Haber sıkıntısı çekiyorsanız ya da bazı gelişmeleri riskli görüp haberleştirmekten imtina ediyorsanız TikTok başta olmak üzere sosyal medya ağlarında üstün körü bir tarama yapmanız eğlenceli bir kurtuluş yolu sağlıyor. Gündemse gündem, haberse haber, reytingse reyting; böylece hem habercilik sorumluluğunuzu yerine getirmiş oluyorsunuz hem de muhtemel risk ve tehditleri daha baştan savuşturmuş oluyorsunuz. Bahsi geçen mecra reyting değeri yüksek milyonlarca acı ve komik, acayip ve iğrenç olaydan konjonktüre uygun olanını seçmeniz için bitip tükenmek bilmeyen bir okyanus gibi adeta.
“Mide bulandıran video, skandal görüntü, tepki çeken görüntü” gibi manşetlerle hemen her haber sitesinde karşımıza çıkan en son video hakikaten de mide bulandıran bir skandalı ihtiva ediyor. Bir hazır döner markasının paketleme bölümünde çalışan iki personel hijyen kurallarını hiçe sayarak son derece lakayt bir biçimde dans edip şarkı söyleyerek o bildik videolardan birini çekip hemen TikTok’ta paylaşmışlar. Akabinde klişe haber formatı devreye girip “vatandaşın sağlığının hiçe sayıldığı o anlar sosyal medyada paylaşılınca sosyal medyada büyük tepki çekti.” Haberi biraz zenginleştirmek için videonun altına yazılan birkaç yorumu da metne ekleyince alın size dört dörtlük bir haber.
Bu tür çirkin ve acayip paylaşımlar dünyanın her tarafında magazin mantığıyla haber değeri taşır elbette. Fakat Türkiye’de gerçek gündemi haberleştirmek, asli ve öncelikli meselelere ilişkin gereğince kaleme alınacak haber-yorumlarla tavır belirlemek riski iyice belirginleştiğinde kimi gazeteler ve gazeteciler maalesef bu türden magazinsel gelişmelere dört elle sarılıyor. Asıl mesele ve sıkıntı da bu mantık ve tavırdan kaynaklanıyor.
Son bir haftadadır gazeteciler ve siyasetçiler sokaklara inen eşkıyaların hedefi olmuş durumda. Ancak bazı gazetelerde bu saldırılar hiç olmamış gibi bir yayın çizgisi izleniyor hala. Acaba ağzı-burnu kan revan içinde bırakılmış, kafası yarılıp elleri kırılmış gazeteci ve siyasetçi görüntüleri TikTok’a düşse bu ilgisizlik, bu umursamazlık ve sorumsuzluk sürer mi?
Yazının devamı için bağlantıya tıklayınız.