HAKSÖZ HABER
“Esed’le görüşülmeli artık başka çare yok” diye çığırtkanlık yapan zavallı fikirlerin sahibi gazetecilerin sol ve kendisini iktidara yakın lanse eden cenahta ortak fikir olarak kamuoyuna sunulması dikkat çekiyor.
Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur köşesinde 23 Nisan tarihinde kaleme aldığı yazıda, ‘Esed’in kazandığını kabul edelim’ derken kendince çözüm önerileri sunarak göçmen politikalarındaki iyimserliğini dile getirdi.
Yarım milyondan fazla insanın katili Esed’i utanmadan aklamaya girişen Uğur, Erdoğan’ın Esed’i adam yerine koymasını istiyor. Uğur yazısında diplomatik ilişki kurulması ile beraber Türkiye’nin kazançlı bir şekilde masadan ayrılacağını iddia ediyor.
Uğur köşesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a akıl satarken, Esed’e öğüt verip şöyle yazıyor:
“Beşar Esad’ın geri dönüşler için tam 11 adet AF YASASI çıkardığı, geri dönenler için toplumsal uzlaşma masaları kurulduğu, eski ikametlerine yerleşmelerine, vatandaşlık almalarına yardım edildiği belirtiliyor. Türkiye ana akım medyası bu haberleri vermiyor. Bunu aşmanın yolu belki de Şam Hükûmeti’nin Türkiyeli gazetecilere ve yazarlara bu konuda yapılan çalışmaları göstermek üzere kapılarını açması, şeffaf biçimde, gazetecilerin peşine Muhaberat’ı takmadan onların özgürce durumu yerinde incelemelerine izin vermesidir. Madem böyle çalışmalar var ve 100 bine yakın insan bu çabalar sonucu ülkelerine geri döndü, yerinde görmek en iyisi.Tekrar diplomatik ilişkiler meselesine dönersek… Sayın Cumhurbaşkanı yakın çevresinde yükselecek mırın kırınlara aldırmaksızın, bu meseleyi ilgili kurum bürokratlarının alt düzeyde temaslarla sürdürme eğlencesinden çıkarırsa çabuk yol alınır. Problem emin olun “Bayramda göndermemek” ve benzeri gaz almalarla bitecek gibi görünmüyor.”
Sözde iktidara destek verdiğini iddia eden Esed muhipliğinin ötesine geçemeyen Suriye’de Esed’e karşı mağlubiyet yaşandığını belirten Uğur, “Artık Şam hükûmeti ile diplomatik ilişki kurmanın zamanı geldi. Bunun için uzun uzun, etraftaki Amerikan muhiplerinin kafa karıştırıcı laflarını dinleyip de vakit geçirmenin manası yok. Ortadaki başarısızlığı kabul edip adım atmak, Mısır’da olduğu gibi duygusallıkla vakit öldürmek yerine ülkelerin çıkarları doğrultusunda ilişki zeminini oluşturmak gerek” diye yazdı.