Türkiye-ABD İlişkilerinde Belirsizliği Besleyen Olgular

Ahmet Taşgetiren, Erdoğan-Trump görüşmesini konu edindiği yazısında Türkiye-ABD ilişkilerinde var olan belirsizliği ve bunu besleyen olguları mercek altına alarak sorular sormuş.

Ahmet Taşgetiren’in konuyla ilgili bugünkü Star’da (18.05.17) yayınlanan yazısı şöyle:

İlişkiler Kopmadı Ama...

- Evet, kopmadı ilişkiler. Kopması Türkiye ve Amerika'nın karşı cephelerde yer alması anlamına gelirdi ve bu da, Amerika'nın da Türkiye'nin de her şeyi sil baştan tanzim etmesi sonucunu doğururdu.

- Kopmadı ama bu, ilişkilerin Türkiye'yi tatmin edecek boyuta evrildiği anlamına da gelmiyor. Çünkü henüz pek çok başlık var ki, belirsizliğini koruyor.

- Türkiye - ABD ilişkilerinde belirsizliği besleyen en temel olgu, Amerika'daki yönetimde kimin tayin edici rolde olduğunun netleşmemiş olması. Konu neredeyse Trump'ın başkanlığının ne kadar belirleyici olduğunu sormaya kadar varıyor. Dolayısıyla Erdoğan - Trump buluşması ve sonraki görüşmeler ne kadar sonuç verir, sorusu cevabı çok net olmayan bir soru.

- En çetrefilli konu, Amerika ile Rusya'nın, Türkiye'nin çok net tepkilerine rağmen, PYG/YPG ile iş tutmaya, korumaya, devam etmesi. Neyi amaçlıyor bu? Anlık bir hamle mi, uzun vadeli bir “Kürt stratejisi”nin parçası mı? O strateji ne?

- Amerika-Rusya arasında gelecekteki Suriye yapılanmasına dair kesinleşmiş projeler yoksa bile ortak arayışlar var mı?

- Türk - Amerikan ilişkilerini zehirleyen ana meselelerden birisi Ortadoğu'daki -yani bizim coğrafyamızdaki- gelişmelerin aynı pencereden görülmüyor olması. Aynı ittifak sistemi içinde bulunup, Türkiye'nin güvenlik kaygılarını ırgalamayan, dolayısıyla bizim “Bu nasıl müttefiklik” sorgulamamıza sebep olan bir ABD yaklaşımı uzun süredir devam ediyor ve biz şimdi “yeni?” Amerikan yönetiminin bunu bizim hassasiyetlerimiz yönünde değiştirip değiştirmeyeceğini anlamaya çalışıyoruz.

- Burada Arap baharını yorumlamak devreye giriyor. Mısır darbesine bakış devreye giriyor. Filistin - Hamas - İsrail konusundaki farklı bakışlar devreye giriyor. Suriye'nin Obama'nın tavır değiştirmesiyle batağa dönüşmesi devreye giriyor, Türkiye'nin Kuzey Irak petrolü konusunda ABD'den farklı hamle yapması, ABD'nin Irak'ta İran'a alan açması devreye giriyor.

- Burada, bizim iç sorunlarımızı çözmek adına başlattığımız “Çözüm süreci”nin, Suriye'de Rojava'da PYD'ye kantonal yapılanma ümidi verilerek PKK'nın hendek - barikat - özyönetim sevdasına kapılması ile torpillenmesi devreye giriyor. Bu torpillemenin zaman içinde PYD/YPG'nin ABD'nin ana partneri haline gelmesiyle sonuçlanması devreye giriyor.

- Türkiye - Amerika ilişkilerinin geldiği seyirde belirlenmesi gereken en önemli noktalardan birisi, Amerika'da etkin odakların (onların kim olduğu da ayrıca araştırılmaya değer) Erdoğan yönetimindeki Türkiye'nin İslam - Batı, İslam dünyası, siyasal İslam gibi konularda yaptığı değerlendirmelerdir. Burada, Ak Parti liderliğinin yola çıktığı zamandan farklı bir noktaya evrildiği gibi bir görüş hissediliyor.

- PYD'ye (örtülü biçimde de PKK'ya) yönelik “Bölgenin en seküler varlığı” tanımlaması ile (Bunu kullanılabilir varlığı diye okumak lazım) Erdoğan çizgisine bunun tercih edileceği yaklaşımlarının altında bunlar var.

- Amerika'nın tavrı önemsenir önemsenmez ancak, olayın doğru okunmasında bu alandaki değerlendirmelerin bilinmesi çok önemli.

- Demokrasi, diktatörlük gibi işlerin ABD çıkarları söz konusu olduğunda çok kolaylıkla gözardı edilebileceği, ABD'nin pek çok darbenin arkasında yer alabildiği, pek çok diktatörü ayakta tuttuğu, bir ülkenin şeriatla yönetilmesini de kolaylıkla tolere edebildiği bir vakıa. Ayrı oyun kurduğunuzda, hele bunu İslam gibi bir büyük dünyayı harekete geçirme istikametinde yaptığınızı düşündüğünde tavır değişiyor.

- Acaba ABD ile Rusya'nın buluştuğu yer tam da burası mı? Türkiye'nin İslam dünyasında etkinliğinin arttığı ve bununla Türkiye'nin bağımsız oyuncu olabileceği “kaygısı” mı?

- İslam dünyasında İslam'la bağlantılı “terör yapılanmaları”nın oluşumu ve ortak bir mücadele hedefi haline getirilmesi, bir küresel hesapla mı ilgili? Türkiye'nin DEAŞ'ı desteklediği propagandaları boşuna olmamalı.

- Gülen, Amerika'daki bu hesaplar içinde kendisine alan açmaya çalışıyor. Dolayısıyla ABD'nin Gülen'le ilgili kararı da belirsizliklerin nerede netleşeceği ile yakından ilgili.

- Coğrafyamız -İslam coğrafyası- büyük mücadele alanı. Akıl ve sabır çok önemli.

 

Yorum Analiz Haberleri

Suriye'deki gelişmelere "şerhli" yaklaşmak Suriyelilerin sevincini hafife almaktır!
Mahmus Abbas'ın ihanetiyle direniş güçlenecektir!
Gerçek bir lider, ‘övgü, yergi ve tehdit'lerle aslî hedefinden sapmaz!
CHP'nin ideolojik körlüğü Suriye meselesinde ayyuka çıktı!
“Suriyelilerin genelinde zalim bir diktatörü devirmenin onuru var”