Toplumsal Gerçekliği Dikkate Almadan Yasa Yapmak Sadece Kaos Doğurur!

Hükümetin çıkartmaya çalıştığı “Cinsel İstismar Yasası”nın Türkiye’nin toplumsal yapısını dinamitlemeye aday olduğunu söyleyen Sema Maraşlı dikkat çekici uyarılarda bulunuyor. 

Hükümetin cinsel istismarı önleme, kadınlara yönelik baskıları-saldırıları engelleme görüntüsü altında feminist çevrelerin tazyikiyle çıkartmaya çalıştığı yasaların Türkiye’nin toplumsal yapısını dinamitlemeye aday olduğunu söyleyen Sema Maraşlı dikkat çekici uyarılarda bulunuyor. 

Sema Maraşlı’nın söz konusu yazısı şöyle:

AK Parti’nin İntihar Kanunu

Ak Parti hükümetinin hazırlayıp meclise sunduğu “Cinsel İstismar Yasa Tasarısı” memlekette büyük bir kaos çıkaracak ve Ak partinin de kendi sonunu getirecek gibi duruyor.

Basına sanki tecavüzcülere ağır cezalar getiriliyormuş gibi sunulan tasarı aslında bakan Recep Akdağ’ın iki gün önce açıkladığı gibi aslında “erken evlenenlere savaş açma” kanunu bu.

Recep Akdağ söyle diyor:

18 yaş altını her halükarda önemli bir yaş kabul ediyor ve ağır cezalar veriyoruz. 12-15 yaş arasındaki cezaları ağırlaştırmamızın sebeplerinden birisi de çocuk yaştaki evlilikleri engellemek. Hakimlere somut vakaya göre hareket edecekleri bir kanun metni vermek lazım.” demiş.

Yani gerçek tecavüzcülerle pek bir dertleri yok, görüldüğü gibi, bütün dertleri 18 yaş altı evliliklerle. Erken evlenenler bir ümit geçmişe yönelik af beklerken hükümet erken evlenenlere savaş açan tasarı ile geldi, aftan hiç bahsedilmiyor.

Şu anda Bakanlar Kurulundan geçen, mecliste milletvekillerinin oyuna sunulan taslakta tehlikeli maddeler:

Erken evlenmek anayasal bir suç sayılıyor: Çocuğa cinsel istismar suçunu (erken evlilikler de ) içinde 657 devlet memurları kanununa da eklemişler ve “Anayasal düzene ve bu düzene karşı işlenmiş suçlar kapsamına almışlar.” Yani bir kişi 18 yaş altı evlendiyse anayasal düzene karşı gelmiş sayılacak ve en ağır şekilde cezalandırılacak. Ayrıca hangi yaşta olursa olsun bir erkek bir kızın “beni taciz etti” (tecavüz olması da gerekmiyor( iftirasına uğrarsa o da bu kapsama giriyor. Erkeğin kendini aklaması da zor zira kızın beyanı esas olacak, delil aranmayacak.

Erken evlenenlere ve cinsel istismar iftirasına maruz kalanlara devlet kapıları kapanıyor: Tasarıda birinci maddeye göre 657 nolu Devlet kanunlarında düzenleme yapılarak 18 yaş altı ile ister rıza olsun ister olmasın hüküm giyenler devlet memuru olamayacak eğer devlet memuru işten atılacak ve cezaevinden çıktıktan sonra da devlet memuriyeti görevine dönemeyecek. Devlet erken evlenenlere kapıları kapatıyor.

Esnaflık kapıları da kapanıyor: Erken evlilikten hüküm giyenler çıktıklarında çocukların gelip gittikleri iş yerlerinde çalışamayacaklar ya da böyle bir iş yeri açamayacaklar. Hangi iş yerleri bu kapsama girecek henüz belirlenmemiş bunu Aile Bakanlığı belirleyecekmiş.

