Tunus’taki siyasi kriz ve Nahda’ya muhtemel etkisi

Ahmet Varol, BAE gibi bazı despotik yönetimlerin kışkırtmasıyla Tunus’ta oluşan siyasi krizi gündeme taşıdığı yazısında, Gannuşi için bugün yapılacak güven oylaması bağlamında sürecin Nahda’ya muhtemel etkisini değerlendiriyor.

Ahmet Varol’un Yeni Akit gazetesinde yayınlanan yazısı (30 Temmuz 2020) şöyle:

Tunus’ta Siyasi Kriz

Tunus’ta Nahda (Diriliş) Hareketi Partisi’nin hükümetten güvenoyunu çekme kararı alması üzerine Başbakan İlyas El-Fahfah önce bu partiye mensup bakanları görevden aldı. Sonra da Nahda Hareketi’nin desteği olmadan iktidarını sürdürmesinin mümkün olamayacağını bildiğinden Meclis güvenoylaması yapmadan kendisi cumhurbaşkanına istifasını sundu. Cumhurbaşkanı da bir gün sonra istifasını kabul ettiğini açıkladı.

Nahda Partisi’nin hükümetten güvenoyunu çekme kararı almasında Başbakan İlyas El-Fahfah hakkında ortaya çıkan yolsuzluk iddiaları etkili olmuştu. El-Fahfah’ın özellikle devlet ihalelerinde kendisinin ortak olduğu şirketleri kayırdığı ortaya çıkmıştı.

Ancak ondan önce de Nahda Partisi’nin Genel Başkanı ve aynı zamanda Tunus Meclisi’nin de başkanı olan Raşid El-Gannuşi’nin Libya hakkındaki açıklamaları Arap dünyasındaki dikta rejimleriyle ve özellikle de Arap dünyasınnın çete lideri Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile ilişkili olan siyasi partileri rahatsız etmişti. Çünkü Gannuşi, Trablus’taki meşru hükümetin yani Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH)’nin Hafter milislerine karşı gerçekleştirdiği başarıları tebrik etmiş ve UMH’nin operasyonlarını desteklediklerini ortaya koymuştu.

Eski rejim kalıntısı veya mutaassıp laik görüşleriyle öne çıkmaya çalışan, bununla birlikte Arap dünyasındaki dikta rejimleriyle de göbek bağlarının olduğu tahmin edilen birtakım siyasi partiler Gannuşi’nin bu açıklamalarına sert tepki göstermiş ve onun Meclis başkanlığından düşürülmesi için güvenoylaması yapılması talebinde bulunmuşlardı. Meclis’te de zaman zaman Gannuşi’yi protesto amaçlı birtakım eylemler yapmışlardı. Onun kendi kafasına göre bir dış politika geliştirdiğini iddia ediyorlardı.

El-Fahfah hükümetinin istifa etmesinden sonra Gannuşi aleyhine kampanya başlatanlar için fırsat doğmuş oldu. Çünkü onlar Meclis Başkanı Gannuşi’nin başkanlıktan düşürülmesi için güvenoylaması yapılması talebinden bulunmak için koalisyon hükümetinin çökmesine sebep olan Nahda Partisi’ne kızan siyasi partilerle ve bağımsız milletvekilleriyle de bağlantı kurma imkanı buldular. Yürütülen çalışmalar neticesinde Gannuşi hakkında, Meclis Ofisi’ne başvurmadan kararlar verdiği ve devletin resmi politikasına uymayan bir dış politika izlediği iddiasıyla, güvenoylaması yapılması kararlaştırıldı. O yüzden bugün (30 Temmuz) Tunus Meclisi’nde başkan hakkında güvenoylaması yapılacak. Gannuşi’nin başkanlıktan düşürülmesi için Meclis’te 109 milletvekilinin “evet” oyu vermesi gerekiyor.

Nahda Hareketi’nin Parlamento Grubu Başkanı Nureddin El-Buheyri, BAE’nin Raşid El-Gannuşi’nin Meclis başkanlığından düşürülmesi için güvenoylaması teklifi vermeleri ve aleyhinde oy kullanmaları için milletvekillerine para dağıttığını ileri sürdü. El-Buheyri, Tunus Meclisi’nde Gannuşi aleyhine yürütülen kampanyanın BAE’nin bir planı olduğunu ve bunun için hem içerden hem dışardan baskılar yapıldığını dile getirdi.

Tabii BAE tam bir fitne başı ve Arap dünyasındaki tüm fitne olaylarının organizatörü olduğundan Tunus’u karıştırmak için de zaten bu ülkede dikta rejiminin devrildiği tarihten bu yana çalışma yapıyor. BAE’nin fitne faaliyetleri amacıyla Arap dünyasında el atmadığı bir ülke de yok gibi. Ama tabii Tunus içinde gerek eski rejim kalıntılarından gerekse Fransa’nın Tunuslulara dayattığı zihniyetin bayraktarlığını yapanlardan da Gannuşi’nin ve Nahda Partisi’nin siyasetinden rahatsız olanlar var. Zaten bu partiye ve liderine karşı olmaları da onları BAE’nin fitne çalışmalarına açık hale getiriyor ve ortak bir zeminde buluşmalarını sağlıyor.

Ancak bütün bu çalışmalar ülkeyi siyasi yönden de bir krizin içine doğru itiyor. Çünkü El-Fahfah hükümetinin istifasından sonra şimdi yeni bir hükümet kurulması gerekiyor ve Nahda’nın desteği alınmadan bir hükümet kurulabilmesi için çok farklı anlayışlardaki siyasi partilerin bir ortak paydada buluşabilmeleri ve birbirlerine tahammül edecek kadar yakınlık sağlamaları gerekecek. Bunun başarılamaması durumunda mecburen cumhurbaşkanı Meclis’i fesh ederek erken genel seçimlere gitmek zorunda kalacak.

Yorum Analiz Haberleri

Kemalizm’e has bu Laiklik Fransa’da bile yok!
İşgal edilen zihinler
AK Parti ve MHP’nin gençlik teşkilatları Filistin davasının neresinde?
Metalaşan değerler ve ahlaki çözülme
İslam düşmanları neden Müslüman mezarlığına defnediliyor?