ABD Başkanı Donald Trump, göreve geldiğinden bu yana selefi Barack Obama’nın dış politikasında önemli değişiklikler yaptı. İran’la anlaşarak Ortadoğu’da Riyad-Tel Aviv-Tahran hattında bir denge kurmaya çalışan Obama’nın aksine Trump, Suudi Arabistan ve İsrail’le işbirliği halinde İran’ı düşman ilan etti. Obama’nın Filistin sorununda iki devletli çözümden yana olması ve BMGK’dan İsrail’in işgalini kınayan bir tasarı çıkmasını sağlaması, pratikte bir sonuç doğurmasa da Tel Aviv’de büyük rahatsızlık yaratmıştı. Trump ise Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan ederek işgali meşrulaştırdı. Genel anlamda Barack Obama’nın uluslararası anlaşmalara ve küresel yönetişime dayanan politika anlayışının aksine Trump, ‘Önce Amerika’ sloganını öne sürerek ‘ABD ve rakipleri’ şeklinde bir yaklaşım ortaya koydu.Trump’ın bu tutumu, ulusal güvenlik strateji belgesinde somutlaştı. Amerikan başkanları, belirli dönemlerde bu belgeyi yayımlayarak ülkenin dünyanın mevcut durumu ve Washington’ın bu durum karşısındaki strateji ve politikalarını ortaya koyuyor. Barak Obama 2010 ve 2015 yıllarında, selefi George W. Bush ise 2002 ve 2006’da ulusal güvenlik stratejilerini açıklamıştı. Trump’ın stratejisine dair ilk ipucu, geçen hafta Ulusal Güvenlik Danışmanı Herbert Raymond McMaster’dan gelmişti. McMaster, Müslüman Kardeşler üzerinden Türkiye ve Katar’ı ‘radikal ideolojilerin baş destekçileri’ ilan etmişti. Her ne kadar bu açıklamayı daha sonra düzeltse de McMaster’ın ilk beyanatının, Washington’daki genel kanıyı yansıttığı belirtiliyor. Trump yönetiminin Ortadoğu’da tehdit olarak gördüğü bir başka ülkeyse İran. Tahran’ın son yıllarda bölgede genişleyen nüfuzu, istikrarsızlığın sebebi olarak görülüyor.
Donald Trump’ın ABD’sinin ‘baş düşmanları’ ise ABD ve Rusya. Strateji belgesinde ‘büyük güçler arasında artık yeniden küresel rekabet olduğu’ ifadesi yer alıyor. Trump’ın Çin’in ekonomik gücünü ‘bir ulusal güvenlik tehdidi’ olarak görmesi, Çin ve Rusya’yı ülkesinin hakimiyetine meydan okuyan ‘revizyonist güçler’ olarak nitelendirmesi dikkat çekiyor. Trump geçen ay Çin ile 250 milyar dolarlık bir anlaşma imzalamıştı. Öte yandan Rusya’nın geçen yılki ABD başkanlık seçimlerine medya mainpülasyonu ve siber saldırılarla müdahale ettiği iddiaları ise Trump tarafından tehdit olarak algılanmıyor.
Belgede ABD’nin öncelikleri dört başlıkta özetleniyor. Bunlar sırasıyla ‘ülke topraklarını korunması’, ‘ABD’nin refah düzeyinin yükseltilmesi’, ‘askeri güç üzerinden barışın sağlanması’ ve ‘ABD’nin dünyadaki etkinliğinin artırılması’ şeklinde. Obama’nın 2015’te açıkladığı belgede ise güvenliğin sağlanmasında uluslararası işbirliği ve düzen öne çıkarılıyor, ‘değerler’ vurgusu yapılıyordu. Öte yandan Trump, iklim değişikliğini de ABD’nin tehdit listesinden çıkardı.
İSRAİL-SUUD YAKINLAŞMASI DA BELGEDE
Ortadoğu’da son dönemde özellikle Kudüs kriziyle belirginleşen İsrail-Suud-ABD yakınlaşması da Trump’ın stratejisinde yerini aldı. ABD Başkanı’nın Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etmesine Riyad’dan yumuşak tepkiler gelmişti. Bu üç ülkenin, Filistinlilere dayatılacak bir ‘çözüm’ planı üzerinde çalıştığı biliniyor. Trump’ın strateji belgesinde, “Nesiller boyunca, İsrail ve Filistinliler arasındaki çatışma, bölgenin refahını engelleyen temel sebep olarak anlaşıldı. Bugün, radikal cihadi terör örgütlerinden ve İran’dan gelen tehdit, İsrail’in bölgedeki sorunların sebebi olmadığının anlaşılmasını sağlıyor” denildi. Bölge ülkelerinin, bu iki tehdide karşı İsrail’le artan biçimde ortak zemin bulmaya başladıklarına vurgu yapıldı.
SON BİR JEST: ST. PETERSBURG’DA FACİAYI CIA ÖNLEDİ
ABD Başkanı Trump’ın, Rusya’yı stratejik rakibi ilan etmesinden iki gün önce, Washington’dan Moskova’ya önemli bir yardım yapıldığı ortaya çıktı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, St. Petersburg’ta terör saldırısı planlayan kişilerin yakalanmasına yönelik istihbarat paylaşımı nedeniyle Donald Trump’a teşekkür etti. Kremlin’den açıklamada, Putin ile Trump’ın bir telefon görüşmesi gerçekleştirdikleri belirtildi. İstihbarat paylaşımı nedeniyle çok sayıda hayatın kurtulduğu ve Putin’in Trump’a teşekkür ettiği kaydedildi. Rus emniyet güçlerinin, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) tarafından paylaşılan istihbarat sayesinde St. Petersburg’ta terör saldırısı planlayan kişileri yakaladıkları vurgulandı. Putin’in, ABD’de gerçekleştirilmesi planlanan muhtemel terör saldırılarına yönelik bilgileri olması halinde Rus istihbarat birimlerinin de ABD’li yetkililere bilgi verileceğini Trump’a söylediği belirtildi. CIA da olayı doğruladı.
Kaynak: Karar Gazetesi