Türkiye, Suriye'deki yeni yönetimle nasıl ilişkiler kurmalı?

Mehmed Göktaş, Türkiye'nin Arap ülkelerine karşı üstten bakan bir tavır içine girmesinin yanlış sonuçlar doğuracağını Suriye örneği üzerinden inceliyor.

Mehmed Göktaş / Doğruhaber

Suriye’nin onur çizgisi aşılmamalıdır!

Tamam, Türkiye, Suriye ve Suriyeliler için gerçekten büyük fedakârlıklar yapmıştır ve öyle görünüyor ki yapmaya devam edecektir. İçerideki İslam ve Arap düşmanı azgın muhalefete rağmen milyonlarca Suriyeliyi bağrına basmış hatta sırf  bu yüzden bazı belediyeleri kaybetmiştir.

Daha da önemlisi bugünkü devrimi gerçekleştirenleri desteklemiş, Suriye’nin ayağa kalkması ve ayakta durabilmesi için elinden geleni yapacağı görünmektedir. Doğru olan da budur, varsın birileri vırıldasın.

Fakat Türkiye’nin bu noktada dikkat etmesi gereken önemli bir çizgi vardır; Suriye’nin onurunun zedelenmemesine dikkat etmelidir. O çizgi yara aldığı zaman bütün emekler heba olur ve her şey tersine döner.

Aslında Türkiye, sadece Suriyelilerin değil bütün Arapların onur çizgisine dikkat etmelidir. Yakın geçmişte bunun bedellerinin ödendiği unutulmamalıdır. “Hepiniz toplansanız bir Türkiye etmez” ve benzer söylemlerin ilişkileri nasıl kestiğini, Türkiye ürünlerinin nasıl boykot edildiğini unutmayalım.

“Onurlu Kardeşlik, Onurlu İlişki” Türkiye’nin hassas çizgisi olmalıdır. Suriye’nin vilayetlerine 82, 83, 84... plaka vermeye çalışanlar, “Zaten oralar Osmanlının vilayetleriydi” gibi söylemle içerideki birilerinin hamasi duygularını coştursa da sonu asla hayırlı değildir.

Ve Kürdlerin de onur çizgisiyle oynanmamalıdır! Geçmişte olup bitenler bir yana, Kuzey Irak’ta yapılan referandum esnasında Barzani yönetimine karşı Türkiye’deki iktidarın tavrı onur kırıcıydı. “Ekmeğinizi, aşınızı biz veriyoruz” ve benzer sözler sadece Irak’taki değil Türkiye’deki Kürdleri de oldukça üzmüş, incitmiş ve neticede iktidara çok pahalıya mal olmuştur.

Kısacası, Müslümanların tam da birbirleriyle kucaklaşma noktasında Türkiyeli Müslümanlar bu onur meselesine iyi dikkat etmelidir.

Özellikle bu yaraları kaşımak için etrafımızda bekleşen haydut ve haramileri bir daha sevindirmemek için bu coğrafyanın sahiplerinin onurlarını hiç bir zaman göz ardı etmeyelim vesselam.

Rabbim nasip ederse siz bu satırları okurken Suriye’de olacağız.

Sevgi ve dualarla.

Yorum Analiz Haberleri

Senin utanman yok mu İsmail Saymaz?
Ne olacak bu Nusayrilerin durumu?
“Kim bir kavme benzerse o da onlardandır”
Fatih Erbakan devrik Esed'in yasını tutmaya devam ediyor
PKK’nin beklenen Mehdisi: Şeyh Mürşid Haznewi