‘Türk Diye Bir Irk Yok’ Demek, ‘Türk Kavmi Yok’ Demek midir?

İnsan olmak hasebiyle, bütün insanlar şerefli olmaya namzeddirler, yaratılış hikmetine uygun yaşarlarsa alâ-y’ı illıyn’e, yüceler yücesine yükselirler. O fıtrat-i ilahîye aykırı yaşayanlarsa, esfel-i safiliyn’e, aşağılar aşağısına yuvarlanırlar.

Selahaddin E. Çakırgil, "Türk Irkı" tartışmasını yorumluyor: 

Prof. Yâsin Aktay, meslekdaşları arasında seçkin bir yeri olan bir sosyolog olduğu gibi, İslam tefekkür ve kültürüne derinlemesine vukûfiyeti ve o inanç sistemine bağlı oluşuyla da bilinen bir isimdir. Yeni Şafak’daki yazıları da bu tesbitleri doğrular herhalde.. Doğru olduğuna inandığı konularda, lafı eğip bükmeden, tarafını açıkça ortaya koyar.

Özellikle de Tayyîb Erdoğan’ın dik duruşuyla etkisiz hale gelen 27 Nisan 2007 Muhtırası günlerinden itibaren AK Parti’ye, akademisyen kimliğiyle daha bir destek verdiği ve bu özelliği yüzünden, AK Parti’nin en üst karar organı olan 50 kişilik MKYK’ya da seçildiği biliniyor. (Ki, üni. öğretim üyelerinin siyasî partilerde vazife alması kanûnen serbesttir.)  

Yâsin Bey, Bayburt Üni.’de geçtiğimiz günlerde yaptığı bir konuşmada, bir soru üzerine, ‘türk’ün bir sentez olduğunu, bir ırk olarak nitelenemeyeceğini söyleyince, kızılca kıyamet koptu. Başta MHP lideri Devlet Bahçeli ve çevresi olmak üzere, nicelerince onun türklüğü inkar eden, bir türk düşmanı olduğu gibi acayip suçlamalar ayyuka çıktı.

Gerçi,  fakir, insanların hangi etnik kökten, kavimden geldiğini sormak gibi bir eğilim ve saplantısı olmadığı için, Yâsin Bey’in hangi etnik kökten geldiğini de bunca yıllık âşinalığa ve uzuuun sohbetlere rağmen hiç sormamıştır, sormayı aklından bile geçirmemiştir. Türkçeyi benden iyi konuşur; arabçayı, İmam- Hatib’de okuduğu yıllarda öğrendiklerinin ötesinde ne kadar biliyor bilemem. Kürdçe, çerkezce vs. gibi mahallî dillerden birisini bilip bilmediğinden de haberim yoktur. Ama, bu son tartışmalar dolayısiyle, kendisinin türk kavminden olduğunu beyan eden sözlerini de medyadan okuyunca, etnik kökenini de öğrenmiş oldum..

Böyleyken, Yâsin Bey sanki, ‘türk diye bir kavim yoktur..’  demişcesine, ırk ile kavim arasındaki farkı bile düşünemiyecek durumda olduklarından, ona yüklenmeyi sürdürüyorlar. Sanırım, Yâsin Bey’in bir akademisyen olarak açıkladığı görüş, onun siyasî kimliği ve eğilimi olmasaydı, bu kadar gürültü koparmıyacaktı. Bu bakımdan, keşke, o da, bu akademik görüşünü açıklarken, bunun, kendisinin siyasî eğilimi ve rolleri dolayısiyle farklı yönlere çekilebileceğini göz önüne getirseydi.

*

Yâsin Bey bu konuya değinirken,  ‘En az 10 tane referans söylerim.. (...) Türklük bir ırktan ibaret değildir.(...) Soy kütüklerini takip ettiğimizde çoğu kişi ırk olarak türklüğe çıkmaz. (...) Türklük savunmasına giren insanların türklük hakkında bu kadar cahil olmasını bu tartışmayla öğrenmiş oldum. Tabu üretme süreçleri diye bir ders bu süreçte okutulabilir. ‚’Türk diye bir ırk yok’ dediğinizde bir çok türkolog bunu kabul eder. Ben Türk yoktur diye bir şey söylemedim. Böyle bir şey demek salaklık olur zaten. Türk yoktur denir mi? Sözlerim cımbızlayarak yansıtıldı. Devlet Bahçeli 'Türk yoktur diyen belasını bulur' diyerek beni tehdit etmiş oldu.’ diyor ve özellikle de Hürr. gazetesinin bu konuyu nasıl istismar ettiğini anlatıyor ve o gazetenin 23 Şubat 2007 tarihli sayısında, o zamanki Gn. Yy. Md. E. Özkök’ün yazısından şu satırları aktarıyordu:

‘Önümde ... Yayınevi'nden çıkmış bir kitap duruyor.

Adı 'Türklerin Tarihi'. Yazarı Jean-Paul Roux.

Başında şöyle, kulağa çok iddialı ve çarpıcı gelen bir cümle var:

'Türklerin hiçbir ırksal özelliği yoktur.'

***

O bölümü kitaptan aynen aktarıyorum:

'Türkler dışardan evlenme eğiliminde oldukları ve eşlerini türk olmayanlar arasından seçtikleri, rastlantısal her kavimle karıştıkları, dilleri çok büyük bir çekim gücüne sahip olduğu ve pek çok topluluk da bu dili benimsediği için türklerle ilgili karakteristik denilebilecek fiziksel herhangi bir özellik saptama olanağı kalmamıştır. Yeryüzünde saf ırk olmadığını biliyoruz. Ama bu konuda daha ileri gitmek ve türklerin saf ırk olmadıklarını söylemek zorundayız. Türklerin hiçbir ırksal özelliği yoktur. Dolayısıyla kendi içinde bir türk ırkından söz edemeyiz.'

Arkasından da aynı ölçüde çarpıcı bir saptama daha:

'Türklerin damarlarında, eski türk kanından, elmacık kemiklerini çıkık ve gözlerini çekik yapan o kandan daha çok yabancı, Moğol, Çinli, İranlı, Yunanlı, Kafkas, Rus, Afrikalı kanı akmaktadır.'

Yazının Devamı…

Yorum Analiz Haberleri

Sosyal medyanın aptallaştırdığı insan modeli
Dünyevileşme ve yalnızlık
Cuma hutbelerindeki prangalar kırılsın
Batı destekli spor projeleri neye hizmet ediyor?
Kemalizm’e has bu Laiklik Fransa’da bile yok!