Dün Mehmet Altan yazdı; “Samimi olun. Dürüst olun. Açık olun. Ve ortam müsaitken, tüm partiler bir arada gereğini yapın. Gereği ne? Anayasa’nın 117 maddesini anında değiştirerek Genelkurmay’ı Milli Savunma Bakanlığı’na bağlamak. Yapın da, kim gerçekten özgürlükçü, kim değil anlayalım” dedi.
Evet, şimdi tam zamanı..
Yine dün, Milliyet’teki Ergenekon çetesi ile ilgili haberi okudunuz mu? TSK bir açıklama yapacak mı? Ya da Ağar konuşacak mı? Yoksa bu iddialar ortalıkta dolaşacak, herkes susacak mı? Sukût ikrardan gelir beyler..
Şuyûu vûkuundan beter hadiseler bunlar. Ali Yasaklar, Sami Hoştanlar, generaller, siyasiler..
Önceki gün Mersin'deki Cumhuriyet Mitingi'ne askerlerin nasıl götürüldüğü anlatılıyordu haberlere konu olan bir telefon görüşme kydında. Dün ise Cumhuriyet gazetesinin kimler tarafından nasıl alındığı anlatılıyor.. Aydınlığın karanlık ilişkileri, birtakım eklemlenmiş gazetecinin Kuzey Irak ziyaretinde Irak'taki Kürt milislerine askeri gözetim altında nasıl silah taşındığı..
Anlaşılmayan bir durum var mı? Cumhuriyet Derin devletin gazetesi, Cumhuriyet mitinglerini düzenleyenler ise derin devlet mi dersiniz, derin çete mi dersiniz, aynı örgütün uzantısı mı bunlar yoksa..
Devleti temsil eden Bayrak ve Cumhuriyet, Devleti ele geçirmeye çalışan çetelerin eline geçmiş.
Ve siz ey Meclis, ey iktidar, ey istihbarat örgütleri, ey devleti, rejimi korumak ve kollamakla görevli olanlar.
Ve siz ey yüce yargı, neredesiniz?
Kimi kime şikâyet edeceksiniz?!
Özelleştirme İdaresi Başkanı'na düştü bu iş galiba.. Hadi, derin devletin mallarını ve şirketlerini legal devlete, oradan da ihale yolu ile satış için TMSF'ye gidin.. Cumhuriyet'in mal varlığını, Cumhuriyet'in hazinesine irad kaydedin.
Aslında hilafet fonunu kullanarak kurulan İş Bankası'nın hisselerini laikliğin yılmaz savunucusu CHP'nin intifaına vermek de benzer bir durum değil mi? Hani madem hilafet mânâ ve mefhum olarak Büyük Millet Meclisi'nin şahsı manevisinde mündemiçtir, o zaman Meclis Başkanlığı'na verin. Meclise ait olması gereken bir yetkiyi CHP'ye vererek, CHP'yi devletle özdeşleştirmiyor musunuz? Hakimiyet millete ait, ama onu korumak millete değil, TSK'ya ait. TSK da milli iradenin temsili sonucu meclisin onayını alan iktidara karşı.. Gördüğünüz gibi her şey birbirine karışmış. Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma Bakanı'ndan önce geliyor.. TSK, Yürütme'nin içinde özel bir yere sahip.. Derin gerçek, bu çelişkide gizli aslında.. Gel gör ki, bugün Meclis ve Hükümet ağırlıkla aynı çizgide, ama Yasama'da denge başka yönde, TSK-CHP'ye yakın sanılıyordu, ipler kopmuş durumda. MHP-TSK'nın hep vurucu gücü gibi görüldü, ama aynı zamanda CHP ve MHP ideolojik anlamda karşı kanatta yer alıyordu.. Bugün iktidar TSK ile aynı telden çalıyor, MHP ve CHP karşı tarafta.. Bu ilk kez olan bir durum. Ezbere uymuyor, yeni bir durumla karşı karşıyayız. Bu risk gibi gözüken durum, aslında tarihi bir fırsata, şansa dönüştürülebilir mi?
Baykal ve Bahçeli eğer TSK ile giriştikleri polemikte samimiyseler, o zaman önümüzde tarihi bir fırsat var demektir. Tam da şunun şurasında askeri şuraya 4 ay varken ve Anayasa değişikliğinin arefesinde, ayrı bir paket olarak, TSK'nın yeniden yapılandırılması için askeri reform paketini uzlaşarak meclise getirin..
Hadi.. GKB'nı MSB'na bağlayın. İç Hizmet Yönetmeliği'ni değiştirin, Askeri Yargı'yı kaldırın.. Askeri Şura'yı yeniden düzenleyin.. Askeri işlemleri, harcamaları, adli yargı ve TBMM'nin denetimine açın. BÇG gibi, JİTEM gibi kural dışı oluşumları tasfiye edin ve denetim altına alın. OYAK gibi oluşumları tasfiye edin. Kontrgerillayı tasfiye edin..
