HAKSÖZ-HABER
Özgür-Der 2022-2023 Aylık Paneller Serisinin üçüncü oturumunda “Toplumsal Yozlaşma Tehdidi ve Ailenin Önemi” başlığı ele alındı.
Murat Ayar’ın yönetici ve Ramazan Kayan ile Kenan Alpay’ın konuşmacı olduğu programda aile mefhumuna ilişkin güncel sorunlar ve geçmişten gelen örnekler tartışıldı.
Murat Ayar, televizyon dizilerinden sahne sanatçılarına kadar kapitalizmin her unsuruyla aileyi hedef aldığını ifade ederek, bireyselleşmenin insanları Matrix filmindeki gibi makinayı besleyen piller haline getirdiğini söyledi.
- Ailelerin hedefi cennet olmalı
Ramazan Kayan, aileyle ilgili bozulmaların yeni başlamadığını ifade ederek ilk ailenin cennette kurulduğunu ve şeytanın yasak ağaç konusundaki yönlendirmesiyle ilk bozulmanın yaşandığını hatırlattı.
Zaman ve mekan ne olursa olsun insanın olduğu her yerde günah ve hata olduğunu vurgulayan Kayan, bunun yanında sıkıntılar karşısında ye'se düşülmemesi, yasak ağaçtan bile yense umutsuzluğa düşmeyip tövbe edilmesi gerektiğini söyledi.
Kayan, “Evliliklerde, aile inşasında hedef cennet olmalıdır. Evlilik cennete nasıl taşınır, sonsuzluğa nasıl yansır; bu hesaplanmalıdır. Seçilen eş aileyi cennete nasıl taşıyacak, bu düşünülmelidir.” ifadelerini kullanarak, böylece aile sorunlarının daha hafif olacağını, işin sonunda hedef cennet olduğunda sıkıntıların görmezden gelineceğini bildirdi.
Hedefin cennet olmadığı durumda tüm beklentinin bu dünyada olduğunu ve bu yüzden insanların evliliği yürütmede zorlandığını söyleyen Kayan, günümüzde herkesin şikayetçi olduğunu, kimsenin sabretmediğini ve şükretmediğini kaydetti.
“Hayatı dünyadan ibaret sandığımız için tüm sıkıntılar gelip bizi buluyor. Her şeyi getirip sevgiye dayandırıyoruz ama sevgi sorunları çözmüyor. Neredeyse sevgi dininden bahsediliyor. Aşk diyoruz, peki aşkınlık nerede?” diye konuşan Kayan, oysa dünyadaki evliliğin cennete taşınacak olan evliliğin provası olması gerektiğini söyledi.
- Dünyevileşmeye karşı sadeleşme
Kayan, dünyada boşanmanın en az olduğu toplumun yüzde bir ile Filistin olduğunu ifade ederek, bunun insanlara öğretilen en büyük boşanma sebeplerinden birisinin ekonomi olduğu iddiasıyla tezat olduğunu vurguladı.
Gomofobi diye bir kavramın ortaya çıktığını bildiren Kayan, bunun aile kurma korkusu olduğunu ve ileride ailelerin de yok olması gibi bir sıkıntının olabileceğini aktardı.
Kayan, “Aileyi korumak ve kurtarmak istiyorsak 'Nefsinizi ve ehlinizi cehennemden koruyun' ayetini temel almalıyız.” diyerek, Allah’a ve ahiret gününe iman edenlerin ancak evliliğin hakkını verebileceğini söyledi.
Her namazda okunan Salli-Barik dualarını hatırlatan Kayan, Müslümanların her namazda “Muhammed ve ailesini” ve “İbrahim ve ailesini” selamladığını anımsattı.
Sorunsuz bir aile ve sınavsız bir evliliğin olmadığını hatırlatan Kayan, “Evliliklerimizde takva ve Allah rızası işin neresinde buna bakmalıyız.” dedi.
Dünyevileşmenin tüm sorunların bir göstergesi olduğunu belirten Kayan, buna karşı sadeleşmeye yönelinmesi, Hz Peygamber’in hayatındaki sadeliğin örnek alınması gerektiğini anlattı.
Kayan, Hz Peygamber’in, eşlerinin dünyalık talepleri karşısında bir ay kadar evini terk edip mescitte yaşadığını da hatırlattı.
- Müminler birbirlerinin velileridir
Kayan, iyiliği emredip kötülükten men etmenin sanki artık cari olmayan bir hüküm olarak ele alındığını ifade ederek, bu ihmalin geçmiş kavimlerin helakına sebep olduğunu söyledi.
“Müminler müminlerin velileridir, birbirimize karşı olan duyarlılığımızın zor günlerde tecelli etmesi gerekiyor, aksi takdirde kardeşliğimizi nasıl ispatlayacağız?” diyen Kayan, maalesef buna rağmen yakınlarımızın sıkıntılarının karakola ya da mahkemeye intikal ettiğinde öğrenildiğini aktardı.
Kur’an’da “evlenin” değil “evlendirin” emrinin bulunduğunu hatırlatan Kayan, bazı ülkelerde evlenen gençler için evlilik bursu olduğunu, Türkiye’de de bekar öğrenciler için öğrenci evi olduğu gibi evliler için de bir öğrenci evi standardı olabileceğini söyledi.
Evliliğin rekabet değil refakat için yapılması gerektiğini ifade eden Kayan, “Evlilik bir iktidar mücadelesi değildir, bir mutabakat ve muvafakat üzerine kurulu merhamet temelli ve hesap günü kaygısı güden bir evlilik olmalı. Evlilik hukukla başlar, ahlakla devam eder.” dedi.
Zor bir sınavda olunduğunu hatırlatan Kayan, bu sınavda verilebilecek en önemli örnekliğin Müslümanların kendi örnek yaşantıları olduğunu ve buna dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
- Zayıflama-bozulma ilişkisi
Kenan Alpay ailelerde bozulmanın neden yaşandığı üzerine düşünülmesi gerektiğini söyleyerek, geleneğin neden bozulduğunun, akışın neden kötüye doğru olduğunun sorgulanması gerektiğini söyledi.
Müslümanların zayıflamasıyla beraber itikada ve ibadetlere olan ilginin de azaldığını aktaran Alpay, Batı lehine değişen dengeler karşısında Müslümanların dine dair bir takım vesveselere kapıldığını söyledi.
Rum Suresinde geçen “Sen yüzünü hanif olarak dine çevir ki Allah’ın yaratmasında bir değişme söz konusu değildir, dosdoğru din işte budur fakat insanların çoğu bilmezler” ayetini hatırlatan Alpay, “Her çocuk fıtrat üzere doğar, çocuğu anne ve babası Hıristiyanlaştırır, Yahudileştirir ya da Mecusileştirir. Tıpkı hayvanın doğurunca, azaları tam olarak yavru doğurması gibi. Siz kesmezden önce, kulağı kesik olarak doğmuş hayvana rastlar mısınız?” hadisini de okuyarak, ailelerin çocuklar üzerindeki etkilerinin önemine işaret etti.
Çocuklar üzerine ihtimam göstermek deyince akla beslemek, giydirmek gibi fiillerin geldiğini söyleyen Alpay, evlilik konusunda da tüm planlamanın düğün, eşya, altın gibi konular etrafında oluştuğunu ifade etti.
“Oysa en önemli unsur o evliliği ayakta tutacak ahlak, sabır ve sevginin çocuğun bünyesinde inşa edilmesidir.” diyen Alpay, çok güzel davetiyelerle gidilen çok güzel düğün salonlarında kurulan evliliklerin kısa süre içerisinde çatırdağını vurguladı.