Bu kanunlar gerçekten tecavüzcüleri kapsasa tamamen yerinde zaten onlar hapisten de çıkmasın mümkünse fakat bakanlığın açıklaması ile 10 yıl içinde beş yüzbine yakın erken evlenen olduğunu düşünürsek bu genç evlilere büyük bir zulüm olur.

Zaten bir hükümetin evliliği ve tecavüzü bir tutup aynı kanunlarla cezalandırması ona ayıp olarak yeter.

Cezalar ağırlaştırılıyor: Şu anda ki mevcut kanunda 12-15 yaş arası rıza ile ya da zorla birliktelik hepsi aynı görülüyor ve tecavüz sayılıyor. 12-15 yaş arası kızın birlikte olduğu erkeğe 8-15 yıl arası ceza veriliyordu. Bu kanun teklifine göre 12 yaştan itibaren mesela 15 yaşını doldurup 16 ya girmemiş bir kız dini nikahla gönüllü olarak evlilik yaptığında kocası 20 yıldan 40 yıla kadar hapis cezası alacak. 20 yılın altı ceza olmayacak.

15-18 yaş arası rıza ile birliktelik ya da evliliklerde ceza süresi ile ilgili bir açıklama göremedim orada önceki kanun geçerli olacak herhalde bakanın ifadelerinden anladığım kadarıyla.

15-18 yaş arası evliliklerde 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası var. 18 ine girmiş bir kız 19 dan gün almamışsa erken evlilik sayılıyor ve kocasına 5 yıla kadar hapis cezası alacak.

Bakan Akdağ bir de bu cezalarla övünüyor “Bu kanunlardaki kadar ağır cezalar hiçbir Avrupa ülkesinde yok” diye. Övünmek yerine bir sorgulasaydınız sayın Bakan, iyi bir baksaydınız neden acaba? Günümüzde 14 yaş üstü cinsellik tüm dünyada yaygın olduğu için bu devlet adamlarının, hayatın gerçekliğinden haberleri olduğu için, vatandaşını toplayıp toplayıp hapse atmak istemediği için olabilir mi acaba?

Avrupa ülkelerinde evlilik yaşı 18 fakat başta Almanya olmak üzere pek çoğunda 14 yaş reşit yaşı kabul ediliyor ve rıza ile olan cinsel ilişkilerde iki tarafa da bir ceza yok.

Sırf erken evliliği bitirmek için ( muhafazakar görünen bir partide bu ne evlilik düşmanlığıysa) erken evlenenlere; hırsızlara, katillere verilen cezalardan ağır cezalar vermeyi başararak Batılıları bile şaşırtacaksınız.

Biz Müslüman bir ülkeyiz ve dini nikah diye bir gerçekliğimiz var. Ve özellikle Roman vatandaşlarımız ve Doğu’daki vatandaşlarımız arasında erken evlilik yaygın. Sizler eğer vatandaşına değer veren insanlar olsaydınız bu gerçekleri görmezden gelmez, Batı’da bile olmayan cezalar getirdik diye övünmezdiniz. Avrupalılar kendi insanına değer verir, maalesef ki bizim insanımızın değeri yetkililerce pek anlaşılmaz.

Sayenizde Batı kanunlarına özenir olduk. Bizim Batı’dan yüzyıl önce alınmış oradan buradan derlenip toplanmış kanunlarımızdan sonra onlar, değişen şartlara göre bizim aldığımız o kanunlar üzerinde kaç kez değişiklik yapmışlar, biz ise hâlâ onların yüzyıl önceki kanunlarını uyguluyoruz. Gerçi kendi yaptıklarınız daha korkunç kanunlar (6284, ömür boyu nafaka…) Bir zahmet biz kanun yapmayalım Batı’nın yeni düzenlenmiş kanunlarından alalım, en azından onlarda daha az zulüm var.

