Tunus Devriminin Kazanım ve Kayıpları

"Arap Baharı"nın doğduğu ülke Tunus'ta, devrimin yedinci yılında demokrasi ve özgürlükler yolunda ilerleme kaydedilirken, ekonomik beklentiler karşılanamadı, sosyal adalet sağlanamadı.

Devrimin yedinci yılında Tunus halkı, demokrasi ve özgürlük ilkelerini pekiştirmek yolunda mesafe kat ederken, her geçen gün kötüye giden ekonomik durumun gölgesinde sosyal adaletin sağlanmasında başarısız oldu. Tunus'taki durumun, her yıl daha zor bir hal aldığına dair çeşitli göstergeler var. Devrimin başladığı 2011'i takip eden yıllarda ekonomideki büyüme yüzde 1'in altına düştü, işsizlik oranı yüzde 15'i geçti ve güvenlik endişesi nedeniyle yabancı yatırımların büyümesi yavaşladı. Ekonomik beklentileri karşılayamayan devrim, sokaktaki vatandaşın cebini doğrudan etkiledi.

Tunus'taki turistik yerleri hedef alan 2015'teki terör saldırılarının ardından ülkenin güvenlik durumunda zamanla aşamalı olarak bir düzelme kaydedilirken, turizm ve yabancı yatırımların bulunduğu sektörlerde somut bir gerilemeye neden oldu, ekonomideki büyüme yüzde 0,8 ile sınırlı kaldı.

Özgürlüklerin çıtası yükseldi

Siyasi analist Hişam el-Hacci, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, 14 Ocak 2011'in Tunus için bir ayrım noktası olduğunu ifade ederek, tüm olumsuzluklar da dahil olmak üzere yeni bir sayfa açıldığını kaydetti.

Bu tarihten sonra Tunusluların çok sayıda siyasi kazanımlar elde ettiğini söyleyen Hacci, özgürlüklerin çıtasının yükselmesi, kamu işlerinde siyasi katılımın gelişmesi ve belirgin bir medya özgürlüğünün yanı sıra 2014'te yeni anayasa taslağının hazırlandığını belirtti.

Hacci ayrıca 2014 genel ve cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ülkede iktidar üzerinde barış yanlısı bir dönüşüm tesis edildiği ve kırılgan bir toplum için önemli bir adım addedilebilecek "uzlaşı fikri"nin ortaya çıktığını kaydederek şunları söyledi:

"Buna karşı, talepler seviyesinde başarı elde edilemediğine ilişkin git gide büyüyen bir hissiyat var. Siyasi söylem, gerçeklikten uzaktı. Vatandaş ise bugün ekonomik, siyasi veya sosyal konulara ilişkin önemli soruları gündeme getiriyor."

Ulusal Birlik Hükümeti için belirlenen önceliklerin yer aldığı Kartaca Anlaşmasına da değinen ve belgeyi Habib es-Sıyd hükümetinden Yusuf eş-Şahid hükümetine "geçiş köprüsü" olarak nitelendiren Hacci, belgeyi imzalayan tarafların da bildiği gibi Kartaca Belgesinin, "kağıt üzerinde bir anlaşma" olduğunu, bir iddia ve siyasi söylem olarak kaldığını ifade etti.

Tunus polis devletinden kurtuldu

Siyasi analist El-Emin El-Buazizi de "Devrimin ardından Tunus, polis devlet yönetim biçiminden kurtuldu, siyasi özgürlükler çatısı altında tam teşekküllü serbest piyasa ekonomisine geçildi ancak ekonomik kaos devam ediyor." dedi.

Diğerini dışlamayan, bir takım ortak ilkeler üzerinde mutabakata varılan siyaset sahnesi olmaksızın sosyal adaletin sağlanmasının mümkün olmadığına işaret eden Buazizi, tüm siyasi tarafların devrime iştirak ettiğini ancak bu grupların daha sonra sosyal ve demokratik devletin inşası için birlikte çalışmada başarısız olduğunu kaydetti.

Tunus halkının, kendini feda etmeye hazır olduğunu ifade eden Buazizi, her devrim ve bağımsızlık mücadelesinin ardından ülkenin geçici bir süreliğine yeni bir karışıklık ve yıkımın içine düştüğüne dikkati çekerek, bu nedenle halkın kendini mutmain edecek net bir siyasi ufuk göremediği için hayal kırıklığı yaşadığını söyledi.

Kartaca Belgesinin, Ulusal Birlik Hükümetini oluşturmakta başarısız kaldığını savunan Buazizi, "Anlaşmaya imza atan, parlamentoda çoğunluğu temsil eden Nahda Hareketinin de arasında olduğu taraflar, Nida Tunus Partisinin peşinden gitmektedir. Kartaca Belgesi, yönetimde ortakların anlaşması değil, Nida Tunus'un uygulamalarını süsleme belgesidir." iddiasında bulundu.

Ülkedeki zor ekonomik durum

Eski Maliye Bakanı ve ekonomi uzmanı Hüseyin ed-Dimasi, tüm göstergelerin, ülkedeki ekonomik durumun devrimin ilk yıllarına oranla kötüleştiğine işaret ettiğini söyleyerek, "Tunus’ta 2010-2011 yılları arasındaki büyüme oranı yüzde 4 ila 5 idi. Yedi yıldır yanlış ekonomik politika uygulandı ve bunların faturasını halk ödedi.” dedi.

Devlet bütçesinin zayıfladığına da dikkati çeken Dimasi, “Bu durum fiyatların artması, ardından borç oranı ve enflasyonun artışına neden oldu. Bu da bugün Tunus dinarının yabancı para birimleri karşısında değer kaybetmesine neden oluyor.” diye konuştu.

Ekonomi uzmanı, bu dönemdeki hükümetlerin, üretim sektörüne önem vermediğini öne sürerek, ülkenin gelir kaynaklarının; gelişigüzel düzenlenen grevlerle karşı karşıya kalması ve hükümetin etkin adımlar atmaması yaşanan sarsıntıların delili olduğunu vurguladı.

Dimasi, ekonomik durumun patlak vermesinin arkasında bazı etkenlerin olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:

"Vergilerdeki artış, fiyatların yükselmesi, ülkenin para biriminin değer kaybetmesi gibi birkaç etkenin bir araya gelmesi patlamaya yol açabilir. Bu, fiyatların fahiş şekilde artmasıyla hayat pahalılığına yol açtı ve düşük gelirli kesimler arasında endişe oluşturdu."

Tunus'ta, Habib es-Sıyd hükümetinin ardından cumhurbaşkanlığı tarafından yürütülen yeni hükümet kurma çalışmaları sonucunda 14 Temmuz’da 9 siyasi parti ve 3 STK’dan oluşan katılımcı gruplar tarafından Kartaca Belgesi adı verilen bir belge imzalanmıştı.

Kartaca Belgesi çerçevesinde kurulan Ulusal Birlik Hükümeti, öncelikleri arasında güvenlik ve sosyal politikaların yanı sıra ekonomik kalkınma vaadinde bulunmuştu.

Kaynak: AA

Tunus Haberleri

Tunus'taki Nahda Hareketi, ülkedeki siyasi tutukluların serbest bırakılması çağrısı yaptı
Tunus rejimi Filistin yanlısı aktivistlere baskıyı artırıyor
Tunus Cumhurbaşkanı Said, ikinci dönem cumhurbaşkanlığı için yemin etti
Tunus’ta yüzde 28 katılımın olduğu seçimleri darbeci kazandı(!)
Tunus siyasi mahkumlara yönelik kötü muamelelerle gündemde