Eylem başlangıcında konuşan Özgür Eğitim-Sen MYK üyesi Ahmet ÖRS, NATO'nun füze kalkanının İslam dünyasını hedef aldığını, Ak Parti iktidarının son Lizbon zirvesinde füze kalkanının kuruluşunu onaylayarak ümmete savaş açılmasına izin verdiğini, güçleri yettiğince bu projeye ve işgalci NATO'ya karşı çıkacaklarını söyledi.
Dernek üyelerinden Mustafa ÖZEKE'nin okuduğu basın açıklamasında ise füze kalkanı projesinin İslam dünyasındaki direniş hareketlerini hedef aldığı, Ortadoğu halklarının geleceğini kuşattığı ifade edilirken "Türkiye'ye kurulacak füze kalkanının kimi hedef aldığı uzun uzun tartışıldı. İran'ın isminin Türkiye'nin ısrarıyla metinden çıkarılması başarı olarak sunuldu. Kim ne derse desin füze kalkanının hedefi açıktır. Başta İran olmak üzere füzelerin hedefi Ortadoğu'daki bütün İslam ülkeleridir. "Tehdit kimden gelirse hedef odur." gibi yuvarlak laflar ancak gerçekleri halktan saklamayı amaçlıyor. NATO füzelerinin hedefinde HAMAS gibi, Hizbullah gibi Ortadoğu'daki direniş örgütleri vardır. NATO füzelerinin menzili İslam dünyasında kapitalist talancı dünya düzenine başkaldırmak için kaynayıp duran heyecana ayarlanmıştır. NATO füzelerinin hedefinde İran, Suriye, Lübnan, Afganistan, Pakistan ve diğer Ortadoğu halkları vardır, NATO füzelerinin hedefinde Filistin'i savunan bütün bir ümmet vardır. Çünkü NATO'nun füzeleri İsrail'e kalkan olmak için kuruluyor. Batının ileri karakolu olan İsrail'in yanına ikinci bir karakol olarak Türkiye ikame ediliyor." cümleleri kullanıldı.
"Dünya yoksullarının kanlarından emilerek gerçekleştirilen milyarlarca dolarlık füze kalkanını reddetmek vicdanını yitirmemiş her insanın boynunun borcudur. Bu tavrı göstermek yerine emperyalistlerin onca para harcayarak kuracağı füze kalkanında düğmeye basanın kim olacağını tartışmak ise ancak tam bir abesle iştigal olsa gerektir." denilen açıklamada hükümetin İslam dünyasına dönük kuşatmaya onay vermesi kınandı.
Eylem boyunca "Katil NATO Ortadoğu'dan defol, Türkiye NATO'dan ayrılsın, NATO füzesi kapitalizmin bekçisi, NATO'ya karakol/kalkan olmayacağız, NATO üsleri kapatılsın, NATO'nun füzesi yıldıramaz bizleri, NATO'nun füzesi AKP'nin hilesi, Yaşasın küresel intifada" sloganları atılırken "Katil NATO'nun Füzeleri Ümmetin Geleceğini Vuracak" pankartının yanı sıra "Katil Nato Ortadoğu'dan Defol, Katil Nato'ya Hayır, Küresel 28 Şubat'a Küresel İntifada" gibi dövizler taşındı.
Basın Açıklamasının Tam Metni:
KATİL NATO'NUN FÜZELERİ ÜMMETİN GELECEĞİNİ VURACAK!
Kendini dünyanın jandarması kabul eden, başta ABD olmak üzere batı ülkelerinin çıkarları için örgütlenen bir güç olan NATO, bugün İslam dünyasını kuşatmak için füze kalkanı projesiyle yeni bir adım atıyor. Sovyet blokunun çöküşünden sonra kendisine düşman olarak İslam'ı ve İslam ülkelerini seçen NATO bu düşmanlığını uzun süredir Afganistan'da gerçekleştirdiği savaşta gösteriyordu. Afganistan ve Pakistan'da yıllardır yoksul ve çaresiz kardeşlerimizi bombalayıp duran, düğün evlerinin neşesini kana bulayan katil NATO şimdi de kanlı elleriyle kurmaya hazırlandığı füze kalkanıyla İslam ümmetinin geleceğini vurmaya, onu yok etmeye hazırlanıyor.
NATO'nun son Lizbon toplantısı bu bakımdan son derece önemlidir. Türkiye, soğuk savaş döneminde batı blokunun bir parçası olmak için Kore savaşında halkın evlatlarını ölüme gönderme suçunu hala boynunda taşırken şimdi de Lizbon'da yeni bir ölümcül yanlışın içinde yer alıyor. Halkın, sorunlarını çözmek için iktidara getirdiği, ancak Kürt sorununda, Alevi meselesinde, başörtüsü yasağında, adil ekonomik paylaşımda somut, kalıcı ve adil çözümler üretemeyen Ak Parti, bütün bir Ortadoğu coğrafyasını, İslam halklarının geleceğini NATO füzelerini memlekette konuşlandırarak ateşe atıyor.
