Türkiye limanlarından işgal rejimine sevkiyat durdurulsun! 

İslami kuruluşların çağrısıyla bir araya gelen binlerce kişi Beylikdüzü Ambarlı Limanı’na konvoy düzenleyerek Türkiye limanlarının Siyonist çeteye kapatılması çağrısında bulundu.

HAKSÖZ HABER

7 Ekim’den bu yana devam eden katliamlarla Gazze halkının direniş iradesi kırılmak isteniyor. Dünya kamuoyunda Siyonist işgalciler her geçen gün daha da yalnızlaşırken Gazze halkı ise tüm katliamlara rağmen direnmeye devam ediyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Siyonistlere karşı olan tutumu gittikçe sertleşirken bu duruşu zedeleyen bir ihracat gerçeği ile karşı karşıyayız. Türkiye limanlarından her hafta Siyonist işgal rejimine başta çelik ve kimyasal madde olmak üzere tonlarca yük mal gidiyor. Gazze’nin işgalini kolaylaştıran bu duruma karşı İslami kuruluşlar duyarlılık çağrısında bulunmak için bir araya geldi.

İstanbul Olimpiyat Stadyumu’nda bir araya gelen binlerce kişi konvoylar eşliğinde Beylikdüzü Ambarlı Limanı’na doğru yol aldı. Filistin ve Tevhid bayraklarıyla donatılan araçlara Ebu Ubeyde flamaları asıldı. Kilometrelerce süren araç konvoyuyla işgal rejimine sevkiyatların gerçekleştirildiği Ambarlı Limanı’nda toplanan İslami kuruluşlar burada basın açıklaması düzenlediler. 

Grup adına sunuş konuşmasını gerçekleştiren Murat Ayar, Filistin'deki direnişin güçlü bir geçmişe sahip olduğunun altını çizerken Türkiye'nin Siyonistlerle ticari ilişkiler konusunda sorumlu davranması gerektiğini hatırlattı.

"Yüzyıldır Filistin halkı işgale ve zorbalığa direniyor. 7 Ekim'de başlayan bir mücadeleden bahsetmiyoruz. Filistin direnişi bir asırlık özgürleşme hikayesidir. Filistin halkının kardeşleri olarak Türkiye limanlarından Siyonistlere giden gemileri kabul etmediğimiz için Ambarlı Limanı’nda toplanmış bulunuyoruz.

Liman işçilerinin örgütlendiği sendikalar insanlık için harekete geçmeli ve işgal rejimine yönelik sevkiyatın durdurulması için mücadele etmelidir. Bu gemiler Hayfa'ya değil Gazze’ye destek olmak için gitmelidir."

Necmettin Irmak, Gazze’nin ortaya koyduğu direniş örnekliğinin tüm insanlığı kendine getirdiğini vurgularken dünyevi kaygılarla Gazze direnişini destelemekten vazgeçmenin büyük bir hata olacağını belirtti.

“Gazze her şeyiyle direniyor, çocuğuyla yaşlısıyla bize direnişi öğretiyor. Allah zaferini direnenlere ve sabredenlere müjdeliyor. 45 günlük direniş bizlere de vazgeçmemeyi ve kardeşlerimize destek olmak için direnmeyi öğütlüyor.

Siyonistler zulmü zamana yayarak direnişi kırmak istiyor. Ancak bu vesveseye karşı yılgınlıktan kurtulmamız lazım. Sakın endişeye kapılararak direnişten vazgeçmeyelim! Yeryüzünün lanetlisi olan bir topluluğun başını çektiği zulüm Musa’nın (as) asası ile ikiye yarılıp denizin dibi boylayan firavun ehli gibi rezil ve zelil olacaktır.”

Rıdvan Kaya, Siyonistlerin işledikleri suçlara karşı sorumluluk sahiplerine tüm imkânlarını seferber etme çağrısında bulundu.