Erkekler her halükarda suçlu kabul ediliyor: Kızların beyanı esas alınacak fakat kız “benim rızam var” dese bu beyan cezaya engel olmayacak. 18 yaş altı kız bir erkeği “cinsel istismarla” suçlarsa kızın beyanı “doğru kabul edilecek” delil aranmadan erkek mahkum olacak fakat kız “ben rızamla dini nikahla evlendim şikayetçi değilim” dese “sen çocuksun bilemezsin2 deyip devlet cezayı kesecek. Bu da çok ilginç. Erkeği mahkum etme durumu varsa beyan gerçek, yoksa beyanın bir değeri olmayacak.

Ayrıca 14 yaş üstü rıza ile olan evlilikler suçsa neden ceza sadece erkeklere veriliyor?

Şu an erken evlilikten kocaları hapis yatan kadınların çoğunun kocası evlendiklerinde 18 yaş altı. Kızlar da 14- 15, erkekler de 16, 17 gibi. Fakat kızlar mağdur sayılıyor erkekler suçlu. Çok ilginç. Adalet ne ara bu hale geldi! Evet övünebiliriz bu haksızlık hiçbir Batı ülkesinde yok.

18 yaş altı evliliklerde hükümet yetkililerimiz kadın bedeninin evlilikte cinsellikle kirlendiğini düşünüyorlar galiba ki kızlara ceza vermiyor ama erkeklere ceza veriyorlar. Kızların cinsellikten zevk almadığını ve erkek tarafından istismar edildiğini düşünüyorlarsa bakanların ve vekillerin acilen bir cinsel eğitim dersi almalarını tavsiye ederim.

Bir de internette 18 yaş altı kızların sosyal hesaplarına baksınlar. Büyük çoğunluğun sevgilisi var. Eskidenmiş kızlar cinsellik hakkında bir şey bilmez, evlendiklerinde bile bir şey anlamazlarmış. Bizim vekiller orada kalmış galiba.

14 yaş üstü kızlar eminim vekillerin bildiğinden daha fazla cinsellikle ilgili bilgi sahibidirler. Ne de olsa muhafazakar bir hükümetimiz var ve eşcinsel porno da dahil ülkemizde porno serbest. Her yaş çocuk izleyebilir. Cinsel istismarları azaltmayı hedeflemiş olsaydı hükümet, öncelikle çocukları korumak için internette pornoyu yasaklama gibi adımlar atardı. Zinaya götüren bütün yollar serbest fakat günaha girmeyelim evlenelim dese gençler, hükümetin sopası tepelerinde olacak.

18 yaş altı serbest cinsellik yaşayan gençler, kızlar sevgilisinden ayrılıp şikayet etmediği sürece bu kanundan zarar görmeyecekler, fakat erken evlenenler her halükarda zarar görecekler.

Cinsel istismar merkezleri kuruluyor: Cinsel istismar şikayetlerinde mağdurun ifadesi adliyede değil, cinsel istismar merkezlerinde alınacacakmış. Bu merkezleri Sağlık Bakanlığı kuracak ve bir savcı nezaretinde uzmanlar olacakmış. Savcı soruyu uzmanlara soracak, uzmanlar mağdura soracakmış ve ifade tek seferde alınacakmış. Sebep mantıklı. Mağdurun olayı hem adliyede hem hastanede tekrar edip yıpranmaması için “eğitimli kişilerin çalıştığı bir merkezde ve tek seferde olması” iyi olur.

Sadece zorunlu görülen durumlarda ikinci kez alınabilecekmiş. Bir de mağdurun mahkemede de olsa fail ile karşılaşma durumu hiçbir şekilde olmayacakmış.Gerçek bir taciz ve tecavüzde mantıklı. Fakat ya iftiraysa. İfadenin bir kere alıp bir daha değiştirilmesinin zorlaştırılması büyük problem.

