Turkcell Reklamlarıyla Tarih Yalan Bataklığında Boğuluyor

Yönetim Kurulu Üyelerini muhafazakâr-demokrat AK Parti Hükümeti’nin belirlediği Turkcell acaba Kemalist sembol ve söylemleri yaygınlaştırma sancağını Koç Holding’ten devraldı da haberimiz mi olmadı?

KENAN ALPAY – HAKSÖZ HABER

18 Mart Çanakkale Deniz Savaşı’ndan zaferle çıkılışı dolayısıyla yapılacak törenler pek çok şey gibi korona virüs tehdidinin gölgesinde kaldı. Lakin törenlerde sergilenecek Tek Adam / Ulu Önder kültüne ait sembol ve söylemlerin en azından bir kısmı “resmi ideoloji”yi teyid ve takviye eden reklamlar marifetiyle kitlelere ulaştırılıyor yine de.

Bilindiği üzere uzun bir süredir resmi ideolojinin sembol ve söylemlerini reklamlar yoluyla kitlelere enjekte etme hususunda Koç Holding ile Turkcell arasında tatlı bir rekabet yaşanıyor. Nostaljik unsurlarla mesela “Atatürk’ün baklava modelli süveteri” veya “Atatürk’ün Panama şapkası, golf pantolonu” ile Tek Parti iklimi esintileriyle hareket edenleri bir tebessümle geçiştirebiliriz elbette. Ancak Koç Holding’in bütün bir toplumu Tek Adam’a tapınmaya teşvik eden, sadece siyasal düzeyde değil toplumsal ve tarihsel düzlemde bile varoluşu Ulu Önder’le anlamlandıran “olmasaydın olmazdık” türü açıkça küfür ve şirk mahiyetindeki putperestlik propagandasına asla en küçük bir esneklik dahi gösterilemez.

Enver’i Atlayalım, Mustafa Kemal’i Cilalayalım

Bugün Çanakkale Zaferi’nin 105. Yıl dönümü vesilesiyle hemen bütün gazetelerin sürmanşetine yerleştirilen ve “mevzubahis vatansa gerisi teferruattır” sloganıyla öne çıkan Turkcell’in reklamı ise açıkça tarihi çarpıtan, resmi tarih tezinin ideolojik dayatmalarını perçinleyen bir resim ve sloganla çıktı karşımıza. Çanakkale Savaşı, büyük bedeller ödenen bir deniz savaşıydı ve ismi-resmi tarihten silinmek istenen Enver Paşa da bu savaşın başkomutanıydı. Cephe Komutanı Cevat Paşa’ydı ve bu savaş sırasında Mustafa Kemal önce Yarbay sonra da Albay rütbesiyle Conk Bayırı ve Anafartalar bölgesinde savaşan bir subaydı. Kendi mıntıkasında elbette başarılar elde etti ancak Çanakkale Savaşı’nı sevk ve idare eden komutan Mustafa Kemal değil Enver Paşa’ydı. Sarıkamış’tan başlayıp I. Cihan Harbi’nde maruz kalınan bozgun dâhil bütün başarısızlıkları salt Enver Paşa’ya ciro edip zaferleri de sadece Mustafa Kemal hanesine yazmak tarihe de topluma da büyük bir saygısızlık ve iğrenç bir saldırıdır.

TÜSİAD sermayesinin, KoçSabancı veya Eczacıbaşı gibi Kemalist sermaye gruplarının Kemalist ideoloji, Atatürk kültünü besleyip büyüten değişik etkinliklerini bizzat yaşayarak müşahede ettik. Laik-Kemalist sermayenin TSK ve Yüksek Yargı ile paslaşarak Ulu Önder, Tek Adam kültünü İslami değerleri ezmek üzere dogmatik bir iktidar aygıtı olarak kullanılmasına daha ne kadar seyirci kalacağız?

Resmi İdeoloji Holdingleri, Holdingler Resmi İdeolojiyi Büyütüyor

Şimdi şu soruları sormaya mecburuz: Yönetim Kurulu Üyelerini muhafazakâr-demokrat AK Parti Hükümeti’nin belirlediği Turkcell acaba Kemalist sembol ve söylemleri yaygınlaştırma sancağını Koç Holding’ten devraldı da haberimiz mi olmadı?

Türk Tarih Kurumu tarafından üretilen, bürokratik oligarşi marifetiyle topluma dayatılan Atatürk’e endekslenmiş tarihi efsaneleri hakikat gibi sunarak Turkcell’in müthiş bir iletişim devrimi yaptığını, her şeyden önce toplumsal faydayı merkeze aldığı iddia edecek kadar saf kimse var mıdır bu toplumda?

Hanımlar, beyler, lütfen kendinize gelin! Tarih sadece bürokratik oligarşinin değil sermaye gruplarının da emir eri değildir ve korku salarak, bahşiş dağıtılarak kesinlikle hizaya filan da sokulamaz. Hakikate savaş açmak kadar hakikati çarpıtmak ve kullanıma uygun hale sokmak için yapı-bozumuna uğratmak da büyük bir sapmadır, azgınlık alametidir.

Son olarak şunu söyleyelim: İlk kez 2006’da Beşiktaş-Konyaspor maçında tribünlerde pankart olarak açılan “Mevzubahis Beşiktaş ise gerisi teferruattır” sloganını biraz değiştirip “vatan” için uyarlayarak Mustafa Kemal’e ait veciz bir söz, istikamet belirleyen bir ilke gibi pazarlamakta inat etmek büyük bir ayıptır. Turkcell Yönetim Kurulu Üyeleri unutmayın ki; hayata ve topluma Tek Adam kültüyle, Ulu Önder efsanesiyle değil hakikatle bağlanmak mümkündür.

*

Birbirine aykırı siyasi ve itikadi değerlere sahip bazı gazetelere “Atatürk” reklamı aynı formda boy gösteriyor:

Yorum Analiz Haberleri

Laiklerin maneviyat arayışı
Fitneden daha kötüsü fitneye meftun olmaktır
Diyarbakırlı Ziya Gökalp’e kulak verilseydi..
“Süreç ve Esenyurt aynı sayfada değil”
Zulme sessiz kalmak en kötüsü...