Eğer bunu bugün yapmazsanız, yarın kim iktidar olursa bu yapının baskısına ve tehdidine muhatap olacaktır. Muhalefette de olsanız sizin üzerinizden iktidarı engellemek için baskıya maruz kalacaksınız..
İktidar için tarihi bir fırsat doğdu. Bu durum CHP ve MHP için de bir samimiyet testi olacaktır..
Derin devlet ortadan kaldırılmadan çetelerin tehditleri sürdüğü sürece, kayıtdışı siyaset ve onu besleyen kayıtdışı ekonomi ve bu yapının kayıtdışı KİT’leri, kadroları ve örgütleri tasfiye edilmeden, yapılan reformların hiçbirininin garantisi olmayacaktır.. Her an her şey tepe takla edilebilir ve bu değişikliklerin uygulama şansı bulunmayabilir..
Ya hu, sizin Büyükşehir Belediye Başkanınız değil mi, eski bir bakana randevu vermezken emekli bir tuğgenerali kapıda karşılayıp, kapıda uğurlayan ve usûlsüz ricasını emir telakki eden.. Korku dağları tutmuş..
Derin devlete rağmen varolmak için, kimi sermaye, siyaset, bürokrasi ve sözde STK'lar, DTÖ'ler, ya da Media, ya gidip derin devletle işbirliği yapıyor, bürokratlar emir-komutaya dahil oluyor, ya da kendi çetesini, Mafiasını, istihbaratını örgütlüyor, tehditle, şantajla iş yapmaya çalışıyor.. Kaçıyor, ya da kendi köşesine çekilip, gelene gidene rüşvetle, rica ile iş yapmaya çalışıyor.
Bu şekilde kimse yatırım yapmaz. İşini büyütmez..
Devlet, bir an önce, iddialar doğru ise, mahkeme kayıtlarına geçen iddialar çerçevesinde Cumhuriyet gazetesi, ÇYDD, ADD, Vatansever Güç Birliği mi ne, onun gibi, derin yapıların paravan örgütlerine derhal el koymalı.. Siyasi Partiler, bu örgütlerin kendi içindeki uzantılarını dehal tasfiye etmeli. Her yerde varlar. Bürokrasi içindeki bu yapıların kilit adamları derhal tasfiye edilmeli.. Bürokrasi içindeki çeteler derhal tasfiye edilmeli..
Bu noktadan sonra geri dönüş yok. Geçen zaman, legal güçlerin aleyhine işlemektedir. Eğer bu yapı tasfiye edilmezse, bu saatten sonra hiç kimseye huzur yok. Türkiye iç savaşa, kargaşaya sürüklenir.. Ülke Mafia ve çetelere teslim olur.. Parçalanır..
Şimdi, ilk yapılması gereken, TSK'nın MSB’ye bağlanmasıdır.
Siyaset, cesaret ve kararlılık gösterirse, bu işin böyle gitmeyeceğini gören, tehlikenin farkındaki sistem içi unsurlar bile iktidara destek vereceklerdir.. Ama iktidar oyalar, tereddüt gösterirse, önce kendi zarar görür, sonra da bütün ülke. Çünkü herkes tedirgin.. Her an her şey olabilir..
Nokta'nın Genel Yayın Yönetmeni Alper Görmüş elindeki dosyaları Emniyete verdi. Hükümet her şeyi biliyor. Daha önce de bu bilgiler ulaşmıştı onlara.. Ne bekliyorsunuz peki?
Bu iş Ergenekon'dan ibaret değil.. Ergenekon'u gözünüze çok yaklaştırırsanız arkasında bir ormanı kaybedersiniz.
Unutmayın: Haksızlıklar karşısında susanlar dilsiz şeytanlardır ve zulme rıza, zulümdür.
Mafianın ve çetelerin omuzları üzerine yükselen zulüm sarayını yıkın. İnanın ilk adımı atın, sistemin tepesinde yer alan birçok isim bile size dua edecek ve yardımınıza koşacaktır. Çünkü onlar da artık bu işin böyle devam etmeyeceğini görüyorlar.. Toplumun inancı, tarihi, kimliği, kültürü ile başı belada olan, ruhunu şeytana satmış, gözünü kan bürümüş, bir kısım “beyaz Türkler”, “azgın azınlık klanı” bunu istemiyor olabilir, ama cesaretle ve kararlılıkla üzerlerine gidildiğinde yapacak fazla bir şeyleri yok. Hatta, en hızlı görünenleri bile paçayı kurtarmak için arz-ı ihlas edebilirler..
Korku, dağları tutmuş, siz harekete geçmeden kimse konuşmayacak. Siz harekete geçin Ağca bile konuşur.. Ya siz bunları susturursunuz, ya da sizi sustururlar. Korkunun ecele faydası yoktur!!
Zalimler karşısında tevazu zillettir.. Sizin sessizliğiniz zalimlerin cür’et ve cesaretini artırmaktan ve onlara fırsat tanımaktan başka bir işe yaramaz..
Selam ve dua ile.
Vakit