Bu yasa sadece erken evlenenleri ilgilendirmiyor, herkesi ilgilendiriyor: 18 yaş altında bir kız, cinsel istismar iftirası atarsa kızın beyanı esas olacak. Yani her yaşta ve her meslekte erkek bu yasadan dolayı zarar görebilir.

Geçen haftalarda Aile Bakanlığı açıkladı: Bakanlığın şikayet hattına bir ayda gelen 4 bin şikayetin 1000 i cinsel istismar şikayeti olduğu ve bunları 985 inin iftira olduğunu 15 in gerçek çıktığını bakanlık kendi açıkladı. Kız iftirayı attı, ifadenin değişmesi zor olunca mazlumun kendini aklaması zorlaştırılmış olacak.

Yine geçenlerde olduğu gibi kız sevgilisinden hamile kalıyor, babası hamileliği fark edince kendi sevgilisini korumak için onunla hiçbir ilişkisi olmayan bir delikanlının adını verince babası delikanlıyı öldürdü. Sonra gerçekler ortaya çıktı. Kız hamile olmasaydı sadece zorla benimle birlikte oldu deseydi hiçbir zaman gerçekler ortaya çıkmayacaktı.

18 yaş altı kız bir erkeğe iftira attı, sonra vicdanı elvermedi, ifadesini değiştiremeyecek, sebep belki zorla ikna edilmiştir bahanesi ile. Karşıdaki erkeğin masum olma ihtimali, tecavüzcü etiketiyle ömür boyu yaşama, iş bulamama gibi mağduriyetler yaşaması önemli değil ne de olsa erkek. Her halükarda suçlu.

Sonra kız ve iftira attığı kişi hiç karşı karşıya gelmeyecek. Belki kişi kıza bazı sorular sorup masum olduğunu ispat edecek. Masumlara bu kapı da kapalı.

Bir de kanunlarımızda iftiranın cezası yok. Böyle bir kanun çıkarmaya çalışıp iftira atanlara ağır ceza getirecek bir kanun olmaması, iftiranın yaygınlaşmasından başka bir işe yaramaz.

Feministler hukuk okumadan hakim-savcı olacaklar!: Tasarıda şöyle bir madde var. “…Düzenlenecek standartları sağlamaları halinde üniversiteler bünyesinde kurulan merkezlerde de bu hizmetlerin sunulabileceği düzenlenmektedir. Bir çok üniversitede çocuk koruma merkezleri ve kadın araştırma merkezleri gibi merkezler bulunmaktadır.” Diyor ve standartları sağlama halinde bu merkezlerde cinsel istismara uğradığını beyan eden kişinin ifadesinin alınmasının faydalı olacağı bildiriliyor ve sebep şöyle açıklanmış: “hizmetten yararlanma ağının genişlemesine katkı sağlayacaktır”

Demek ki yetkililerimiz bu kanundan sonra şikayetlerin artacağını öngörerek hizmet ağını genişletme derdine de düşmüşler.

Şöyle de bir gerçek var ki üniversitelerin kadın merkezlerindeki kadınların çoğunluğu feministtir ve böylece cinsel istismar davaları feministlere havale edilmiş oluyor.

Savcılar şikayette bulunan kişiye doğrudan soru bile soramayacak, bu feministlere sorularını bildirecekler, onlar da artık o soruları nasıl yönlendirerek sorarlarsa ona razı olunacak ve aslında ceza kararını da oradaki feministler vermiş olcak; çünkü raporu da onlar düzenleyecek. Geldiğimiz günlere bakın hukuk okumayanlar başımıza hakim olacak. Zaten bu memlekette feministsen her şeysin demektir.

Sağlık kuruluşları ve okullar ajanlık yapmak zorunda kalacak: 18 yaş altı hamile olduğu anlaşılan gerek erken evlilik yapmış gerek de evlilik dışı birlikteliklerde hamile kalanlar bir sağlık sorunu ile hastaneye başvurdu ise onun hamile olduğunu anlayan doktor ve hastane başhekimi eğer bu hamilelikleri bildirmezlerse hapis cezası ile karşı karşıya kalacaklar. Hamilelik yoksa da doktor 18 yaş altı kızın evlendiğini fark ederse bildirmek zorunda. Yoksa cezası var.

