TBMM Genel Kurulu'nda, BDP'nin 2014 yılı bütçe tasarısı muhalefet şerhinde "Türkiye Kürdistanı" ibaresinin kullanılması üzerine AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, usul tartışması açılmasını istedi.
BDP'nin kullandığı bu ibareyi, yeniden ifade etmeyeceğini, tutanaklara geçmesini istemediğini vurgulayan Ünal, bu ibarenin anayasanın 3 ve 14. maddeleri ile içtüzüğe açık bir aykırılık teşkil ettiğini belirtti.
Bu konuda tek yetkilinin, Genel Kurul olduğunu dile getiren Ünal, konunun bir sonuca bağlanması için usul tartışması açtıklarını kaydetti.
Ünal, 2014 yılı bütçe kanun tasarısına ilişkin raporun 1. cildinde BDP'nin muhalefet şerhinde anayasa ve içtüzüğe aykırı ifadeler bulunduğunu söyledi. Irak anayasasında yer bulan bir ifadenin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından zikredilmesini dayanak olarak kullanıp, muhalefet şerhine taşınarak meşruiyet kazandırılmak istendiğini kaydeden Ünal, "Çözüm, barış konusunda iyiniyetiniz varsa önce muhalefet şerhini, o iyiniyetinizle açın ve okuyun. Muhalefet şerhinde hiçbir iyiniyet bulunmuyor. Çözüm konusunda kimse iyiniyetimizi, samimiyetimiz istismar etmeye kalkmasın" diye konuştu.
Genel Kurul'un üzerine düşen görevi yerine getirerek, muhalefet şerhinde ifade edilen konuların çıkarılmasını isteyen Ünal, 1. cildin yeniden basılmasını talep etti.
"Türklerin Meclisi olur"
Usul tartışmasında aleyhte söz alan BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, içtüzüğe göre, bugünün gündeminde yer almayan bir konuyu hiç kimsenin usulen tartışmaya açamayacağını savundu.
Kaplan, "Ne yaparsanız yapın, ne ederseniz edin, bu Meclis'in tutanaklarından, Gazi Mustafa Kemal'in burada söylediği Kürdistan sözünü, tutanaklardan çıkarıp atamazsınız. Bu ülkede Kürdistan, Kürtler, Kürt dili, Kürt kimliği vardır. Muhalefet şerhini eleştirebilirsiniz ama bana, partime 'şunu yapacaksınız' deme hakkını, Allah da hukuk da adalet de vermiyor. Diyarbakır'da Kürdistan deyip, burada kıvırtmanın anlamı yok. Başbakan gelip burada konuşur. MHP'yi anlayabilirim, itiraz edebilir, itirazında seviye vardır. Bunu çıkartınca, siz ne zannediyorsunuz 20 milyon Kürt yok mu olacak?" diye konuştu.
Bu ibarenin çıkarılması halinde, Meclis'in Türkler Meclisi olacağını öne süren Kaplan, "Hayatınızın kumarını oynuyorsunuz. Kürtler ve Türkleri, bütün halkları birleştirmeye çalışırken, ırk temelinde parlamentoya çevirmeye çalışıyorsunuz" dedi.
BDP ile MHP arasında kavga
Kaplan'ın kürsüdeki konuşması sırasında MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ile BDP'li milletvekilleri birbirine laf attı.
BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ayağa kalkarak, Yeniçeri'nin oturduğu sıraya doğru yürüdü. Yumruğunu savuran Baluken'i araya giren CHP ve BDP'li milletvekilleri engellemeye çalıştı.
BDP Van Milletvekili Nazmi Gür, "Gözümünüz içine baka baka küfür ediyorsunuz" diye tepki gösterdi.
Kavganın büyümesi üzerine TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, birleşime kısa bir süre ara verdi.
"Türkiye Kürdistanı' diye bir tabir, tarihte hiçbir zaman olmadı"
Aranın ardından lehte konuşan MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, "Kürdistan" diye bir bölgenin olmadığını söyledi.
Halaçoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Vardır diyorsunuz, ayrımcılık yapıyorsunuz, ülkeyi bölmeye çalışıyorsunuz. Resmi olarak yer almadığını görürsünüz. 'Türkiye Kürdistanı' diye bir tabir, tarihte hiçbir zaman olmadı. İdeolojik konuşmalar yapıyorsunuz. Türkiye Cumhuriyeti'nde olmayan ifade ve kelimeleri, TBMM yayımı içine sokamazsınız, anayasal suçtur, aynı zamanda hukuka aykırı davranıştır. Meclis'ten bu kelimelerin kitaptan çıkarılmasını, çıkarılmazsa yeniden basılmasını, kitapların toplatılmasını istiyorum. Bugün Türkiye'de Kürtler vardır. Irak'ın Süleymaniye ve Erbil'de Kürdistan vardır. Kürtler yok, Kürtçe konuşulan değişik lehçeler yok demiyoruz. 'Biz Kürtler' derseniz, öteki de 'Biz Türkler' demeye başlar, ortaya çıkan sonuç hiç de hoş olmaz. Birlik ve beraberliği savunuyorsanız, böyle demeyin."
Bizim bayrakla ilgili sorunumuz yok
BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, Genel Kurul'da usul tartışması üzerinde yaptığı konuşmada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bazı sözlerini okuyarak, "Bizim bayrakla ilgili bir sorunumuz yok, olsa çıkar söyleriz, olsa bu Meclis çatısı altında olmayız" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, "Başbakan Kürdistan derse, BDP de gelir Türkiye Kürdistan'ı der" ifadesini kullandı. AK Parti'li bir yöneticinin "Türk yoktur" dediğini belirten İnce, şöyle konuştu:
"Ben de dedim ki ''doğru söylüyorsunuz, Türkler aslında Kürtlerin kumsalda gezip 'tırk, tırk' diye ses çıkaranıdır.' Kürt sorununu Kürdistan sorununa dönüştürürseniz bunun çözümü yoktur. Kürt sorununu biz damokratikleşme ile çözeriz ama siz Kürt sorununu coğrafya sorunu haline getirirseniz, çözemeyiz. Sorun sizin kafa yapınızda. Nabza göre şerbet veriyorsunuz. Diyarbakır'a gidiyorsunuz, Kürdistan'cı oluyorsunuz, Barzani'nin eş başkanı oluyursunuz. Edirne' ye geçiyorsunuz, bir anda şehit babası oluyorsunuz. Gün geliyor El-Kaideci, gün geliyor El-Nusracı oluyorsunuz, gün geliyor AB'ci oluyorsunuz, sonra ABD'ci oluyorsunuz. ABD'den sıkıldığınız zaman da Şanghay'cı oluyursunuz. İmralı'cı oluyorsunuz, Kaddafi'ci oluyorsunuz, Esad'cı oluyorsunuz, sonra fesatçı oluyorsunuz. Bir anda Müslümanlıktan bahsedip papaz elbisesi giymekten söz ediyorsunuz. Adnan Şenses'ci oluyorsunuz, solcuları tavlamak için Ahmet Kaya'cı oluyorsunuz. 'Yes be annemci' oluyorsunuz. Çalıştay yapıyorsunuz Alevici oluyorsunuz, darbuka görüyorsunuz Roman oluyorsunuz be yav. Hepsini oldunuz ama Türk milleti diyemediniz, Atatürkçü olamadınız."
İnce, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Diyarbakır'da 4 askerin kaçırılmasını" çözüm sürecine karşı olanların işi olarak değerlendirdiğini söyledi. PKK'nın 30 yıldır ilk kez asker kaçırmadığını ifade ederek, "Bu mantık PKK'yı aklama mantığıdır" dedi.