- Hz Muhammed’in ailesi örnek alınmalı
Boşanma dışında da ailelerin sorunlar yaşadığını açıklayan Alpay, evlerde huzur ortamının bulunmadığını bildirdi.
Çocukların evlilik öncesinde talim edilmesi gerektiğinin altını çizen Alpay, iyi öğrencilerin, iyi mühendislerin, iyi avukatların ailelerce yetiştirildiğini fakat iyi karı-kocalara dikkat edilmediğini söyledi.
“Hiç kimse dizi izlemek, sosyal medya kullanmak, AVM’lere kuyruğa girmek ya da sahillere gitmek zorunda değil, içimizdeki zaaflar dolayısıyla bunların kapısına sıralanıyoruz.” diyen Alpay, ailelerin fitneyi yer yüzünden silip atacak bir donanıma sahip olması ve Hz İbrahim, Hz Muhammed ya da İmran ailelerini örnek almaları gerektiğinin altını çizdi.
“Çocuklara, sevmenin Allah’a kulluğun bir parçası olduğunu öğretmemiz gerekiyor. Seven insan affediyor, seven insan mazur görüyor.“ diyen Alpay, çocuğun eğitimine ve işine gösterilen dikkat kadar onun ahlakına, ilişkilerine ve ailesine de dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.
Alpay, aile içi sorunların avukat aşamasına gelince öğrenildiğini, saklanan sırlar sebebiyle birlikteliğin gözyaşı içerisinde sona erdiğini söyleyerek, buna karşı Mümin erkek ve kadınların birbirlerinin velileri olduğunu hatırlattı.
Gençlere eş adayı ve evlilik ile ilgili tavsiyeler verme noktasında ailelerin yetersiz davrandığını bildiren Alpay, “Evlilikte kararı kendi kendine veren gençler işin sonunda boşanmada da kararı kendileri veriyorlar.” dedi.
“Normal şartlarda baba aile ve çocuğa örnek olmalı, kavvam olarak şekillendirmeli.” diyen Alpay, babanın evde cemaatle namaz, akraba ziyaretleri, komşularla ilişki kurma, mezarlıklara gitme gibi konuları teşvik etmesi gerektiğini vurguladı.
- Çözüm psikologlarda değil
Evliliğe dair şartların konuşulurken durumu kolaylaştıracak çözümler üretilmesi gerektiğini anlatan Alpay, “Anne-baba ile aynı evde niye oturulmasın? Niye aynı evlerde daha kalabalık kalınamasın? 30 sene önce böyle idi. Oysa şimdi evlerimiz de o eski evlerimizden daha iyi. Yine de evlerin içinde geçinemez hale geliyoruz. Dubleks evlerde bile anne-baba ile oturamıyoruz.” dedi.
Ailelere dair çözümün psikologlarda, yaşam koçlarında aranmaması gerektiğini belirten Alpay, aile içi ilişkiler noktasında yakın akrabaların birliği beraberliği meselesini tekrar tekrar düşünmek gerektiğini vurguladı.
”Aile kurulurken hayırda yarışan bir model organize etmek gerekiyor, yoksa yabancılaşmanın kapısını açmış oluruz.” diyen Alpay, bu durumda kaybedenler kulübünün kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Dizilerden televizyon programlarına kadar tüm yayınların bomba gibi hayatlarımızda yer aldığını söyleyen Alpay, bunların Allah’ın men ettiği her türlü kötülüğe sevk ettiğini aktardı.
Alpay son olarak “Hiçbir baba çocuğuna güzel ahlaktan daha kıymetli bir miras bırakmamıştır.” hadisini okuyarak, “Eğer birbirimizi seviyor ve evliliği cennetle taçlandırmak istiyorsak evimize mutlaka ibadet, ahlak, sadaka, namaz, iyilik, güzellik taşımalı, evimizden de akraba ve dostlarımıza yine bunları götürmeliyiz.” dedi.
Fotoğraf: Hüseyin Melih Benli