“Ne günlere kaldık.. Artık Türk kelimesinin kullanılmasına yasak gelmiş!”
Dur baba.. Bir yanlışlık olmasın. Yasaklar kalkarken, “Türk” kelimesine yeni bir yasak niye konulsun?
“Siz uyuyun uyuyun.. Artık şirketlerin isimlerinde Türkiye kelimesinin kullanılması da yasaklanmış!”
Bu işte bir iş var ama.. Baksanıza Hürriyet’i, Milliyet’i, CNNturk’u, Haberturk’u.. Hepsi aynı haberi veriyorlar.. Olmayan bir yasak da, bu kadar değişik çevreler tarafından yanlışlıkla uydurulamaz ki!
“Bitti bitti. Türkiye’de Türk olmak, artık suç haline geldi!”
•
Biraz soluklanalım.
Biraz sakinleşelim..
Ve adım adım, olanları anlamaya çalışalım.
Önce, muhtemel bir yanlış anlamayı düzeltelim.. İslami açıdan, “Türk-Türkiye” vesair şeklindeki kelimelerin bir kutsallığı var mı?
Bence yok.
Hatırası var mı?
Var.
Irkçılık yapmamak şartı ile, insanlar Türk olduğunu söyleyebilmeli. Söylemeli..
Irkçılık yapmamak şartı ile Kürt olduğunu söylemesinde sakınca olmadığı gibi..
Peki bu iddialar ne.
Tam bir kışkırtma...
“Koşun Müslümanlar, camiyi yakıyorlar” türünden bir tahrik..
Ortada ne cami yakılması var..
Ne de Müslümanların koşması gereken bir durum var.
Tane tane anlatalım..
Bundan taa 60 yıl önce çıkarılan Ticaret Kanunu’nda, bir düzenleme vardı.. 48. maddede..
Şöyle deniliyordu: “Tacirin hüviyeti ve işletmenin genişlik ve ehemmiyeti yahut mali durumu hakkında üçüncü şahıslarda yanlış bir kanaatin meydana gelmesine mahal verecek mahiyette veya hakikata yahut âmme intizamına aykırı olmamak şartiyle her ticaret unvanına, işletmenin mahiyetini gösteren veya unvanda zikredilen kimselerin hüviyetlerini belirten yahut muhayyel adlardan ibaret olan ilâveler yapılabilir.
Tek başına ticaret yapan hakiki şahıslar ticaret unvanlarına bir şirketin mevcut olduğu zannını uyandıracak ilâveler yapamazlar.
(Türk), (Türkiye), (Cumhuriyet) ve (Milli) kelimeleri bir ticaret unvanına ancak İcra Vekilleri Heyeti karariyle konabilir.”
Gördüğünüz üzere, istismarı önleme amaçlı bir kanun maddesi..
Firmanın durumunu farklı şekilde tanıtma yasak olduğu gibi, herkesçe kabul gören belli kelimeler kullanılarak, o kelimelerin istismarı da yapılamaz. Kanunun emri bu..
Bu madde, 2011’de kabul edilen Yeni Ticaret Kanunu’nda da benzer şekilde ifade edilmiş.
45. maddenin 3. fıkrası şöyle: “‘Türk’, ‘Türkiye’, ‘Cumhuriyet’ ve ‘Millî’ kelimeleri bir ticaret unvanına ancak Bakanlar Kurulu kararıyla konabilir.”
Var mı 60 yıl önce kabul edilen kanundan farklı bir husus?
Yok..
Değişen ne?
Dün de var olan, ama hantal devlet yapısı sebebi ile uygulanmayan “istismarı önleyici” düzenlemenin, hayata geçirilmesinden ibaret.
Düne kadar; Haberturk, CNNturk ve diğer ünvanlarında “Türk” kelimesi bulunduran tüzel kişiliklerin, aslında kanunu çiğnediklerini söylüyorduk. Ama bürokrasi, kanunun emrini yerine getiremiyor, bu istismarcılar da boşluklardan faydalanıp, bildiklerini okuyorlardı.
Şimdi devlet “Kanun varsa, uygulanır. 60 yıldır uygulanmaması, bundan sonra da uygulanmayacağı anlamına gelmez” demiş.
Kanunun gereğini yerine getirmeye başlamış.
Ticaret Sicilleri, 60 yıldır kanunda yasak olan kelimeleri, istismar amaçlı olarak kullanan firmalara uyarılarını yapmaya başlamış..
“Yok öyle, kafasına esenin, ünvanına ‘Türk’ kelimesini ekleyip, bu kelimeyi istismar etmesi..” denilmiş..
İşte bunun üzerine, istismarcılar, hemen ciyaklamaya başladılar..
Faaliyetleri pek Türk’e benzemediği için..
Sabahtan akşama kadar yayınladıkları dizilerde.. Reklamlarda.. Hatta haber programlarında Türk olduklarını hatırlatan pek bir içerik sunmadıkları için..
Televizyonun isminin sonuna “turk” eklemişler.. Yaptıkları tahribatı, böylece kamufle etmeye çalışıyorlar..
Ve; buna artık son verileceğini duyunca da, kıyameti kopartıyorlar..
İşte sorun bu..
Yoksa, konunun çözüm süreci ile de ilgisi yok..
Türk kelimesinin kullanılmasına yönelik, son gelişmeler ışığında yeni getirilmiş bir yasakla da ilgisi yok..
YENİ AKİT