Toplumsal Düzen İçin Arayışlar: Semboller ve Simgeler

Unutulmamalıdır ki cahiliye devri de, Pagan Kültürü de, bugünün Batı dünyası da sembol ve simgeleri üzerinden geçmişini diri tutmaya çalışmıştır, çalışmaktadır.

Ömer Faruk Karagüzel’in yorumu:

Belli anlam, kavram, düşünce ve inançları, kısa ve çarpıcı bir biçimde ifade etmek amacıyla kullanılan özel işaretlere sembol denilmektedir. Tarihin başlangıcından günümüze kadar sembollerin araç olarak kullanıldıklarından söz edebiliriz. Ortak bir çağrışım/birlikteliğin neticesinde ortaya çıkmış bir anlamın madde veya şekil olarak gösterilmiş hali olarak sembol; alamet, timsal, remz veya simge kelimeleriyle ifade edilir.

Simge kelimesinin etimolojisine bakıldığında Yunanca “atmak” ve “tanıtmak” anlamını dile getiren “bal” kökünden türetilmiştir. Eski Yunanlılar “tanıtıcı im” anlamında “sumbolon” deyimini kullanırlardı. Dilimizde ise “işaret” anlamına gelen “sim” sözcüğünden türetilmiştir. Bir işin, nesnenin veya gerçeğin bizzat kendisi değil, mümkün olduğunca kısaltılmış anlamı ve resmidir, sembol. Yani terminolojik anlamda bakacak olursak sembol, kısaca görünmeyeni dile getiren olarak tanımlanabilir. Bu tanımlama inançsal bir anlam olarak da karşımıza çıkabilmektedir. İnsan aklının tanımlama ve ifade etme gücünün bittiği yerde sembollere başvurduğundan söz edebiliriz. Her türlü mit, put, heykel örnek olarak verilebilir.

İnsan veya toplumun manevi yaşantısını simgelerle yüklü ve üstü örtülü bir anlatım biçimiyle dışa vurması olarak da ifade edebileceğimiz her türlü mit; soyutlukla izah edilebilen, somut bir şekilde kavranılamayan, görülemeyen, algılanamayan ve yine üzerine somut yorumlar yapılması oldukça güç olan değerlerin zihinde yer bulmasını sağlayan her türlü işaretlerdir.

Yazının Devamı >>>

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!