Yerel seçimlere yönelik sabotaj hesapları beklendiği oranda hayata geçirilemedi ve nihayet bütün tuzaklara ve alabildiğine genişleyen ‘cephe’ mantığına rağmen seçimler yapıldı.
Bu yazının yazıldığı saatlerde kamuoyuna yansıyan gayrı resmi sonuçların işaret ettiği en net durum şudur: İçinde ‘özel harekât birimi’ rolüyle Fethullah Gülen Cephesi’nin de yer aldığı bürokratik oligarşinin tüm bileşenleri bütün iddialarıyla birlikte toplumdan ciddi bir ‘darbe’ yemiştir.
Yargı ve Emniyet marifetiyle önce felç etmek sonra da ‘yolsuzluk-despotizm’ merkezli psikolojik harp söylemleriyle çökertmek istedikleri Başbakan Erdoğan artık daha net olarak görülüyor ki bu seçimlerden de güçlenerek çıkacak.
Hizaya Geçmeyen Toplum
Hesap şuydu: FG Cemaati’nin imkânlarıyla daha muhkem bir tepede durdukların zanneden CHP, liberaller ve ulusolcular Başbakan Erdoğan’ın hukuki ve siyasi meşruiyetini tanımadıkları ilan edince toplum da onların kuyruğuna takılacak kurşun asker misali devlet aklının gösterdiği merkezde bloklaşacaktı.
İlaveten küresel ve ulusal sermayenin kucağına oturmuş ilerici aydın ve sanatçılarla el ele veren modern ve hoşgörülü dindarlar Başbakan Erdoğan’ın giderek artan toplumsal desteği için “bizim nezdimizde hiçbir itibarı yok, kale almıyor ve tanımıyoruz” dediklerinde halk da sandıkta AK Parti’ye okkalı bir şamar atar diye hayal kurdular, ahmak aldatan senaryolar yazdılar.
Sinsice kurulan kirli hesap bozuldu ve kurdukları tuzaklar başlarına geçti. Şimdiden sonra her dönem söylenen “seçimlere hile karıştırılacak/karıştırıldı” türküsüyle idare etmeye çalışacaklar.
Seçim sonuçları Mustafa Kemal’in Askerleri ve Fethullah Gülen’in Fedaileri’ne kına yakma imkânı tanınmadığının ispatıdır. Bu ahlaksız ittifakın siyaset ve toplumu darbe ve şantajla hizaya çekme stratejisine halk tarafından prim verilmedi.
Esed Rejiminin yerli malı Şebbihalarının da, liberal demokrat maskeli ak saçlı çetecilerin de “Erdoğan’ın Sünnici-El Kaideci Suriye politikası çöktü” yalanları Türkiye toplumu nezdinde 5 kuruş etmeyen propagandalar olarak tescillenmiştir.
Yerel seçimlerin genel seçim havasında ama olabildiğince gerilimli seyretmesinin elbette farklı bir takım sebepleri var. Ancak en önemli sebep 17 Aralık’ta başlatılan ve Fethullah Gülen’e bağlı kadroların hiçbir ahlaki kriter tanımadan CHP başta olmak üzere bütün darbeci unsurlarla birlik olup AK Parti Hükümeti’ne karşı yeni bir kaos-kriz süreci inşa etmek üzere cephenin en önünde yer alması bunun en önemli sebebi olmuştur.
TSK’nın darbe yapabilme potansiyeli kırılmış olması, PKK-BDP ile Kürt sorunu üzerinde başlatılan müzakere süreci bütün kışkırtmalara rağmen mesafe kat etmesi bürokratik oligarşi ve iktidar sınıfları için yeni bir aktör arayışını mecbur kıldı.
Darbenin Tüm Bileşenlerine Direniş
Hem Kürt hem de Alevi kesimler üzerinden sürekli şiddet ve çatışma üretmenin telaşesiyle konumlanan sol/sosyalist ve liberal çevreler için Fethullah Gülen camiasından gelen şantaj-tehdit kasetleri adeta ilaç gibi oldu. Ancak sol ve liberal çevreler bu ilaca sarıldıkları ve bu malzemeler üzerinden propagandalarına hız verdikleri oranda toplum Başbakan Erdoğan’ın etrafında daha sıkı kenetlendi.
Kemalistler, Kemalist solcular gibi Gezi olaylarıyla birlikte önce liberaller sonrasında da 17 Aralık’la beraber Fethullah Gülen çevresi de toplum nezdinde hep aynı cephenin, darbe cephesinin bileşenleri olarak algılandı.
Bu darbeci cepheye karşı siyaset ve toplumu temsil eden AK Parti’ye destek verdi. Şimdiden sonra “sandık çözüm değil, demokrasi sandıktan ibaret değil, Erdoğan sandıkta aklanamaz” gibi söylemler eşliğinde Erdoğan’ın yeminli muhalifleri yine bildik tezler üretmeye devam edecekler. Bir önceki yazımızda “Müflislerin Feryadına Hazırlıklı Olun” demiştim de bazıları “abartılı bir seçim tahmini” demişlerdi.
Görülen o ki, ulusalcı ya da liberal bütün devlet sınıfları makbul vatandaş-makbul siyaset inşa etmek üzere baskılarını yoğunlaştırdıkça, gayrı meşru yolları daha çok seferber ettikçe daha çok kaybediyor.
Bundan böyle siyaset ve toplum sadece bürokratik oligarşinin klasik söylem ve aktörleriyle değil liberal veya Fethullah Gülenci söylem ve aktörleriyle de kıyasıya mücadele edecek, onlara karşı da güçlü bir direnç sergileyecek. Üstten bakan, terbiye vermeye kalkışan, hizaya çekme hakkını kendinde gören kim olursa olsun toplum kendi doğal seyrinde devam etmekte ısrar ediyor, ısrar edecek.
Darbecilerin 30 Mart hesapları bozuldu ama onlar yeni darbe planları yapmak için şimdiden masaya oturmuş olduklarını tahmin etmek hiç de zor olmasa gerek.