Komşular ajanlık yapmak zorunda kalacaklar: Aile Bakanlığı risk haritası oluşturacakmış yani erken evliliğin çok olduğu bölgelerde ev ev dolaşıp iz sürecekmiş. Komşunun komşuyu ihbar etmesi teşvik edecekler belli ki.

Öğretmenler ve okul idarecileri için de aynı hüküm geçerli. Onlar da 18 yaş altı bir öğrencinin cinsel ilişki yaşadığını bildirmezlerse hapis cezası alacaklar.

Bu kanun pek çok iftira ve kaosu da beraberinde getirecek: Mesela herhangi bir sağlık kuruluşuna ya da bir okula gıcığınız var. 18 yaş altı rahat cinsellik yaşayan bir genç kız gönderin ve hekime ya da öğretmene biriyle cinsel birliktelik yaşadığını söylesin fakat sonra da bunu kimseye söylememesi konusunda yalvarsın ya da anlatmadan önce anlatacaklarını kimseye söylemeyeceği üzerine söz verdirsin.

O kişi bu sözünü tutsa şikayette bulunmasa kız ya da bir yakını gidip şikayet etse bitti artık o okulun ya da hastanenin haysiyeti, saygınlığı… Medyadan günlerce inmez. Cinsel istismarı örten, yardım yataklık eden… lar diye…

Kanun taslağında medya ile ilgili de bir madde var. Sadece mağdurun ve ailesinin isimleri gizli kalacak, cinsel istismar haberlerinin yayınlanmasına yasak gelmeyecek. Oysa pek çok Avrupa ülkesinde cinsel istismar haberleri yayınlamak yasak. Bizde yasak değil çünkü biz onlardan daha ilerdeyiz!

Diyelim hekimler, öğretmenler, herkes ajan kesildi ve cinsel istismar merkezlerine bildirdi. Ne olacak? Olaya hemen adliye dahil olacak ve o kız o kişiyle erken evlilik yapmışsa kocası en az 20 yıl hapse atılacak, evli değilse yine erkeği hapse atarak kızın evlenme ihtimalini ortadan kaldıracaklar. Hamile kızı korumasız ortada bırakacaklar. Belki ailesi de yüz çevirecek.

Bu mudur kadını çocuğu korumak! Ortada kalan kızları maddi manevi sıkıntıda bırakıp ona buna el açacak durumda bırakmak, bu mudur devletin koruması! Yazıklar olsun böyle bir kanun maddesini meclise getirenlere!

Cinsel istismara uğrayanlara iş kapası açılıyor: Hazırlanan mağdur hakları kanununda cinsel istismara uğrayanlara devlet kapıları açılıyor. Bu da çok suistimale açık bir kapı. “İstismara uğrayan kişi KPSS memurluk sınavına girmeden memur olabilecek” deniyor. Bu da vatandaşı “at iftirayı gir işe” teşviki galiba. KPSS gibi kazanması zor bir sınavı bir iftira ile atlatacağını bilmek vicdanı ve cüzdanı arasında bırakmak değil midir kadınları.

İş imkanının tek olumlu tarafı, erken evlendiği için kocası hapse girecek kadınlar için iş kapısı olacak çünkü çok fazla maddi sıkıntı içindeler fakat bu hanımların çoğunun bakmak durumunda oldukları küçük çocukları var. Eh hükümetimiz herhalde onu da düşünür bu kadınları bu kadar düşündüğüne göre!