"Küresel emperyalizmin desteğine rağmen izzetli direnişiyle insanlığın gurur kaynağı olan Gazze halkı ile birlikteliğimizi ilan etmek  için buradayız. Siyonistler bütün dünya halkları ayağa kalkmışken zulümlerini sürdürüyorlar. Zulmü açıktan destekleyenler zaten zalimlerdir. Ancak bu zulme sadece sözle karşı çıkıp elinden gelenin tümünü yapmayanları da suçluyoruz. Sanki hiçbir şey olmamış gibi Siyonist canilerle alışverişe devam edilmesi kabul edilemez. İşgal altındaki topraklara yapılan sevkiyatlar bizim için utançtır."

Kaya, insanlar katledilirken ekonomik endişeleri öne sürmenin kabul edilemez bir tutum olduğunu vurgularken ahlaki meşruiyeti olmayan bir ticaretin zulüm örneği olabileceğini kaydetti.

“Ambarlı Limanı’ndan tüm dünyaya sesleniyoruz ki bebekler katledilirken nasıl hiç utanmadan Siyonistlerle alışveriş yapabiliyorsunuz? Allah'a ve Resulü'ne itaat edenler insanlığa yapılan bu zulme sessiz kalamazlar. İktidar eğer ekonomik kaygılarla Siyonistlerle ticareti meşru görüyorsa biz de bunu  yapanları meşru görmeyiz!

Uluslararası anlaşmaları ve hukuku önümüze sürerek ticareti meşrulaştırmayın! Aynı hukuk Gazzeli Müslümanlar söz konusu olduğunda işlevsiz hale geliyor. İktidar, özel firmalar ve insanım diyen herkes bu ahlak dışı ticarete karşı çıkmalıdır!”

Adem Özköse, iktidara seslenerek Gazzeli Müslümanlara yardımcı olacak adımlara öncelik etmelerini ve Siyonistlerin zulümlerini kolaylaştıracak ticari anlaşmaları iptal etmeleri çağrısını yineledi.

 

“Asla zalimlere meyletmeyin ilahi emri gereği burada toplandık. Gazze’de kardeşlerimiz katledilirken Türkiye limanlarından katil İsrail’e gemilerin kalkması bu katliama ortak olmaktır. Türkiye’yi yönetenlere sesleniyoruz, bizi Gazze’deki katliama ortak etmeyin, hemen ticareti sonlandırın!

Türkiye’den geçmişte zulüm coğrafyalarındaki mazlumlara destek olmak için gemiler kalkmıştır. Mavi Marmara örneğinde olduğu gibi mazlumlarla dayanışma bilinci yüksek olan bu coğrafyadan kalkan gemiler asla ve asla Siyonistlere malzeme taşıyan gemiler olmamalıdır. Türkiye’den Filistin’e doğru ancak Hamas'a silah ve yardım taşıyan gemiler kalkmalıdır! Gazze'deki kardeşlerimiz destansı bir direniş ortaya koyuyor. Allah onlara sabır versin ve zafer nasip eylesin.”

Eylemde “Gazze’de Soykırım Uygulayan Siyonist Canilerle Alışveriş Yapmaya Utanmıyor Musunuz?”, “Katillere Taşıma Yapma Soykırıma Ortak Olma”, “Gazze Siyonist Katillere Mezar Olacak Yaşasın Filistin İslami Direnişimiz”, “Limanlar İsrail’e Kapatılsın”, “Siyonist Kuşatmayı Kıran Aksa Tufanına Selam Olsun”, “Çocuk Katillerine Sevkiyat Dursun” yazılı pankartlar taşınırken “İsrail’le ticaret insanlığa ihanet”, “İsrail’e mal verme Siyonizm’i besleme”, “Limanlar kapansın Siyonizm kahrolsun”, “İsrail’le ticaret sonlandırılsın”, “Ebu Ubeyde yolun yolumuz”, “İsrail’e değil Gazze’ye sevkiyat” sloganları atıldı.

Gazze Dayanışma Platformu adına basın açıklamasını Selim Özaydın okudu. Basın açıklamasının ardından Enes Soyaçıkgöz’ün Kur’an tilaveti ile eylem sona erdi.

Basın açıklamasının tam metni:

Türkiye Limanlarından İsrail’e Sevkiyat Durdurulsun! 

