Toparlanın gidiyoruz!

Abdurrahman Dilipak

Almanya macerası yarım asrı çoktan geçti.

Artık onlar Almancı. 1. kuşak gelemedi.. Arkalarında bıraktıkları hüzünlü gözyaşları ile çocukları geldi.. 2. kuşak artık Almanlaşıyor derken, Avrupa’da yabancı düşmanlığı, ekonomik durgunluk, Türkiye’nin normalleşmeye başlaması ve ekonomik canlılık gurbetçilerin unutulmaya yüz tutmuş duygularını yeniden canlandırdı..

Son birkaç yıl içinde 70.000’e yakın kardeşimiz sırtına yükünü vurup Türkiye’ye göçmüş.

Hadi toparlanın gidiyoruz..

Bu yeni gelenler, daha eğitimli ve parası olan, iş tecrübesine sahip kişiler.

Gelmek ve bir daha Türkiye’den dışarıya adımını atmamak kararlılığında olan insanlar değil.. Yine bir ayakları Avrupa’da olacak. Doğu’ya, Rusya’ya, Güney’e gitmek, Afrika’ya açılmak istiyorlar. Bilgi ve tecrübeleri ile geliyorlar..

Şimdi Neo Naziler düşünsünler bu işin sonunu..

Hepsi gelmeyecek. Bu kesin.. Ama istemedikleri bu insanların yokluğunun acısını beyinlerinde ve yüreklerinde hissedecekler..

Avrupa bankalarındaki paralarını çekip gelecek bu insanlar.. Emeklerinini, bilgilerini, alın terlerini, birikimlerini kendi ülkeleri için kullanacaklar. Kendi memleketlerinin mallarını tüketecekler.. Bana kalırsa işsizliğe sebep olmayacaklar. Bunlar işveren olarak gelecekler.. Pazarlarını da kendileri doğuracaklar.. Kaybeden Batılılar olacak.

Geçti öyle vizeler kalksa Avrupa’yı işgal etmeye hazırlanan işsizler ordusu..

TAVAK Vakfı Baskanı Prof.Dr. Faruk Şen, geçen gün yaptığı bir yazılı açıklamada, “31 Ekim 1961 yılında Almanya ve Türkiye arasında imzalanan İşçi Göçü Anlaşması çerçevesinde ilk yıl 6.700 Türk’ün gittiği Almanya’da Türk kökenli göçmenlerin sayısı 2 milyon 900 bine erişti ve artık 4. kuşak da orada yaşamaya başladı. 2000 yılından itibaren Almanya’da başlayan ekonomik krizin özellikle 2007 yılından sonra büyük ölçüde artması, 2008’den itibaren ekonomik krizin önce İslâmofobi, daha sonra Türkofobi geliştirmesi, ırkçı söylemlerin artması çerçevesinde Almanya’daki Türkler geri dönüşü düşünmeye başladı” diyordu.

Batılılar başörtüsünü, ezanı, minareyi tartışmaya devam etsinler.. Neyi kaybettiklerini anladıklarında çok geç kalmış olacaklar..

Bizim varlığımızı kendileri için tehdit olarak görenlerin, yokluğumuzun nasıl daha büyük bir tehlike doğurduğunu yaşayarak görecekler..

Dönüşün 2011 yılından itibaren daha da artacağını belirten TAVAK Vakfı Başkanı Faruk Şen; dönüş eğiliminin özellikle 20-40 yaşları arasında görüldüğünü ve Almanya’da akademik bir kariyer yapmış bulunan insanlarda çok geliştiğini belirtti. Kariyer sahibi, ekonomik olarak geleceğini Türkiye’de gören bu kişilere ayrıca 50 bini bulan ve Almanya’da üniversite öğrenimi gören Türklerin de, Almanya’daki iş piyasasında dışlanmaları nedeniyle katılacağını belirtti.

Almanya’da kalacak olanların yaşlı, hasta, yoksul ve hukuki sorunları olan risk grubu olacağı tahmin ediliyor. Genç, dinamik nufus Türkiye’ye gelecek.. Almanya’nın her yıl en az 400 bin kaliteli göçmene ihtiyacı var. Kendi nüfusu hızla yaşlanıyor. Almanya’da bu yıl 40 milyon sosyal sigortalı çalışana karşı 24 milyon emekli var. 2014 yılında 36 milyon sosyal sigortalı çalışan, 28 milyon emekliyi fiananse edecek. Aile dağılıyor ve nüfus hızla yaşlanıyor.. Güvenlik riski artıyor. Manevi değerlerden uzak, uyuşturucu ve alkolün kıskacında kıvranan hedonist bir topluluğa dönüştüler.. Bilim, sanat, felsefe revaçta değil.. Irkçılık yükseliyor..

Şen’e göre, “bırakın yeni göçmenlerin Almanya’ya gelmesini, Almanya’daki kaliteli göçmenler de kendi ülkelerine geri dönecek.”

Avrupa artık refah ve özgürlükler ülkesi değil..

Batı artık giderek, “kendisi himmete muhtaç bir dede” haline dönüşüyor.. Nerdeki gayrıya himmet ede?.. İzlanda, Yunanistan, İrlanda derken, sıra kimde herkes onu merak ediyor ve sıranın ne zaman kendilerine geleceğini düşünüyor. Batı cephesinde işler hiç de iyi değil..

Selam ve dua ile..

YENİ AKİT