’ndaki öldürme suçu ile ilgili diğer şıkları aktarsam, vehameti daha net göreceksiniz..

Sadece birisini vereyim..

“Bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanmak suretiyle” işlenen suçlarda da yine tasarlayarak öldürmenin cezası veriliyor..

Bir kişi, biyolojik silah kullanıyorsa, bu cinayetin tasarlamadan olması mümkün mü?

Değil..

Ama beşeri kanun dediğiniz, kendi içinde onlarca çelişki barındırıyor. Boşluk bulunduruyor..

Birbiri ile kıyas bile edemeyeceğiniz suçlara, aynı cezalar veriliyor.. Verilmek zorunda kalınıyor..

Cezanın infazına geçtiğimiz zaman..

İşin hepten cılkı çıkıyor..

İşin başında hemen söylemek zorundayız:

Müebbet ne, ağırlaştırılmış müebbet ne?

Müebbet, kelime anlamı itibariyle, günlük hayatta da kullandığımız ebedi kelimesinden geliyor. 

Adeta, sonsuza kadar demek.. 

Yani insan açısından bakacak olursak, ölene kadar demek..

Peki müebbet ölene kadar demek ise, ağırlaştırılmış müebbet ne?

İşin sulanmaya başladığını siz de farkediyorsunuz..

Sonsuza kadar olanın, ağırlaştırılmışı mı olur?

Tabii ki olmaz. Ama müebbet aslında ölene kadar demek değil.

Onun için de, müebbet yanına, bir de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası düzenlenmiş..

Ama sıkı durun..

Ağırlaştırılmış müebbet de, aslında ölene kadar değil..

Şaştık kaldık, değil mi? 

Aynen öyle..

Müebbet ne kadar, ağırlaştırılmış müebbet ne kadar cezaevinde kalmayı gerektiriyor, bunlar nerede düzenleniyor?

Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’da..

Cinayet işleyenlere..

Tasarlayarak adam öldürenlere..

Canavarca hisle veya işkence ederek insan öldürenlere..

Evet, bu kadar vahim suçları işleyenlere, piyangodan bir indirim daha var..

Önceden belirlenmiş.

Önceden kanuna yazılmış.

Adeta “siz suç işleyin, cezası yanınıza kâr kalır” dercesine..

Bu vahşi eylemlere imza atanlar için koşullu salıverme diye bir düzenleme getirmişiz..

Bu düzenleme ne diyor?

107. maddede belirtiliyor:

“Koşullu salıverilmeden yararlanabilmek için mahkûmun kurumdaki infaz süresini iyi hâlli olarak ..”

Canavarca hisle birisini öldürmüş..

Yakalanmış, cezaevine konulmuş..

Cezaevinde rahat durursa, bir kıyak daha geçiliyor..

Cezasına bir indirim daha geliyor..

Cezaevindeki katil, yaramazlık yapmazsa..

Ona bir lütufta bulunuluyor..

O ne?

“Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar otuz yılını, müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar yirmidört yılını, diğer süreli hapis cezalarına mahkûm edilmiş olanlar cezalarının üçte ikisini infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabilirler” deniliyor.

Yani sonsuza kadar cezaevinde kalması gereken kişilerden ağırlaştırılmış müebbet alanlar 30, basit müebbet alanlar 24 yıl yatınca, çıkıveriyorlar..

Yargılama sırasında indirimi de aldı ise..

Ooooh. 20 yılın da altında bir sürede, salıverilmiş olunuyorlar.

Çözüm?

İslam dininde de emredildiği şekilde, bilerek, kasten cinayet işleyene, boşverin müebbeti, ağırlaştırılmış müebbeti, pişmanlığı vesaireyi..

İdam cezası gelir.. Ceza caydırıcı olur.

Sonra görelim, film çevirir gibi, kafası esen cinayet işleyebiliyor mu?

Suçlar tabii ki sıfırlanmaz.

Ama bugünkü kadar da olmaz..

Yorum Analiz Haberleri

Siyonistlerden dost olmaz, ne Kürtlere ne de bir başkasına
“AB İsrail’i daha ne kadar koruyacak?”
“BM Siyonizm'i ırkçılık saysın”
Gazze katliamında ABD'nin rolü
Endonezya’da “Değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen” madde: Filistin davası