28 Şubat soruşturması kapsamında tutuklanan Muvazzaf Korgeneral Tevfik Özkılıç’a ait şok bir ses kaydı internete düştü. Ses kaydındaki kişi, askerlerin TSK’dan nasıl ihraç edildiğiyle ilgili çarpıcı itiraflarda bulunuyor.
İnternet sitelerine şok bir ses kaydı daha düştü. 28 Şubat soruşturması kapsamında tutuklanarak Mamak Askeri Cezaevi’ne konulan Muvazzaf Korgeneral Tevfik Özkılıç olduğu öne sürülen ses kaydındaki kişi, askerlerin TSK’dan nasıl ihraç edildiğiyle ilgili çarpıcı itiraflarda bulunuyor. 28 Şubat’ta mütedeyyin insanlara yönelik karşı cadı avı başlatan Özkılıç, açık açık “Biz adamı usulüne uygun yargılar asarız. Delile ihtiyaç yok” diyor. Özkılıç, cuntaya yardım etmeyen subay ve astsubayları ordudan atmadan önce ise haklarında ajitasyon amaçlı asılsız ihbarlar yaptıklarını söylüyor. Söz konusu ses kaydı, TSK’da çöreklenen darbecilerin vicdansızlığını gözler önüne seriyor.
“Asılsız İhbarlar Yaptık”
İşte Korgeneral Tevfik Özkılıç’ın kan donduran o itirafları: “İçimizde hainler var yani. İçimizdeki hainler nerde? okul karargahında, öğrenci alayında, dekanlıkta, öğrenciler içinde, Lojistik Destek Komutanlığı’nda, ASEM’de, bir yerde. Bakın size ilginç bir olay anlatayım; Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nden (AYİM) özel bir kişi ile özel bir görüşme yaptım. Bunların hepsini bir paketle atacaktık. Tamamını. Atma işleminde 4.sınıf öğrenciler de var. Yani teğmen olacaklardan başlayacaktık. Diğerlerini de peyderpey sürece yayacaktık. 3, 2, 1. sınıflardakilerle ilgili. Ajitasyon için asılsız ihbarlar yaptık. Yeter ki siz bir adamdan şüphelenin. Onun dosyasını doldururuz. Ama birinden şüphelendiğiniz zaman bir şekilde adamı, jandarmanın birtakım imkanları var. Biz bazen ajitasyon için asılsız ihbar yapardık. Bir ihbarı yaptığımız internet cafeden ikinci ihbarı için kullanmıyorduk gibi yani istersen çok değişik yöntemler bulabilirsin yani.
“Delile İhtiyaç Yok”
Biz adamı usulüne uygun yargılar asarız. Delile ihtiyaç yok. Talat Aydemir iki kere isyana teşebbüs etmiş. Bu okulda. Birincide İnönü affetmiş bunları. İkincide de yapınca Kıbrıs olayları var. 64 aralığı, İngiltere’den dönmüş. iki günlüğüne. Demişler ki Talat Aydemir yeniden isyana teşebbüs etti. O da demişti usulüne uygun yargılayın ve asın demiş İsmet İnönü. Biz adamı usulüne uygun yargılarız asarız. Delile ihtiyaç yok. Böyle bir delile ihtiyaç yok. Harp Okulu’nda istediğimiz öğrenciyi atarız. Bizim başka yetkilerimiz var. Siz deyin ki bu adam bundan yeter. 5-6 ay içinde atarız onu. Yeter ki emin olalım biz. Biz burada bir öğrenci için emin olalım. Siz deyin ki bu adam bundan. Delil yok. Hiç gerek yok. Biz onu atarız. Nasıl atarız onu? Yani bize bazen 5-6 aylık bir süreç gerekir sadece. Adamı atarız. Bir ben böyle oturup diğer adamlar bu tür siyasi delil kullanılmasına zaten fikren karşıyım.
“Subayı Atmak Daha Kolay”
Bizim başka yetkilerimiz var. Subayları atmak için delile ihtiyaç yok. Hatta subayı atmak daha kolay. Subaylar için Yüksek Askeri Şura’ya girip atılacaklar için de gerek yok. Yargı yolu kapalı. Kuvvet (Kara Kuvvetleri Komutanlığı) inandıktan sonra subayı atmak daha kolay. Öğrenciyi atmak daha zor. Subayı atmak çok kolay. Siz karar verin. Şura’ya sokun. Yargı yolu kapalı. Tık diye ilk Şura’da. Aralık’ta şura var. Çıkartır, atarlar hepsini. Ben Sincan olayları sırasında 3 sene Genelkurmay’da özel bir grupla çalıştım. O dönemde yılda iki şura yapılırdı. Bir yükselme şurası bir kanun, kararname, terfi şurası. Her birinde 100 küsur olmak üzere 600 kişi attık okuldan. Hepsi de çalışma komisyonundan. Kurmay albaylar vardı, hâkim albaylar vardı, teğmen vardı, başçavuş vardı, sivil memurlar vardı hepsi gittiler. Hepsi. Daha önce attığımız adamları tam araştırmadan attık. Ama olsun kurunun yanında yaş da yanar değil mi? Ha atılan o adamlar da acaba çok emin miydiniz (?) derseniz, çok değildik arkadaşlar. Neden? Tanımıyoruz ki adamı. Komutanı demiş bu böyle. Ama bazen kurunun yanında yaş da yanar arkadaşlar...”
Yeni Akit