“Topyekun savaş” ve sonrası

Abdurrahman Dilipak

Murdoch olayı İngiltere’yi sarstı, ama sanırım bu iş sadece adada kalmayacak, bir tsunami dalgası gibi Avrupa’ya doğru yayılacak..

Murdoch’ın Türkiye’deki “işbirlikçileri” kimler?

Bana kalırsa “kaosa kalkan eller” ve “topyekun savaş” manşetlerini atanların “kozmik kasa”larında buna benzer daha birçok bilgi ve belge vardır.. Telefon dinlemesi, video kaydı..

Şöyle sorayım: Bu tür kayıtların arşivini tutmayan kaç tane gazete patronu vardır?

Politikacı, sanatçı, iş adamı, bürokrat..

Yurt içi ve yurt dışı gezileri, yatla denize açılanlar, kumar partileri..

Bir ara “piyasaya kız yetişmiyor” diye bir yazı yazmıştım, MİT de dava açmıştı.. Manken ajanslarının ya da hostes ajanslarının ek ve yan çalışma alanları hakkında o kadar çok dedikodu var ki..

Bana kalırsa istihbaratçıların, emniyetçilerin elinde çok sayıda video ve ses kaydı vardır ve bunların birçoğu illegal bir şekilde elde edilmiştir..

JİTEM’in, askeri istihbaratın, BÇG elemanlarının elinde de ciddi anlamda ses ve görüntü arşivi olması gerek.. Bu konularda ilk akla gelen firma, özel sektörün bir numarası ve duayeni kimse o. Medianın koçbaşı, daha doğrusu amiral gemisi kimdi? Oraya bakın!

Bu internete düşen ses kayıtları filan var ya, o kayıtların en çarpıcı bölümleri yayınlananlar değil, yayınlanmayan kısmı. “Kızım sana söylüyorum, gelinim sen dinle” kabilinden birilerine mesaj veriliyor olabilir. Ya da o kaydı dinleyen kişi, o kaydın yapıldığı yerde kimlerle birlikte ise ve daha neler konuştularsa oradan yola çıkılarak bir tezgah kurulmuştur..

Kaç tane muhafazakar firmanın varisi delikanlı, reklam ajansının tanıtım ve katalog çekimlerinde fotomodellerin peşine takılıp tuzağa düşmüştür..

Özellikle tekstil firmalarında yaşanan bir sürü olay var..

Bu iş “Sauna Çetesi”nden ibaret değil. Ya da “Karargah Evleri” tek örnek değil.. İçki, kadın derken kumara, uyuşturucuya uzanan kirli bir senaryo sözkonusu..

Çağdaş yaşam, ya da Çetin Doğan’ın internete düşen şu ses kaydı, aslında birçok şeyi açıklamaya yetiyor olsa gerek.

Çetin Doğan ne diyordu. İçki içirin, kadın-kız ilişkisini teşvik edin. Alevilere güvenin, irticacılara göz açtırmayın.. Her adımlarını takip edin, fişleyin..

Yüzbinlerce kişinin fişi var. Herkesi kaydetmişler. Sübyancısı, rüşvetçisi... Sadece irticacısı değil yani..

Bu işlerin bir anda ortaya dökülmemesinin asıl sebebi, bu konuda bir “dehşet dengesi”nin oluşmuş olması.. Zaten bu işin en önemli ayağı eldeki bilgiyi karşısındakinin aleyhine kullanmak değil, kendisi aleyhine bir deşifreye karşı, tehdit ve şantaj için ihtiyad olarak elde bulundurmak..

Bizde şok ve utanç içinde olacak o kadar çok kişi var ki!

Geçen gün Yiğit Bulut yazısında “Ne dediğimi biliyorum” diyor ve “Murdoch çetesinin Türkiye’deki uzantısı kimler?” diye soruyordu.

Takvim yazarı Erdal Diler ise “Koç’u Yahudiler mi kurdurttu?” diye soruyordu.. Bu iş biraz şeytanın üçgeninde bir iş gibi gözüküyor; ABD, İngiltere ve İsrail.. Bu üçgende kimler var dersiniz?

Locaların emanet sandığı kozmik oda belgeleri kadar ilginç olsa gerek..

Struma hikayesini bilirsiniz değil mi? Diler’in yazısını okumaya devam edelim: “CIA’dan Türkiye’deki bir işadamına ‘NE YAP NE ET BU KİŞİLERİ KURTAR’ emri geldi. Bu akıllı işadamı dönemin güçlü isimlerinden İhsan Sabri Çağlayangil’e koştu. Tartışmasız Türkiye’nin en iyi istihbaratçılarından olan Çağlayangil, gemideki zengin petrolcü aileyi çıkardı. STRUMA ise torpille Karadeniz’in sularına gömüldü. Yolculardan sadece bir kişi mucize eseri kurtulabildi. Savaştan sonra VACUUM şirketi SOCONİ ile birleşti ve merkezini İstanbul’daki radyoevinin yanına taşıdı. Zengin aileyi kurtaran VEHBİ KOÇ da bugünkü KOÇ oldu.” Hayim Nahum, Bernar Nahum ve Koç.. “Vehbi Koç’un naaşı, definden bir süre sonra mezarından çalınmıştı. Bu konunun üzerine bugüne kadar giden olmadı. Acaba bilmediğimiz bir gerçek mi var?”

Hani CIA şefi de tam şu günlerde Ankara’da. Ne tesadüf değil mi? Sahi şu “bizim çocuklar”, “iyi çocuklar” şimdi nerede ne yapıyorlar?

Alın size 13 şehitle ilgili bir haber daha: “İstihbarat raporlarında saldırı emrinin, PKK içindeki derin yapıdan yani ‘Ankaralılar grubu’ndan geldiği belirtildi. Teröristlere ‘Yüreklere öyle bir ateş bırakın ki izi silinmesin.’ talimatını verdiği iddia edilen grubun liderlerinden Cemil Bayık’ın, ‘Ergenekon tutuklusu’ Levent Ersöz’le irtibatı gündeme gelmişti.” Ne anladınız şimdi siz bu yazıdan? Selam ve dua ile.

YENİ AKİT