TRT atamaları: Mesaj alındı mı?

TRT yönetim kuruluna yapılan atamalar ne anlama geliyor?

HAKSÖZ HABER

Gece saatlerinde yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle TRT’nin yönetim kurulu değişti. Yapılan değişikliklerle akıllarda kalan tek soru ise gerçekten bir şeyin değişip değişmediği.

Medyanın Türkiye’de her vakit sorunlu bir serencamı oldu. Cari hükümetin oluşturduğu medya ağının da daha evvelkilerden farklı olduğunu söylemek mümkün değil ne yazık ki!

TRT’ye yapılan atamalar da bu durumun göstergesi. Kamuoyu tarafından “pelikan” olarak nitelenen medya troll ağında etkin sorumluluk aldığı öne sürülen ve çok tartışılan isimlerden Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan da geçtiğimiz haftalarda SETA’dan ayrılan bir çok isimle birlikte yönetime girdi.

Daha önceki yönetimde yer alan bir diğer Sabah yazarı Salih Tuna’dan boşalan koltuğu devralan Kaplan’ın yönetim kuruluna atanmış olması menfi gidişata dair olumlu bir sinyal olarak algılanmadı!

Herhalde "TRT yönetim kuruluna kimi atasak halkı daha çok irrite edebilir, toplumda kabaran rahatsızlığı hangi tartışmalı tiplerle daha yükseğe taşıyabiliriz?" şeklinde bir tür kabus senaryosu devreye girdi ki böylesi bir atama yapıldı. Ehliyet-liyakat muhabbetlerinin bıktırıp usandırdığı, "mesaj alındı" söylemlerine eklemlenen "kimseye kızmak-küsmek yok" ve "kapı kapı dolaşacağız" türü özeleştiri beyanlarının test edildiği kritik atamalardan birinde ortaya çıkan manzara ne kadar samimi ve tutarlı olunduğuna da aşikar ediyor.

Medya trollerini hala stratejik mevkilerde istihdam ederek, yönetim kurulu üyeliklerini adeta bakan-milletvekili ve yüksek bürokrat çocuklarına tahsis ederek oluşturulan teamüllerle bürokratik oligarşiye yönelik tüm eleştiriler anlamını yitirmektedir elbette.

Toplum nezdinde hiçbir itibarı olmayan bilakis toplumu siyasetten soğutup geleceğe ilişkin ümitlerini karartan eş-dost ve akraba kayırmacılığını teyid eden kadrolaşma mantığı ancak hızlı bir çürümenin işareti olabilir. Bakalım "kör gözüm parmağına" saplantısıyla bu yolda ne kadar ilerlenebilecek?

İktidarın yılmaz savunucusu vasfıyla hangi olumsuzluğu eleştirip düzeltilmesi için çaba harcayacağı merak konusu olan Kaplan belli ki haiz olduğu vasfın taltif edilmesi amacıyla o makama getirildi! Ehliyet ve liyakat noktasında cari hükümete yapılan eleştirilerin haklılığını gözler önüne seren bir başka uygulama daha… Geçmiş olsun!

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!