“Erkekler de İnsan Sayılsın” yazımda konu edindiğim 657 de yapılacak bir değişiklikle erkekler kadın beyanı ile evden atıldıkları gibi iş yerlerinden de atılacaklardı, düzenleme yapılıyordu sevgili hükümetimiz o kanunu da çabuk çıkarsın da gitmeden eksik bir şey bırakmasınlar. Arkalarından rahmet okuyan çok olsun!

Cinsel istismar kanunun genel gerekçesi “Her çocuk doğası gereği masumdur” diye başlıyor.

Evet her çocuk masumdur fakat kaç yaşına kadar çocuktur? Onlar 18 yaşını doldurana kadar çocuktur diyorlar.

14-18 arası gençlik yaşını yok edip 18 yaş altını çocuk kabul etmek başlı başına bir problem. 18 yaş altının yaptığı her şey doğası gereği masumluk ilkesine dahil midir? 18 yaş altı genç, bir terör örgütüne dahil olduğunda da masum mudur? Ya da devlet aleyhine çalıştığında.

18 yaş altı cinayet işlediğinde de o zaman masum karinesi işlesin. Ayrıca bu masumluk neden 18 yaş altı kızları kapsıyor da erkekleri neden kapsamıyor.

“Erkekler insan sayılmaz, biz 18 yaş altı kızlar masumdur” diye kabul ediyoruz diyorlarsa bunu kanunda da açıkça belirtsinler. Yoksa da 18 yaş altı erken evlilikten yatan binlerce erkek çocuğu masumluk ilkesi aleyhine hareket edildiği için dava açsınlar.

18 yaş altını masum çocuk kabul etmeniz tam da 18 yaş altındaki gençlere zarar verecektir. Eskiden beri kan davalarında 18 yaş altına cinayet işlettirilir ki cezası az olsun diye. Bu kanunlarla iyice zihinlere işleyen 18 yaş altının çocuk sayılması 18 yaş altının pek çok terör ve devlet aleyhine işlenecek suçlarda kullanılması demektir.

Kanuni haklar olarak 18 yaş altı kişiler yetişkinlerden farklı, okuma, çalışmama, gibi hukuki haklara sahip olabilir fakat sorumluluk olarak 14 yaş itibari ile genç sayılmalı ve yaptıklarının sorumluluğun alabilmelidir ve kanun önünde de kız erkek 14 yaş itibari ile genç ve sorumlu sayılmalıdır.

Almanya ve pek çok Avrupa ülkesinde olduğu gibi 0-14 yaş çocuk, 14-18 yaş genç sayılmalıdır. Madem Batı’yı örnek alıyoruz.

Ak Parti giderayak, bana göre bu kanunlardan ve kanunların getireceği kargaşadan sonra, 2019 seçimlerini kazanması mümkün görünmüyor. Neden seçime bu kadar az kala bu intihar kanunları çıkarılıyor acaba?

Neden benden başka hiç kimse sesini çıkarmıyor?

Yalakaları anladık, onlar menfaat hesabı yapıyor.

Feministleri anladık, onlar Avrupa fonundan besleniyor, bu kanunlar çıkacak diye mutluluktan ağızları kavuşmuyor.

Peki pek çok dini vakıf ve dernekler var, onlardan neden bir uyarı bir açıklama bir ses yok? Neden bu zulümlere sesiz kalınıyor? Hükümetin yanlışlarına sessiz kalınarak onlara da iyilik edilmiyor bu memlekete de. Dost hatayı söyleyendir.

Dini vakıf ve derneklerin bol bol cuma mesajı ve okumaları paylaşan dindar hanımları nerede? Niye toplumsal konulara bu kadar uzaklar? Bizim dinimiz bunu mu emrediyor?

İmansız feministler memleket idaresini yönlendiriyor, onların arzularına göre kanunlar çıkıyor. Bizim dindar hanımlarımız nerede? İlla pislik ailelerine bulaştığında mı sesleri çıkacak?

