HAKSÖZ HABER
Türkiye’nin dış politikada ortaya koyduğu insani tavır son Ukrayna süreciyle birlikte Batı ile kopartılan ilişkilerin revizyonu için bir imkan oluşturdu. Avrupa’nın tutarsız ve düşmanca tavrına karşı köprüleri atan ve dengeyi gözetmeyen bir tutumla karşılık veren Türkiye netice olarak Avrupa’dan uzaklaşırken bir başka düzleme yanaşmak zorunda kaldı.
İşin özünde yapılması gereken bağımsız duruşun vurgulandığı ve dengelerin gözetildiği ancak dengeler adına ahlakın ötelenmediği bir siyaset inşa etmekti. Eksiklikler artılarla birlikte bugünlere gelinirken Türkiye’nin hem iç hem dış siyaset açısından en netameli konularından birisi olan Osman Kavala davasında karar verildi.
Batılı ülkeler nezdinde oldukça önemli olan Osman Kavala davası daha dengeli ve karşılıklı saygı üzerine kurulu ilişki imkanlarını artırmak için bir seçenekti. Ancak verilen karar ile normalleşme beklentileri çöpe gitti. İstanbul Gezi Parkı eylemlerine ilişkin beraat kararının bozulmasının ardından Osman Kavala’nın da aralarında bulunduğu 17 sanıklı davada karar çıktı. Mahkeme, Osman Kavala'ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi.
Türkiye’nin iç dengeleri açısından ise hukuk normlarının siyasetin üzerinde olduğu farklılıklara rağmen toplumsal uzlaşıyı esas alan güvenlikçi, devletçi politikaların gadrinden ülkeyi kurtaracak bir iklimin inşası adına Kavala’nın mağduriyetinin sonlandırılması önemli bir adım olacaktı.
Gezi kalkışmasının diğer bileşenleri gibi Osman Kavala ile de aynı dünya görüşünden olmasak da yargılama süreci başta olmak üzere isnat edilen suçların delillendirilme şekli ve ağırlaştırılmış müebbet kararının akıl ve vicdan dışı olduğunu görmemiz gerekiyor!
Türkiye siyasetten normalleşme adımları bekliyor. Siyasilerin artık gergin atmosferi dağıtıp tekrardan reform süreçlerini başlatması lazımken atılan bu adımın izahı var mıdır? Ekonomik gelişmelerin kaygı verici olduğu da düşünüldüğü vakit böylesi absürt yargı kararlarıyla Türkiye’nin gidişatı 90’ların karanlığına doğru olacaktır! Hatanın neresinden dönülse kârdır!