Olması gereken bir düzenleme, Cumhurbaşkanı tarafından da onaylandı ve yürürlüğe girdi..
Bence, devrim niteliğinde bir kanun değişikliği yapıldı. Darbe girişimi halinde (en üst komutan işin içinde değilse), “Nasıl olsa komutanım benim yargılanmam için emir vermez. Verse bile yargılayacak subaylar benim arkadaşım. Dolayısı ile yargılanmam mümkün değil” diye düşünülerek, adeta darbe tahrikçilerinin tuzağına düşülen dönemler, bitti artık..
Emir-komuta zinciri içinde darbe yapılıyorsa, zaten sorun yoktu.. En üst rütbeli, zaten darbenin içinde. Kendi kendisinin yargılanması için emir vermeyeceğine göre, darbecilerin de yargılanma ihtimali hiç yoktu..
Kısacası, evvelki düzenlemede, askerin darbe suçu, hem soruşturmayı başlatacak olanın en üst general olması, hem de yargılamanın askeri mahkemede yapılmasını gerektirdiği için, darbe tahriklerine kapılan subaylar, rahatlıkla bu suçu işleyebiliyorlar ve yargılanmadan vazifelerine devam edebiliyorlardı.
Şimdi yeni düzenlemede ise, darbe yapanları yargılamak için, kimsenin emir vermesine gerek yok.
Yargılayacak makam da askeri mahkeme değil.
Sivil savcı açacak soruşturmayı, hazırlayacak iddianameyi ve darbecileri mahkum ettirecek.
Evet, darbeciler kabakuvvetle o savcıyı ve o mahkemeyi belki alaşağı edebilirler ama, günümüz şartlarında bunun pek kolay olmayacağı da, artık herkesçe biliniyor. Kaldı ki o gün devirseler de, sivil yönetime geçildiğinde, yine o darbecileri, sivil mahkemeler bekleyecek!
Kısacası; dün darbeden dolayı darbecilerin yargılanma ihtimali % 1 idiyse, artık bugün darbe yapanların yargılanma ihtimalleri % 99 olmuştur.
Bu; hukuk devleti açısından, sevindirici bir gelişmedir..
Medyadaki soytarıların kızgınlığı da, aslında buradan kaynaklanıyor!
Eski dönemde, küçücük olayları, büyüte büyüte, darbe gerekçesi yapıyorlardı..
Hatırlayın, 12 Eylül’ün gerekçeleri arasında, Konya’da düzenlenen Kudüs mitingi de yer alıyordu.
Ne olmuştu o mitingde?
“Efendim, İstiklal Marşı okunurken, birkaç genç ayakta durmamış, oturmuş”muş!
Üç tane genç, kimseye saldırmamış, küfür etmemiş, hakaret etmemiş, kendi inancına göre, “ayakta hareketsiz durmak” yanlış olduğu için, öyle inandığı için, İstiklal Marşı’ndaki ifadelere hiçbir karşı çıkış sergilemeden, sadece “ayakta hareketsiz durma”yı protesto etmiş.
Siz de onlar gibi düşünebilirsiniz veya düşünmezsiniz. Ama bu üç gencin hareketini büyütüp, sanki devlete bir başkaldırı varmış gibi gösterirseniz, gazetelere manşetler atar, “Devlet gitti. Rejim yıkıldı” naraları atarsanız, tabii ki (yargılanma ihtimali de olmayan) askeri tuzağa düşürmüş olursunuz.. Devlet yıkılıyor ise, asker de darbe yapar tabii ki.
Oysa akl-ı selimle bir muhakeme yapılsa, 12 Eylül öncesinde, hemen hemen her gün, 15-20 kişinin terörist eylemlerde öldüğü bir ortamda, birazcık vicdan sahibi bir insan, o üç gencin, marş okunurken oturmasını ağzına bile almaz..
O ahlaksız gazetelerde azıcık vicdan olsaydı, sabah okula giden öğrencilerden kaç tanesinin terörist saldırıyla akşam eve dönemeyeceğinin bilinmediği o günlerde, Konya’daki sivil protestoya son sayfada bile yer vermemeleri gerekirdi..
Ama ne diyoruz; onların işi darbe tahriki yapmak. O tahrik yapıldığında, askerin de “yargılanma ihtimali” yok ise eğer!. Hem darbeyi yaparlar, hem de darbenin gerekçelerini sayarken, “Kudüs Mitingi’nde üç tane gencin İstiklal Marşı’nda ayakta durmaması”nı gösterme rezaletine imza atarlar!
Darbecilerin ne kadar sığ bir kafa yapısı ile hareket ettiklerini ve tahriklere ne kadar açık olduklarını bu olay da ispatlıyor, 28 Şubat’ta yaşananlar da.. 27 Nisan muhtırasında ifade edilen o gülünesi olaylar da aynı tahriklerle hareket etme yanlışını ispatlıyordu.. (27 Nisan muhtırasında, akşam saatlerinde yatağında olması gereken çocukların, konferans salonunda Hz. Peygamber’i anma etkinliğine katılmış olmaları eleştiriliyordu.)
Ama eski devir kapandı..
Darbe tahrikçiliği yapmak da artık suç.. Darbeyi yapmak da suç.
Gazeteler de, 15 kişinin öldüğü bir günde, üç gencin ayakta durmamasını manşet yaptığında hesabını verecek.. Subaylar da, seçimle gelmiş siyasi iktidarı, yasal süresi dolmadan indirmeye kalkarsa hesabını verecek!
Burası artık muz cumhuriyeti olmayacak..
Olmayacağı için de, kartel medyasındaki telaş, her gün daha da artıyor.
Artmaya da devam edecek!
VAKİT