Yoksa onlar da mı kadını yüceltmek için erkeği aşağılayan, baştan suçlu ilan eden, bu feminist zihniyetten memnun? Yoksa başımızdakiler muhafazakar görünüyor diye uykudalar mı?

Bu memleketin insaf sahibi Müslüman hukukçuları nerde?

Bana mı kalmalıydı bu yazıları yazmak? Yoruldum artık.

Hadi çıkın deyin ki yanlış yazıyorsun, haksızlık ediyorsun. Diyemezsiniz gerçekler bu çünkü. Siz neden suskunsunuz? Neden korkuyorsunuz? Hukukçuların yüzlerce derneği var. Birlik olup hükümete yanlış yapıyorsunuz, bu kanunlar memlekette huzur bırakmaz diye açıklamalar neden yapılmıyor?

Siz hekimler! Bu kanunlar sizi yakacak en çok. Ne oyunlara geleceksiniz ne iftiraların altında kalacaksınız. Haber verseniz bir dert, haber vermeseniz bir dert. Haber verseniz belki bireysel düşmanlıklarla zarar göreceksiniz, haber vermeseniz devlet ensenizde, feministler ensenizde olacak.

Şu anda bile kaç sağlık çalışanı iftiradan hapis yatıyor. Siz hâlâ susacak mısınız?

Memurlar, Öğretmenler, Akademisyenler! Sizler de bir ses verin, zulme dur deyin. Hepiniz risk altındasınız.

Ve meclise halkı temsilen giden Sayın Milletvekilleri!

Bu kanun sizlerin oyu ile kabul edilecek. Sizlerin de evlatlarınzın, torunlarınızın başına gelebilir. Zina yapmak istemeyip evlenmek için 18 yaşını beklemek istemeyen yakınlarınız olabilir. En yakınlarınız için de bu ağır cezalara razı mısınız?

18 yaş altı bir kızın iftirasına siz de maruz kalabilirsiniz. Meclis odanıza “bir derdim var” diye girip “taciz etti” diye çıkabilir. Cinsel birliktelik olmasa bile taciz etti dese en az 8 yıl cezası var. Kendiniz için de razı mısınız bu cezalara?

İnsan yaptığından mesuldür ve onunla imtihan olur. Bu vatanın evlatları için layık göreceğiniz kanunlardan önce siz ve evlatlarınız imtihan olabilirsiniz. Masumken tecavüzcü damgası yemenin, suçsuzken hapis yatmanın, çıkıp iş bulamamanın utancını ve acısını kendiniz ve evlatlarınız için istemezseniz bu vatanı evlatları için de istemeyin.

Bu yasayı onaylarsanız, bu millete ve zulmü affetmeyen Rabbimize bu kullandığınız oyun hesabını veremezsiniz.

Erken evlenenler sizlerden geçmişe yönelik af bekliyor, yürekleri pırpır ederek.

Bundan sonrası için de erken evlilik olmasın diye istiyorsanız bunun yolu asla böyle bir kanun olamaz. Daha insaflı, daha gerçekçi ve daha adaletli olmalı.

http://www.cocukaile.net/cinsel-istismari-oylayacak-milletvekillerine/

http://www.cocukaile.net/bu-kadinlarin-cigliklarini-duyun/

http://www.cocukaile.net/erken-evlilige-karsi-olan-hukumet-erken-zinaya-da-karsi-mi/

http://www.cocukaile.net/18-yas-kurnazligi-ve-almanya-cozumu/

http://www.cocukaile.net/erken-evlenenlere-ozgurluk/

Yorum Analiz Haberleri

Ekran karşısında beyni çürüyen bir nesil...
Mimaride insani saiklerin yerini; kârlılık ve verimlilik aldı...
Siyonist çeteye karşı direnişle geçen bir yıl...
“Devrimci zihniyet ahlâkını kaybederse her şeyini kaybeder”
Esed sonrası Suriye: Katar-Türkiye Doğal Gaz Hattı artık hayal değil