Kenan Alpay’ın yorumu:
Muhakkak birileri çıkıp alaycı bir edayla soracaklardır; “hangi kuşatmadan bahsediyorsun arkadaş?” Oysa son derece hızlı ve yıkıcı bir biçimde Suriye üzerinden göstere göstere inşa edilen Suriye kuşatması Türkiye’nin en hayati meselelerinden biridir. Üstelik klasik bir biçimde işleyen Amerika ve Rusya arasındaki yıkıcı rekabet bu kuşatmada hem Suriyeli İslami direniş örgütlerine hem de Türkiye’ye karşı uzunca bir zamandır sıkı bir ittifaka, sağlam bir dayanışmaya evrilmiş olduğunda zorluklar katlanarak artmaktadır.
Suriye’nin hemen her bölgesini yakıp yıkmak, şehirleri köyleri kan denizine dönüştürmek hususunda Esed rejimiyle yarışan Amerika ve Rusya paralel yürüyen bir süreçte PKK-PYD marifetiyle bir kantonal bölgeyi ihya ve tahkim etmek için de yarışıyorlar. PKK/PYD’nin gerek en ağır silah sistemleriyle teçhiz edilmesi gerekse hava saldırılarıyla hâkimiyet sahasının genişletilmesi konusunda hemen her gün medyaya detaylı haberler yansıyor. Fakat bu gelişmeler Türkiye’nin haberler ağında kimi zaman basit milliyetçi refleksler halinde yer tutuyor ama istisnalar dışında ciddi tahlillerin konusu olamıyor. Devlet-Hükümet nezdinde ise Avrupa’yla ilişkilerden kaynaklanan gerilimli gündemlerin arasında oldukça yumuşatılmış ve maalesef bir türlü karşılık bulamayan taleplerin yinelenmesinden öteye geçilemiyor.