Filistin toprakları haftalardır Siyonist İsrail ordusunun vahşi katliamına maruz kalmakta. Katil çete Aksa Tufanında uğradığı büyük zilletin acısını çocuklardan, kadınlardan, savunmasız sivillerden çıkarmaya çalışıyor. Gazze’de nefes alan her canlı İsrail’in hedefinde. Okullar, mescitler, mülteci kampları her yer, her mekan hunharca bombalanıyor. Hastaneler, tarihe tam bir canilik, barbarlık hadisesi olarak geçecek şekilde vuruluyor; doktorlar, hemşireler, hatta yaralılar ve kuvözdeki bebekler bile taammüden katlediliyor.

Gazze’de tüm dünyanın gözleri önünde işlenen bu soykırım suçu karşısında insanlık onurunu yitirmemiş, bir nebze vicdan sahibi herkes işgalcileri lanetliyor. Siyonist terör yeryüzünün her yanında geniş kitlelerce protesto edilirken Filistinli halkıyla dayanışma mesajları tüm dünyada yükseliyor. İsrail isimli katiller çetesinin işlediği insanlık suçları tüm dünyada bir vicdan intifadasına yol açmış halde. Siyonist katillerle birlikte bu barbarlığa, bu vahşete onay veren Batılı devletlerin yöneticileri de insanlık vicdanında mahkûm ediliyor, lanetleniyor.

Türkiye’de de ilk günden beri sokaklara çıkan kitleler Siyonistlere ve hamilerinin karşısında ve Filistin halkıyla dayanışma içinde olduklarını ilan ediyor; Filistin davasının bir toprak ihtilafı değil, bir iman davası ve İslam Ümmetinin haysiyet mücadelesi olduğunu haykırıyorlar. Ve aynı zamanda iktidardan da açık ve net biçimde Siyonist çetenin karşısında yer almasını ve Filistinli mazlumlara destek olmasını talep ediyorlar.

Nitekim başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere pek çok yetkili tarafından da ilk günden beri İsrail isimli çetenin işlediği insanlığa karşı suçlar nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanmayı hak ettiği ve bunun için gerekli adımların atılacağı ifade edilmiştir. Aynı şekilde yine Cumhurbaşkanı Erdoğan tüm dünyaya İsrail’in bir terör örgütü olduğunu da ilan etmiştir. Tüm bu söylemler haklı ve gerekli tespitlerdir. Bizler de bu hakikatin net biçimde ifade edilmesinden ötürü teşekkür ediyoruz.

Bununla birlikte tüm bu haklı ve adil söylemlere rağmen, bizzat Cumhurbaşkanı tarafından ‘terör örgütü’ ilan edilen İsrail ile ticari ilişkilerin sürdürülmesinin ise açık bir çelişki olduğunun da altını çiziyoruz. Ne acıdır ki Gazzeli kardeşlerimiz barbarca bombalanıp, açlıkla, susuzlukla, elektriksiz ve yakıtsız bırakılarak soykırıma tabi tutulurken, Türkiye’nin limanlarından hala Siyonist terör örgütüne gemilerle yakıttan demir çeliğe, işlenmiş gıda ürünlerinden meyve sebzeye kadar pek çok mal taşınabiliyor. Hiç şüphesiz ticaret adıyla sergilenen bu manzara tam bir sefalet, Ümmete ve insanlığa açık bir ihanettir.

Tüm dünyanın gözleri önünde İsrail isimli çete kardeşlerimizi vahşice katlederken, mukaddeslerimizi çiğnerken, her şey normal seyrindeymiş gibi Siyonist katillerle alışverişe devam etmenin bu halkın alnına sürülmüş kara bir leke olduğunu ifade ediyoruz. Evet, hiç kimsenin hiçbir gerekçeyle, mazeretle bu utancı bizlere, bu halka, bu ülkeye yaşatmaya hakkı yoktur! Türkiye devleti ne resmi kurumlar ne de özel sektör eliyle Siyonist terör örgütüne ürün sevkiyatına izin vermemeli, Türkiye limanları soykırımcı katillere kapatılmalıdır!

Gazze Dayanışma Platformu

19 Kasım 2023

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi