CİHAT AKINCI / YENİ ŞAFAK
Türk Tabipler Birliği'nin (TTB) Gezi Parkı eylemleri sırasında bibergazı kapsülünün isabet etmesiyle 12 kişi gözünü kaybetti bilgisinin 'anonim' olduğu, TTB'de yaralılara ilişkin bilgi bulunmadığı ortaya çıktı. Taksim Meydanı'ndaki yayalaştırılma projesini protesto etmek için başlatılan Gezi Parkı gösterileri sırasında çeşitli illerde eylemciler polisle çatışmıştı. Polise taş, sopa ve havai fişeklerle saldıran eylemcilere, polis de su ve biber gazıyla müdahale etmişti. Müdahaleler sırasında bazı eylemciler polisin attığı biber gazı kapsülünün isabet etmesi sonucu yaralandı.
Türk Tabipler Birliği de geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada biber gazı kapsülünden 12 kişinin gözünü kaybettiğini açıkladı. Bunun üzerine Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) gözünü kaybeden eylemcilerin isimlerini TTB'den isteyince gerçek ortaya çıktı. Açıklanan 12 kişiden 9'unun kimliklerinin belli olmadığı, sadece bu konuyla ilgili gelen her ihbarın doğru kabul edilip açıklama yapıldığı ortaya çıktı. Zaten emniyetin kayıtlarına göre de Gezi olayları sırasında sadece 3 kişi gözünden yaralanmıştı. Tabipler Birliği, Gezi olaylarının hemen ardından verdiği bilgilerle de eylemlerde '8 bine yakın kişinin yaralandığını' iddia etmişti.
TABİPLER 12, EMNİYET 3 DİYOR
Gezi olaylarının ardından yayınlanan TTB raporunda, protestolar sırasında bibergazı kapsülünün isabet etmesiyle gözünü kaybeden eylemci sayısının 12 olduğu yazıldı. EGM ise yaptığı araştırmalarda gözünü kaybeden kişi sayısının 3 olduğu belirtilerek, TTB'den 'sorumluların tespiti ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi' amacıyla diğer 9 kişinin kimlik bilgilerini talep etti. Emniyetin yaptığı yazılı başvuruya, TTB'den ilginç bir cevap geldi. TTB yetkilileri yaşanan olaylarda İstanbul'da 6, Ankara'da 4 ve Antalya'da da 1 kişinin gözünden yaralandığını belirtti. Ancak yaralananların 'hekimler' ve 'Tabipler Odaları' tarafından 'anonim bilgiler' olarak kendilerine iletildiğini açıkladı.
Çok gizli, olsa da söylemeyiz
Emniyet Genel Müdürlüğü ile Türk Tabipler Birliği arasındaki yazışmada TTB, yaralanan kişilerin kimlik bilgilerinin kendilerinde olmadığını belirtti. Zaten bu bilgilerin olması halinde bile, bunu polise iletmeyeceklerini belirten TTB, 'Hastaların kimliğine ilişkin kişisel bilgiler birliğimizin kayıtlarında olsaydı bile; sağlık hizmeti alma hakkı, hastaların sırlarını saklama yükümlülüğü, sağlık verilerinin ve özel hayatın gizliliğine ilişkin evrensel ve ulusal düzenlemeler uyarınca bu bilgilerin iletilmesi mümkün olmazdı' şeklinde ifadeler kullandı. TTB yetkilileri yaralıların, 'fişlenme ve soruşturmaya uğrama' gibi nedenlerle de isimlerini gizlediğini iddia etti.