Tunusta İslamcılar Etkili Olacak mı?

Tunus olayları Batı ve Arap basınında nasıl yorumlanıyor? Sürgündeki İslamcı lider Gannuşi dönecek mi? R. Fisk, olayları nasıl değerlendirdi?

Tunus'ta yaklaşık bir ay önce başlayan ve Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin Bin Ali'nin ülkeden kaçmasıyla sonuçlanan olaylar, tüm gazetelerde geniş yer buluyor.

Guardian gazetesi Orta Doğu editörü Ian Black, Tunus'taki gösterilerin Kuzey Afrika'da yeni dalgalanmalara yol açtığını, Cezayir'de bir kişinin, Tunus'taki olayları başlatan şekilde kendisini ateşe vererek hayatını kaybettiğini yazdı.

Tunus'ta geçen ay üniversite mezunu seyyar satıcı Muhammed Bouazizi, zabıtanın müdahalesinden sonra kendini yakmış, bu olaya tepkilerin büyümesi ülkede mevcut ortamı doğurmuştu.

Geçen hafta da bu kez Cezayir'de iş ve kalacak yer bulamayan Muhsin Buterfif, kendini ateşe verdi, ardından şiddet olayları yaşandı.

Cezayir'de bazı kasaba ve kentlerde son haftalarda işsizlik ve gıda fiyatlarındaki ani artış nedeniyle protesto gösterileri düzenleniyor. Şimdiye dek yaşanan gerginliklerde iki kişi öldü.

ŞİMDİ NE OLACAK?

Bölge uzmanlarına göre Tunus'ta şimdi asıl olarak, "Cumhurbaşkanı Bin Ali'nin ayrılmasıyla, bölünmüş haldeki muhalefet partilerini iktidara taşıyacak, gerçek bir rejim değişikliği izleyecek mi?" sorusuna yanıt aranıyor.

Mısır, Ürdün, Cezayir ve Fas ise sosyal, politik ve ekonomik koşullar farklılık gösterse de işsizlik oranları, yolsuzluk vakaları ve umutsuzluk nedeniyle ciddi protestoların yaşanmasına kesin gözüyle bakılan ülkelerin başında geliyor.

Arap muhalefeti ise Bin Ali'nin düşüşünü olumlu karşılamaya devam ediyor.

HAMAS ve Hizbullah'tan Tunus Göndermesi

Beyrut gazetesi el Akbar haberi "Tunuslulardan Araplara hediye: bir diktatörün sonu" başlığıyla verirken, Lübnan'da Hizbullah Arap liderleri, Tunus'taki protestolardan ders almaya çağırdı.

Filistin'de Hamas hareketi ise El Fetih liderlerini yolsuzlukla suçlayarak, "Bin Ali'yle benzer bir kaderi paylaşabilecekleri" yolunda uyardı.

"Tunus'ta İslamcılar" Kaygısı…

Financial Times gazetesi ise Batı'daki 'İslamcılar dönecek' kaygısına dikkat çekiyor. Roula Khalaf, "İslamcılar nerede?" diye soruyor.

"Tunus'taki isyan, sadece bir Arap otokratı defetmekte kaydettiği sürat değil, İslamcı muhalefetin yokluğu açısından da bir hayli şaşırtıcı."

"Mevcut rejimlerin tek muhalifi olarak İslamcıların görüldüğü bölgede, bugüne dek bir değişim olacaksa bunu hep onların yöneteceği düşünülegelmişti."

"Bir ay süren gösterilerde Allahu Ekber sesleri duyulsa da ayaklanmanın ardında bir İslamcı parti yoktu."

"Siyasi sistem demokratikleşirse Batı başkentlerinde hangi İslamcıların ne zaman ve hangi boyutlarda dönüş yapacakları da kaygıyla takip edilecek."

İSLAMCILARA 'SIFIR TOLERANS' POLİTİKASI

Bin Ali'nin 1990'lı yıllarda dağıttığı İslamcı Nahda (Devrim) partisinin Londra'da sürgündeki 69 yaşındaki lideri Raşid Gannuşi, ülkeye dönüş hazırlığı yaptığını duyurdu.

BBC, Tunus siyasetini yakından takip eden bir gözlemcinin "İslamcılık, 15 yıl önce bildiğimiz Nahda değil, artık. Daha genç ve daha radikalleşmiş insanlar var." yorumuna yer verdi.

Bin Ali, ülkede Fransa'dan bağımsızlığın mimarı olarak görülen ve ülkeyi diktatörlükle yöneten Habib Burgiba'yı 23 yıl önce kansız darbeyle devirerek iktidara gelmişti.

Başta Nahda ile ilişkili bağımsız adayların seçimlere katılmasına izin veren Bin Ali, daha sonra İslamcıları rejime karşı darbe planları yapmakla suçlamış ve İslamcı partilere karşı diğer Arap ülkelerindekinden farklı olarak "sıfır tolerans" politikası benimsemişti.

Doksanlı yıllar, bir çok İslamcı liderin sürgüne gönderilmesiyle sonuçlandı. Ilımlı İslamcılar gözden kaybolurken, Bin Ali bu kez İslam'ın daha sert bir kesimi olan Selefilerle karşılaştı.

2002'de bir sinagog yönelik saldırının ardında Selefi cihad yanlılarının olduğu iddia edildi. Selefiler, 2007'de de başkentte güvenlik güçleriyle çıkan çatışmaların ardında olmakla suçlandı.

Robert Fisk: Diktatörler Dönemi Henüz Bitmedi!

Independent gazetesi ise deneyimli Orta Doğu yazarı Robert Fisk'in "Tunus ilgili acımasız gerçek" başlıklı makalesini manşete çekmiş.

"Tunus'ta kan ve gözyaşı aksa da demokrasi yok..." diyen Fisk'e göre kanlı siyasi çalkantılar, ülkede demokrasinin doğacağı anlamına gelmiyor.

Şöyle devam ediyor Fisk:

"Evet, Tunus'a demokrasi gelsin isteriz. Ama fazlasını değil. Doksanlı yılların başında Cezayir'e demokrasi gelmesini ne kadar çok istedik, hatırlayın. Sonra seçimlerin ikinci turunu İslamcılar kazanabilecek gibi olunca ordunun desteğini arkasına almış bir hükümetin seçimleri askıya almasına destek verdik. O hükümet, İslamcıları ezip geçti, 150 bin kişinin hayatını kaybedeceği bir iç savaşı ateşledi."

Bin Ali'nin kaçmasıyla daha uysal bir diktatör arayışının da başladığı söyleyen Robert Fisk'e göre Tunus'ta dün olduğu gibi "istikrar" sağlanana kadar" çatışmalar, adam vurmalar da sürecek.

Ancak Fisk, Arap diktatörler döneminin de henüz sona ermediği görüşünün altını çiziyor:

"Arap liderlerin görevi ise her zaman olduğu gibi halklarını idare etmek, kontrol altında tutmak, Batı'yı sevmek, İran'dan nefret etmek olacaktır."

Tunus Haberleri

Tunus rejimi Filistin yanlısı aktivistlere baskıyı artırıyor
Tunus Cumhurbaşkanı Said, ikinci dönem cumhurbaşkanlığı için yemin etti
Tunus’ta yüzde 28 katılımın olduğu seçimleri darbeci kazandı(!)
Tunus siyasi mahkumlara yönelik kötü muamelelerle gündemde
Tunus'ta Nahda Hareketi üyesi onlarca kişi gözaltına alındı