Topyekun savaş!

Abdurrahman Dilipak

 

 “Haziran’ı bekleyin” diyorlardı, haziran geldi.. Topyekun saldırıya geçtiler..

Bu “Topyekun savaş” manşetini biliyorsunuz, 28 Şubat’ta “Hürriyet”in manşeti idi!

Yine kötü bir zamanda düğmeye bastılar, İsra’nın yıldönümünde.. Ağaç kesme değil dertleri, o bir bahane idi sanki.. Taksim Gezi Parkı Koruma ve Güzelleştirme Derneği, idare mahkemesine başvurdu, 6. İdare Mahkemesi de Taksim Topçu Kışlası projesine karşı açılan bu davada oy çokluğu ile ‘Yürütmeyi durdurma kararı’ verdi!  Mahkemenin gerekçeli kararını bekleyelim bir.

Ne oluyorsunuz beyler, bir anda ortalığı birbirine kattınız.. Ankara Yüksel, Ankara Kuğulu park, İzmir Alsancak, Çanakkale İskele meydanı, Eskişehir’de Eti Parkı, İzmit’te Cumhuriyet Parkı, Bodrum’da Belediye meydanı, Ayvalık’ta şehir meydanı, Mersin’de Taşbina önünde, Isparta, Gebze, Fethiye, Marmaris, Kütahya, Konya, Yalova, Adana’da birtakım insanlar ellerinde flamalarla, pankartlarla sokağa döküldüler.. Sosyal media üzerinden birileri insanları Taksim’e çağırmaya başladı..

İçişleri Bakanı, Vali ve Belediye Başkanı, yapılan çalışmanın yeraltından yaya yolu çalışması olduğunu, AVM projesi olmadığını, projenin belediyeden oy birliği ile geçtiğini ve Anıtlar Kurulunca onaylandığını açıkladı ama dinleyen kim!

Bu iktidar döneminde dikildiği kadar kim ağaç dikti, kim her yeri çiçek bahçesine çevirdi.

Daha da dikilsin. Daha güzel olsun şehrimiz. Birilerinin Taksim diyince depreşen bir yaraları var..

Korkuları belli, Taksime cami yapılacak olması! Bir de her şeyi bu iktidara karşı toplumu harekete geçirmek için her şeyi, her yolu deniyorlar..

AVM yapılması, rezidans yapılması değil asıl mesele, oraya tarihi bir yapı, tarihi ve kültürel mirasın yeniden inşa edilecek olması.. Onun içinde de bir cami bulunması. Kaldı ki, yanlış bir iş yapıldığında karşı çıkmanın yolu da bu değil. Dertleri “Taksim Tahrir olur mu?”

Oraya çıkanların hepsi Ergenekoncu değil elbette, ama birileri bu hassasiyeti kullanarak, eylemi ele geçirerek, yangına körükle gidercesine, insanları kışkırtarak konuyu iktidar aleyhinde bir gösteriye dönüştürmek.. Taksim’de ezan sesi duymak istemiyor birileri..

Taksim’de bir cami var, tenekeden bir minaresi var. Bu gösteriye katılanlar bundan rahatsızlık duymuyorlar.. Tamam, ağaç kesilmesin, sökülüp, en yakın yere dikilsin. Bunu söylemiyorlar. Kesilen ağacı yaşı ile çarpıp, aynı türden en yakın yerlere, %25 fazlası ile ağaç dikilsin.. Yeşili koruyalım..

Hayvanları da koruyalım, ama bu kasaplara savaş ilan etmek şeklinde olmamalı.. Av yasağına dönüşmemeli.. Burada nesli tükenmekte olan bir tür yok, bildiğim kadarı ile.. Tarihi anlamda özel anlamı olan bir ağaç da yok.. Asla ağaç kesilmeyecek diye bir kural yok ki. Her gün okuduğunuz gazete, dergi, kitap, hepsi ağaçtan.

Keşke belediye, müteahhit firma ve Emniyet daha dikkatli davransa idi..

Taksim merkeze AVM ve Rezidans iddiasına da bir cevap verilmeli.. Bana göre de Taksim Gezi Parkı’nın tarihi ve kültürel özelliği korunmalı.. Benim hayalim oranın “Felsefe parkı”na dönüştürülmesi idi.. Yeraltı ve yerüstünde kültür seraları oluşturulabilirdi..  Labirentler şeklinde yeraltında bir tarih yolculuğuna da çıkılabilirdi mesela.. Yapacağımız işlere birilerinin hayalleri bile ermemeli.. Bu işleri tezgahlayanların ve kontrolden çıkması için çabalayanların kimler olduğunu bulmak istihbarat örgütlerine düşüyor..

Bu olay olmasaydı, herhalde alkol yasağı bahanesi ile birilerini sokağa çekmeye çalışacaklardı..

Sokağa çekecekleri kim varsa onu çekmeye çalışıyorlar anlaşılan..

Zaten CHP, TKP, İP, ADD, ÇYDD hazır birlik!

Birilerinin derdi üzüm yemek mi, yoksa bağcıyı dövmek mi? Sureti haktan gözükerek kavga çıkarmak mı? Meşru hedeflere, meşru yöntemlerle ve meşru yollardan gidilir..

Kem alat ile kemalat olmaz!

Haziran ayında tek yapacakları eylem bu değil. Başka yollar da deneyecekler.. Ellerinden geleni arkalarına koymayacaklar.. Hedeflerinde AK Parti ve Erdoğan var.. Aslında bu kişi ve kurumun şahsında Anayasa değişikliğinin engellenmesi, barışın engellenmesi ve Ergenekoncuların kurtarılması var.. Bu 28 Şubat’ın intikamıdır. Çünki bıçak kemiğe dayandı.. Bir şekilde Erdoğan’ın durdurulması ve AK Parti iktidarının işbaşından uzaklaştırılması lazım..

Bu eylemlerin arkasındakilere de bakmak gerek. İsrail mesela. Mesela ABD’deki Yahudi Lobisi, Fransa’daki laikçi çevreler.. Alman ve İngiliz holiganlar!

Peki, yarın AK Parti, Taksim Kışlası’na destek için kendine oy verenleri Taksim meydanına çağıracak olursa, oraya gelecek olanların iradesini yok mu sayacaksınız..

Şunu da bir kenara not edelim, haklı olmak, başkalarına haksızlık etme hakkı vermez.

Hürriyet’in, “Türkiye’ye gitmeyin” başlığı ve Le Monde Türkiye muhabirinin gazetesine gönderdiği Türkiye ile ilgili yorumlar, bir tesadüften mi ibaret aceba! Yoksa “Topyekun savaş”ın yeni işaret fişeği anlamına gelen aynı maksada hizmet eden aynı çizgide bir başka manşet mi?

Selâm ve dua ile..

YENİ AKİT