ABD yönetimindeki kanlı Evangelist/Siyonist cunta, Afganistan'da yürüttüğü Haçlı Seferi'ne Türkiye'nin aktif katkısını bekliyor; 'Taliban karşısında zor durumdayız, muharip güç göndererek bize yardım edin' diyor.
Gayri resmi kaynaklara göre ABD Başkanı Yardımcısı Dick Cheney, Türkiye'ye bu konuyu -ve elbette İran konusunu- görüşmek için geldi; fakat Cheney'nin Ankara'daki temaslarıyla ilgili resmi açıklamalarda, Taliban'a karşı muharip güç talebinden hiç bahsedilmiyor.
Diyelim ki konu gerçekten gündeme gelmedi…
Bunu hayra mı yormalıyız, şerre mi?
Hayra yormayı çok isteriz, ama son zamanlarda meydana gelen bazı gelişmeler ikinci şık üzerinde durmamızı gerektiriyor.
“Belki de muharip güç sözü ABD'ye çoktan verildiği için konunun tekrar görüşülmesine gerek kalmadı” diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz.
* * *
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, “Türk Silahlı Kuvvetleri'nden terörle mücadele amacıyla tek bir asker bile Afganistan'a gitmeyecek” diyordu ya…
Önceki gün bu kararlı duruşun bozulduğuna şahit olduk.
Konuyla ilgili bir soru üzerine şöyle dedi Büyükanıt:
“Bakın; bu silahlı kuvvetlerin değil, devlet politikası olur.”
Ufukta böyle bir devlet politikası mı gözüktü?
Gözükmediyse, Büyükanıt niye böyle bir geri adım attı?
Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın birkaç gün önce Afganistan konusunda verdiği beyanat, yeni bir devlet politikasının habercisi miydi yoksa?
Babacan'ın ne dediğini hatırlayalım:
“NATO üyesiyiz. Önümüzdeki dönemde askeri varlığın güçlendirilmesiyle ilgili planlar var. Bakanlar Kurulu'nda da gündeme geldi. Öte yandan Türkiye'nin kendi vermekte olduğu terörle mücadelesi var. Bir yandan bu mücadele, bir yandan NATO müttefiki olmamızın verdiği sorumluluk var. Genel eğilim her türlü destek ve yardımlaşmanın artarak devam etmesi. Ama spesifik olarak askeri konudaki katkımız önümüzdeki günlerde belli olacak."
Bu sözler hükümetin Afganistan'a muharip güç göndermeyi kabul edebileceği şeklinde yorumlanmış, hükümet de o yorumlara itiraz etmemişti.
Sukût her zaman ikrardan gelmez; ama bu sukûtu Büyükanıt'ın “devlet politikası” açıklamasıyla beraber düşündüğümüzde ister istemez işkilleniyoruz.
* * *
ABD'nin -ve dahî Büyükanıt'ın- “terörist” dediği Taliban, Afgan halkının kahir ekseriyetini temsil ediyor.
Dün öyleydi, bugün de öyle.
Geçmişte Taliban'dan hiç hazzetmeyen bir kısım Afgan da ABD işgalinin yol açtığı felaketler üzerine Talibancı oldu.
Taliban'la savaşmak, Afganistan'la savaşmaktır.
Hükümetin, böyle bir savaşa girmeyi kabul etmek şöyle dursun, bu yöndeki spekülasyonların önüne geçmemesi bile büyük bir skandaldır.
Yeni Şafak gazetesi