Uluslararası Hak İhlalleri İzleme Merkezi (UHİM) geçtiğimiz günlerde "mahalle baskısı" kapsamında gündeme getirilen ve laik paranoyaların referandum sonuçlarının oluşturduğu cesaret ortamıyla irtibatlandırdıkları Tophane olayını raporlaştırdı.
Kentsel dönüşüm projelerinin semtlerin dokusunu nasıl değiştirdiğine dikkat çekilen raporda, bu dönüştürme sürecinin yerleşik halkın sosyo-kültürel yapısını görmezden geldiği tespitinde bulunuluyor. Tophane olayı da mahalle kültürü ve tarihsel derinlik; medya, aydınlar ve siyasilerin olaya bakışı bağlamıyla birlikte bu çerçevede ele alınıyor.
"Tophane Örneğinde Sanat Algısı ve Kentsel Dönüşüm" adı verilen raporun sunumunda şu ifadelere yer veriliyor:
Birçok medeniyete ev sahipliği yapan, farklı inanç ve kültürleri içinde barındıran şehirler; kültürel, sanatsal, toplumsal özellikleriyle varlıklarını anlamlı kılarken, küreselleşmenin etkilerinin giderek daha fazla hissedildiği günümüzde, bu özelliklerini korumakta daha çok zorlanır oldular.
Bugün İstanbul için de benzer bir sürecin varlığını tespit etmek zor değil. Kentsel dönüşüm projeleriyle pek çok tarihi mekân ve semtler yeniden yapılandırılırken, yapılanma sırasında bazı semtlerin dokusu değiştirilip/dönüştürülüyor.
Bir zamanlar "varoş" nitelemesiyle yok sayılan ve göç yoluyla şehre intikal etmiş vatandaşlarımızın yerleşimine terk edilen birçok semt, son yıllarda giderek artan bir ilgiyle adeta yeniden keşfediliyor. Söz konusu ilginin doğal bir gereği olarak yeniden yapılandırılma sürecine giren semtler, yerleşik halkın sosyo-kültürel yapısı görmezden gelinerek, yeni yerleşimcilerin istediği biçime sokuluyor.
Küreselleşmenin etkisiyle biçimlenen sanat algısı kendi toplumsal değerlerini ötekileştirerek, yeni bir alanda varlığına anlam bulmaya çalışıyor. Ne hazindir ki, bugün ülkemizde sanat ve sanatçıyı temsilen ortaya konan faaliyetler çoğu kez geleneksel değer ve kültürleri yok sayar bir biçimde icra edilmektedir.
İstanbul'un tarihi semtlerinden biri olan Tophane de bu sürece, "tarihi ve kültürel" değerleri dikkate alınmadan dâhil edildi.
Kamuoyunda taraflı ve sübjektif bir yaklaşımla gündeme gelen "Tophane Olayı", kapsamlı bir analize ve sağlıklı bir değerlendirmeye ihtiyaç duyuyor.