Son dönemdeki dış politikanın adının ne olduğu tartışılırken aslında temel ve ittifakların değişmediği ortaya çıkmış oldu: Türkiye'nin temel tercihi kapitalist batı bloğundan yanadır ve Türkiye'nin Ortadoğu'ya ilgisi ancak batılı ve kapitalist değerler doğrultusunda gelişmektedir. Komşularla sıfır problem diyen ve muhafazakâr çevrelerin fazlasıyla rağbet ettiği Ahmet Davutoğlu'nun dış politikası Lisbon'da NATO'ya kalkan olup çıkmıştır!
Türkiye'ye kurulacak füze kalkanının kimi hedef aldığı uzun uzun tartışıldı. İran'ın isminin Türkiye'nin ısrarıyla metinden çıkarılması başarı olarak sunuldu. Kim ne derse desin füze kalkanının hedefi açıktır. Başta İran olmak üzere füzelerin hedefi Ortadoğu'daki bütün İslam ülkeleridir. "Tehdit kimden gelirse hedef odur." gibi yuvarlak laflar ancak gerçekleri halktan saklamayı amaçlıyor. NATO füzelerinin hedefinde Hamas gibi, Hizbullah gibi Ortadoğu'daki direniş örgütleri vardır. NATO füzelerinin menzili İslam dünyasında kapitalist talancı dünya düzenine başkaldırmak için kaynayıp duran heyecana ayarlanmıştır. NATO füzelerinin hedefinde İran, Suriye, Lübnan, Afganistan, Pakistan ve diğer Ortadoğu halkları vardır, NATO füzelerinin hedefinde Filistin'i savunan bütün bir ümmet vardır. Çünkü NATO'nun füzeleri İsrail'e kalkan olmak için kuruluyor. Batının ileri karakolu olan İsrail'in yanına ikinci bir karakol olarak Türkiye ikame ediliyor.
NATO füzelerinin amacı enerji koridorlarını; petrol ve doğalgaz hatlarını korumaktır. NATO füzelerinin amacı emperyalistlerin sonsuz tüketim tutkularını, vahşi iştahlarını tatmin etmek için yapılan talanı, sömürüyü silahlı tehdit yoluyla sürdürmektir. NATO füzelerinin amacı her gün daha çok yoksullaştırılan dünya halklarının öfkesini bastırmaktır.
İzzet ve şerefi Allah'ın yanında aramak yerine mustazafların, mazlumların katilleriyle işbirliği yapanları asla affetmeyeceğiz. Katil NATO'yla iş tutanlardan mutlaka hesap soracağız. Hiçbir gerekçe NATO füzelerini ülkemizde konuşlandırmayı haklı gösteremez. İncirlik gibi emperyalist üsleri kapatmak, NATO'dan ayrılmak yerine kirli ilişkileri sürdürmeye devam etmek asla affedilemez. Daha dün referandumda haklar ve özgürlükleri genişletmek iddiasında bulunan hükümet, bugün Lizbon'da ülke ve İslam dünyasındaki bütün bir geleceğimizi vuran karara ortak olmuştur. NATO'nun füzeleri her bir İslam ülkesini açık cezaevine çevirecek; ideallerimizi, özgürlük tutkumuzu, insanca yaşama arzumuzu kuşatacaktır.
NATO'nun bir hançer gibi Ortadoğu'nun kalbine saplamak istediği füze kalkanının yıkıcı tesirleri ilerde çok daha iyi anlaşılacaktır. Afganistan'ı, Irak'ı işgal eden, İsrail eliyle Filistin'i yok etmeye çalışan Amerika, kıskacı Türkiye'ye konuşlandıracağı füze kalkanıyla tamamlayacak, bütün ipleri elinde tutacaktır. Türkiye'nin eksen kayması yaşadığı iddiaları cevabını bulmuştur. Ortadoğu ile ilişkiler asla batıdan bağımsız değildir ve küresel sermayenin çıkarları doğrultusunda gelişmektedir. İsrail'in bölgedeki varlığını Filistin devletçiği kurulması talebiyle kabul eden, batıcı ve baasçı Esed rejimi tarafından diktatörce yönetilen Suriye ile kardeşçilik oynayan bir politikanın bizim nezdimizde herhangi bir değeri yoktur.
Dünya yoksullarının kanlarından emilerek gerçekleştirilen milyarlarca dolarlık füze kalkanını reddetmek vicdanını yitirmemiş her insanın boynunun borcudur. Bu tavrı göstermek yerine emperyalistlerin onca para harcayarak kuracağı füze kalkanında düğmeye basanın kim olacağını tartışmak ise ancak tam bir abesle iştigal olsa gerektir.
Bugün burada İslam ümmetini tehdit eden, onun dinamizmini ortadan kaldırmak isteyen, direniş potansiyelini parçalamak için her bir taraftan kuşatan zalimlere, işgalcilere, işbirlikçilerine karşı sesimizi yükselttik, itirazlarımızı sıraladık. Kanlı işgal örgütü katil NATO'ya karşı bütün gücümüzle sonuna kadar direnecek ve onun destekçisi politikaların her zaman karşısında olacağız.
Biz herkesi yapıp ettiklerinden dolayı âlemlerin Rabbi olan Allah tarafından hesaba çekileceği gün için uyarıyoruz.