Tunusta Emel Cemiyeti İle Tanışma Toplantısı

Tunus gezisine devam etmekte olan “Ulustan Ümmete Gezi ve Diyalog Grubu” Tunus’ta Emel Cemiyeti ile bir toplantı gerçekleştirdi.

Tunus gezisine devam etmekte olan “Ulustan Ümmete Gezi ve Diyalog Grubu” Tunus’un en önemli yardım ve insan hakları kuruluşu olan Emel Cemiyeti ile tanıştı. Cemiyet Genel Direktörü Nasreddin Bahrini 45 kişilik Türkiyeli Müslümanların oluşturduğu gezi ve diyalog heyetine Hammamat’ta yapılan bir toplantıda Cemiyet’in faaliyet alanı ve mücadele sahaları ile ilgili bilgi verdi.

Heyet üyelerinin sorduğu sorulara verdiği cevaplarla konuşmasını bitiren Bahrini özetle şunları söyledi:

Emel çalışması olarak başlangıçta biz bir hayır kurumu olarak kurulduk. Sadece mahkum ailelere gıda ve para yardımı yapıyorduk. Ancak siyasi bir yapımızın olması gerekliliğini de hiçbir zaman unutmadık. Fakat diktatörlük baskısı bizi bu alanda geride bıraktı. Hamdolsun şimdi tüm alanlarda varız. Uzman kadrolarımız var her alanda. Bu alanlar yardım grubu, yangın, sel, deprem gibi afet ekibi, sağlık ekibi, bireysel hayata destek proje ekibi, kültür ve bilim grubu gibi ekiplerimiz var. Sağlıkla ilgili tüm alanlarda ilgileniyoruz. Tunus’un birçok bölgesinde doktorlarımız halka hizmet veriyor. Arıcılık, tarım, fırıncılık gibi küçük ekonomik faaliyetlere destek veriyoruz. Evlere sağlıklı su götürmek için sarnıçlar yapıp koyular açıyoruz. Toplantı ve konferanslar düzenliyoruz.

Eğitim alanında ilkokuldan üniversiteye kadar eğitim seferberliği başlattık. Bu faaliyetlerin tamamını toplumun tüm kesimleri için yaygınlaştırdık. Devrimden sonra birçok eksiğimizin olduğunu gördük. Bu nedenle sizlerin tecrübelerinizden faydalanmak istiyoruz. Tunus’ta halka yönelik birçok proje yapabiliriz. Biz sadece yardım yapmıyoruz. Bir insan neye layıksa onun layık olduğu hayatı kendi imkanlarımız çerçevesinde sağlamaya çalışıyoruz. Bu nedenle yardımlarımızı en fazla kimin ihtiyacı varsa düşüncesinden dolayı ayırt etmeden herkese ulaştırıyoruz. Bu konuda İHH’nın yardımları ve tecrübeleri bize yol gösteriyor. Ayrıca diğer derneklere de hem maddi hem de lojistik destek sağlıyoruz.

Biz devrimden önce isimsiz olarak kurulduk. Ancak bu derneği kuranların tamamı Nahda üyesi idiler ve yardımlarımız da bu üyelerden sağlanıyordu. Devrimden sonra Nahda hareketinin desteği ile cemiyete Emel ismini verdik. Siyasi tutukluların tamamı ki yaklaşık kırkbin kişiydi. Bunların ailelerine yardım ancak bir dernek vasıtasıyla oluyordu bizde bu nedenle kurduk derneğimizi. Yaklaşık olarak ikibine yakın aileye hala yardım yapıyoruz. Eşleri hapiste değil ama durumları çok kötü olduğu için, çalışamayacakları halde oldukları için onlara yardım ediyoruz. Devrim esnasında şehit olan kardeşlerimize yardım etmeye başladık. Zekatlar, sadakalar ve üyelerimizin aidatlarıyla bu yardımlarımızı karşılıyoruz.

Dernek olarak devrimin ilk aşamasından itibaren sokaklardaydık. Aslında bakılırsa biz zaten siyasi suçluyduk. Birçok kardeşimizi şehit verdik, birçok kardeşimiz de tutsak alınmıştı. İşte bu yüzden bizde devrim süresince sokaklardaydık. Gücümüz İslami geçmişimiz ve yardım ettiğimiz ailelerdi. Onlarla birlikte diktatöre karşı direndik. Devrim süresince Bin Ali yandaşları dışında herkes sokaktaydı. İslamcılar, demokratlar, milliyetçiler ve solcular. Buazizi sebze ve meyve satan birisiydi. Kadın bir zabıtanın kendisine tokat atması devrimin başlangıcı oldu. Ve 23 günlük kısa bir sürede Bin Ali’yi devirdik. Neden kısa sürdü çünkü Tunus’taki sistem çete ve gruplara bağlı kurulmuştu. Oysa Suriye ve Mısır’da sistem ailelere bağlı değildi. Burada ailelere bağlıydı. Bunun dışında Bin Ali gücünü polis teşkilatından alıyordu. Ordudan değil. Devrim sırasında ordu halkla birlikte oldu. General Reşit Ammar halka silah çekmeyi reddetti. Devrimden sonraki Tunus için herkesin bir hesabı vardı. Allah’ın izniyle sandıktan Müslümanların çıkmasıyla bu planları suya düştü. Ancak bu sonuç Allah’ın bize verdiği bir nimettir. Belki bu mazlumların duasının karşılığı idi. Bunun neden dile getiriyorum? Çünkü çoğu grup devrimlerinin İslamcılar tarafından çalındığını düşünüyorlar. 

Devrim süresince hiç bir batılı gücün desteği olmadı. Hatta Fransa Bin Ali için uçak hazırlatmıştı. Bunların hepsi Fransız basınında var. ABD ise tarafsız kalmıştı. İran ise devrimden önce açıkça Bin Ali’ye destek veriyordu. Nahda’nın İran’a sığınmak isteyen üyelerini kabul etmeyerek bu desteğini açıkça gösteriyordu. Devrimden sonra devrimle, iktidarla ilişkiye geçmeye çalışıyor.

Tunus’un şu an her alanda yardıma ihtiyacı var. Ancak biz dernek olarak kendi değerlerimize dokunmadan yapılacak yardımı kabul edebiliriz.

Devrimden önce de sonra da kadınlar derneğimizde faal olarak yer aldı. Erkeklerimiz hapisteyken kadınlarımız onurlarıyla çaba sarfettiler. Bununla birlikte en fazla acıyı çeken kadınlarımız oldu. Eşleri tutuklu olan kadınlarımız onurlarıyla ve ahlaklarıyla çok zor şartlarda çalışarak geçimlerini sağladılar. Bu nedenle kadınlarımıza bu fedakarlıklarımıza karşı ne yapsak azdır. Şu an derneğimizde toplumsal grubun ve sağlık grubunun başında kadın doktorlarımız var.

İLGİLİ HABERİMİZ:

Ulustan Ümmete Gezi Grubu Tunus’ta

 

Haber: Abdurrahman Çeliker - Bedir Sala

Fotoğraf: Murat Kurt

 

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi