Yeni Akit/ Ahmet Varol
Libya’da ihanetçilerin atağı
Libya’nın meşru hükümeti olarak tanınan Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH)’nin Türkiye’yle deniz sınırı konusundaki anlaşması Yunanistan, siyonist işgal rejimi ve Arap dünyasındaki ihanet rejimleri başta olmak üzere Türkiye’nin uluslararası çapta bir ilerleme kaydetmesinden hoşlanmayan muhtelif ülkeleri rahatsız etti. UMH’nin anlaşmayı bozması için baskı yaptılar. Onu istediklerini kabul etmeye zorlamak için tehditlerde bulundular. Fakat bu hükümetin onların isteklerini kabul etmemesi ve Türkiye’yle anlaşma ve işbirliği konusunda ısrarlı olması üzerine yıllardan beri Libya topraklarında hunharca bir ihanet savaşı veren isyancı Halife Hafter güçlerini harekete geçirdiler.
Son günlerde Trablus çevresinde yaşanan hareketlilik işte bu Halife Hafter güçlerinin yoğun saldırılarından kaynaklanmaktadır. Fakat Trablus’taki hükümetin isyancı Hafter güçlerine karşı başarılı bir savunma gerçekleştirmesinden dolayı isyancı general, Afrika’nın değişik ülkelerinden derlediği paralı militanlarla ve Kaddafi dönemi kalıntısı askerlerle oluşturduğu gerilla güçleriyle bir ilerleme kaydedemedi. Çünkü dediğimiz gibi Hafter’e bağlı militanların büyük çoğunluğu paralı askerlerden oluşuyor. Kendilerini güvende hissettikleri zaman saldırıyorlar. Ama canlarının tehlikeye gireceğini gördükleri zaman kaçıyorlar. Çünkü canlarını para karşılığında satılacak bir meta olarak görmüyorlar. Bu savaşlarında da ulaşmak istedikleri herhangi bir idealleri yok.
Bu yüzden Hafter militanlarının maaşlarının karşılanması için maddi desteği sağlayan ülkelerden Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Trablus çevresindeki bazı kabilelerin liderleriyle görüşerek onlara Trablus’taki UMH hükümetini değil isyancı general Hafter’i desteklemeleri karşılığında büyük paralar teklif etti. Ama bu kabileler BAE’nin teklifini reddederek isyancı generali desteklemeyeceklerini, duruşlarını değiştirmeyeceklerini ortaya koydular.
Kendisi de Baltacı fitnesi gibi bir fitne oyunu sonrasında gerçekleştirdiği darbe ile Mısır’da iktidarı silah zoruyla ele geçirmiş olan Sisi, Libya’daki fitne hareketine askeri teçhizat ve eğitim desteği veriyor. UMH’nin Türkiye’yle işbirliği ve deniz hududu anlaşması imzalamasından sonra yaptığı açıklamalarda bundan ciddi şekilde rahatsız olduğunu ortaya koyarak Hafter’e yeni askeri malzemeler hatta tanklar vereceğine dair haberler yaydı.
Suudi Arabistan’ın fitne savaşını sürdüren Hafter’e açıktan destek verdiği ve her türlü imkanı sağlamaya çalıştığı zaten bilinmektedir.
Tabii Hafter’e destek verenler sadece bunlar değil. İsrail’den Yunanistan’a, Fransa’dan Rusya’ya oldukça geniş bir çıkar çemberinin oluşturduğu ağ tarafından destekleniyor. O yüzden Trablus’taki hükümet sadece fitne savaşının komutanı Hafter’e ve onun militanlarına karşı değil uluslararası sahada mafya gibi çalışan kirli bir ittifak ağına karşı savaş vermektedir. Buna rağmen Hafter güçlerinin ilerleme kaydedememesinin en önemli sebebi onların çoğunun paralı militanlarından oluşmaları, Trablus hükümetine destek verenlerin ise Hafter tehlikesinin son derece ciddi bir tehlike olduğunu görerek onun önünü kesmek için istekli olarak savaşmalarıdır. Ama bu savaşta eğer UMH ve onun arkasında duran kitleler yalnız bırakılırsa iş tehlikeye girebilir.
Hafter’in ilerlemesi ve Allah korusun Trablus’ta kontrolü ele geçirmesi ise son derece büyük bir tehlike arz etmektedir. Çünkü bu adam Sisi’den de, Beşşar Esed’den de, Cemal Kaşıkçı cinayeti gibi korkunç bir cinayeti yönlendirebilmiş Bin Selman’dan da daha tehlikeli ve daha korkunç bir canavardır. Bu adam Bingazi’de kontrolü ele geçirdiğinde adamları oradaki gençleri yere yatırarak kafalarına kurşun sıkmışlardı ve bunun videoları medyada yayınlandı. Ele geçirdikleri diğer bölgelerde de aynı vahşeti sergilediler.