CHP'li İnce, "Uludere'de 34 çocuğun ölümünü sorgulayacaksın, üzüleceksin, üstüne gideceksin. O çocukları savunmak için Kürt olmak gerekmez, insan olmak, demokrat olmak, yurtsever olmak yeterlidir. 'Cemaate kızdım, dershaneleri kapatırım' diyorsa birisi, sen diyeceksin ki 'bu eğitim kurumları böyle kapatılmaz', o dershaneciye de savunacaksın. Gezide direnen yaşlı teyzeyi de savunacaksın. 'Dershanelerde işsiz kalan öğretmenlere iş verimim' dediğinde maliyeci kontrolüne giren holding patronunu da savunacaksın. Silivri'deki generali de savunacaksın. Ezilen kim varsa, bu diktatörün ezmek istediği kim varsa herkesi savunacaksın. Demokrasi, hukuk ve adalet böyle bir şeydir. Bunu yapmak için CHP'li, solcu olmak gerekmez; bunu yapmak için insan olmak, adam olmak, yurtsever olmak yeterlidir" diye konuştu.
AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, Başbakan Erdoğan'ın "Kürdistan" kelimesini, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi için kullandığının açık olduğunu söyledi. BDP'nin muhalefet şerhindeki, "Kürt siyasi tutsakları", "Kürt halk önderi", "Türkiye Kürdistanı'nın dört bir yanında halk isyanları başlamıştır" ifadesini kabul etmediklerini söyleyerek, "AK Parti bölgede kimi yerde yüzde 45-50 kim yerde yüzde 60 oy alıyor. AK Parti'ye oy veren Kürt vatandaşlarının önderi olmayan birisine Siz nasıl Kürt halkının önderi diyeceksiniz ve bunu meşrulaştıracaksınız? Biz bunu kabul etmiyoruz" dedi.
Kürsüye gelen Baluken, Başbakan Erdoğan'ın "Kürdistan" ile ilgili sözlerini okuyarak, "Siz bize bölücü diyorsanız, o zaman Grup Başkanınıza da bölücü diyorsunuz" iddiasında bulundu. Baluken, TBMM Başkanvekili Sadık Yakut'un böyle bir konuda usul tartışması açmasının yanlış olduğunu ileri sürdü.
"Kürsüyü mü basacaksın?"
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ve İdris Baluken, daha sonra Başkanlık Divanı'nın önüne giderek, Yakut'un usul tartışmasını oylayamayacağını savundu. Bunun üzerine TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, "Nereye geliyorsun, ne yapacaksınız, kürsüyü mü basacaksınız?" dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç de raporun Anayasa'ya aykırı olduğu konusunda kararı verecek olan makamın Genel Kurul olduğunu belirterek, muhalefet şerhlerinin raporun kendisi olmadığını, milletvekillerinin hazırladığı ekler olduğunu kaydetti.
Kaplan, Baluken ve BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık'ın tekrar divanın önüne gelmesi üzerine, Yakut, "Kürsüyü işgal ediyorsunuz" dedi.
CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç ise tasarılara ilişkin raporların Anayasa'ya uygun olması gerektiğini belirterek, "Bu raporlarla Türkiye'nin bölünmesini TBMM kabul etmiştir. Dolayısıyla Meclis Başkanı'nın istifa etmesi lazım" görüşünü dile getirdi.
Daha sonra Başkanvekili Yakut, "2014 yılı bütçe kanunu tasarısına ilişkin raporun birinci cildinde, Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi BDP Grubu'na mensup milletvekillerince yazılan muhalefet şerhinde Anayasa ve İçtüzüğe açıkca ve doğrudan aykırı ifadeler bulunması nedeniyle, Başkanlığımıza usuli itirazda bulunulmuştur. Anayasa'nın 3. ve 14. maddelerine aykırı sözkonusu muhalefet şerhinin, 506. sıra sayılı birinci cildinden çıkarılması, birinci cildin tekrar bastırılıp dağıtılması, muhalefet şerhinin Anayasa ve İçtüzük hükümlerine göre düzeltilerek bütçe görüşmelerinin sonuna kadar tekrar verilmesi halinde, ek sıra sayısı ile bastırılıp dağıtılması, görüşmelerin belirlenen program dahilinde gerçekleştirilmesi gerektiği başkanlığımızca değerlendirilmiştir" diyerek, bu kararı oylamaya sundu.
Karar, AK Parti, CHP ve MHP'nin oylarıyla kabul edildi.
(AA)