Tunus’ta yeni bir başlangıç

Abdurrahman Dilipak

Ve bir diktatörlüğün daha sonu. Tunus’ta halk iktidara el koydu. Devlet Başkanı Zeynelabidin Bin Ali, ülkesini terk etti.

Dün gece yarısına doğru Malta’ya ikmal için inmek maksadıyla izin istedi ama kabul edilmedi. Rotasını İtalya’ya çevirdi.. İtalya kabul etmeyince, Fransa’ya yönelen bin Ali’yi Fransa da kabul etmedi.. Bir diktatör sığınacağı ülke arıyor.. Son bir not: Rotasını daha sonra Katar’a çeviren bin Ali’yi, en son Suudi Arabistan yönetimi kabul etti ve uçak Cidde havaalanına iniş yaptı..

Kendini “Tunus’un tek adamı” olarak gören, Tek Parti dönemi CHP’sini ve yakın zamanın BÇG’sini örnek alan bin Ali’nin siyasi hayatı burada noktalanırken, sürgündekiler Tunus’a dönmeye başladı, hapishaneler boşaldı ve halk sokaklarda bayram yapıyor!

Tunus’ta birkaç hafta önce bir seyyar satıcının tezgahının elinden alınması ile başlayan olaylar durmak bilmedi. Bilgisayar mühendisi Muhammed Buzizi adlı 26 yaşındaki işsiz gencin sebze ve meyve tezgahına 17 Aralık’ta polis tarafından el konulması ve dövülmesinin ardından, protesto için kendini yakmasıyla başlayan olaylar, ‘devrim’le sonuçlandı. Buzizi olayının ardından yüzlerce genç 18 ve 19 Aralık’ta sokaklara çıkarak polisle çatışmıştı. 22 Aralık’ta başka bir gencin bir elektrik direğine tırmanıp, işsizlikten ve baskılardan bıktığını söyleyerek kendini elektrik tellerinin üzerine atması ile olaylar kontrolden çıktı ve bu noktaya geldi.

Aslında Tunus’ta bir patlama bekleniyordu. Bilinmeyen tek şey, bu olayların ne zaman ve nasıl başlayacağı ile ilgili kısmı idi.. 6 ay sonra yapılacak seçimlere kadar yönetimi geçici bir hükümetin devralması bekleniyor..

Bin Ali yönetimi, Kemalist devrimleri örnek alıyordu. BÇG’yi model alıyordu.. Kılavuzu karga olanların başına gelen,  İran Şahı’nın başına gelen, sonunda bunların da başına geldi.. Bin Ali’nin başına gelen, öteki, diktatörlük rejimleri için de ders olmalı..

Diktatör Zeynelabidin b. Ali, kendi iktidarını ayakta tutabilmek için orduya isyancıların üzerine ateş açma emri verdi. 1000’e yakın insanın hayatını kaybettiği ileri sürüldü. Gerçek bilinmiyor. Çok sayıda yaralının da olduğu gelen haberler arasında. Resmi açıklamalarda 40’a yakın kişinin öldüğü bildiriliyor. İsyanlar sırasında siyasi tutukluların infaz edildiği iddiası da ortaya atıldı.. Ondan sonra da olaylar durmak bilmedi.. Başörtüsü yasağının Türkiye’den sonra en katı bir şekilde uygulandığı ülkelerin başında Tunus geliyordu.. Laikçi rejim, dini olan her şeye ve dindarlara karşı acımasız bir şekilde baskı uyguluyordu..

Ülkede üniversite mezunlarının yarıdan  fazlası işsiz. Adalet olmayınca barış da özgürlük de yok.. Sosyal güvence yok, rüşvet ve yolsuzluklarsa almış başını gidiyor..

Askeri darbeyle iktidara gelen Zeynel Abidin Bin Ali 23 yıldan beri ülkeyi demir yumrukla yönetiyor. Gerçek anlamda bir sivil örgütlenme yok. Basına sansür uygulanıyor, muhalif liderler ya hapsediliyor ya da sürgüne gönderiliyor, ülkeyi terk etmesi sağlanıyor. 

Bin Ali bütün bu olumsuzluklara rağmen  2014’te yeniden aday olmayı düşündüğünü söylüyordu, 74 yaşına gelmiş olmasına rağmen. Bin Ali tam bir polis devleti kurmuştu. Polis herkesi dinliyordu. Şüphelenilen kişiler tutuklanıyor ve işkence görüyorlardı. Fransız gazeteleri bile “sakıncalı” sayfaları koparıldıktan sonra dağıtılıyordu. Medya sürekli iktidarı övmek zorundaydı..

Bu arada Wikileaks belgelerinde 2008 yılına ait, ABD’nin Tunus elçiliğinden çekildiği belirtilen bir mesajda, Devlet Başkanı Bin Ali ve ailesinin “mafya tarzı” bir yolsuzluk ağı kurduğu eşi Leyla’ya devlet arazisinden değerli gayrimenkuller verdiği, damadına banka kurdurduğu ve hazine kaynaklarının peşkeş çekildiği gibi iddialar yer alıyordu.. Bunların hepsi üst üste gelince Tunus halkı patladı.. Şimdi önce Tunus’ta geçici bir hükümet kurulması ve mümkün olan en kısa zamanda seçime gidilmesi ve kurucu meclisin Türkiye ile eşzamanlı olarak kapsamlı bir anayasa değişikliği gerçekleştirmesi gerekiyor.. Hemen ekonominin çarklarının dönmesi gerek. Bu anlamda herkese görevler düşüyor. Politikacılarımıza, işadamlarımıza, basınımıza, insani yardım örgütlerine, herkese.

Ve hemen ardından bin Ali’nin Tunus’a iadesinin sağlanarak, bin Ali ve suç ortaklarının yargılanarak cezalandırılması gerek.. Bu arada kesinlikle yağma ve şiddetin önlenmesi gerekiyor..

Türkiye’deki Tunus elçiliğinde görevli olanların elçilikteki bilgi ve belgeleri ortadan kaldırmalarının önlenmesi için, yeni Tunus hükümetinin derhal Türkiye’ye atama yapması gerek. Elçilik ve konsolosluk görevlilerinin de Türkiye’den ayrılmalarının önlenmesi gerek..

Tunus, Fransız Milletler Topluluğu içinde değerlendirilen bir ülke; %99’u Müslüman. Habib Burgiba tarafından, 20 Mart 1956’da Fransa’dan bağımsızlığını kazanarak kuruldu. Nüfusu 10 milyon. 163.000 km yüzölçüme sahip. BM ve Akdeniz Ülkeleri Birliği dışında İslam, Arap ve Afrika Birliği’ne üye.. Bayrağında ayyıldız olan Tunus’un iki komşusu var. Libya ve Cezayir.

YENİ AKİT